•
•
•
-Geçmiş Bir Zamanda
Küçük bir odası vardı. Ahşap tavanı, küçük yatağı, boydan boya olan ve içinde okuması istenilen kitapların olduğu bir kitaplık, ve birkaç parça kıyafetinin olduğu küçük de bir çekmecesi vardı.
Kocaman dünyası olan bir çocuk için fazla küçüktü odası. Koşup eğlenmek istese çok çabuk bitiyordu oda. Kendini yatağa bırakıp elindeki kitabını yüzüne kapatmıştı. O kadar çok düşündüğü şey vardı ki, yaşıtlarını en çok kıskandığı şey buydu. Onlar dondurmalarını, oyun parklarını, hangi oyunları oynayacaklarını düşünürken onun düşündüğü şeyler dövüş teknikleri, silahlar, tıp bilgileri ve vatanıydı. Kahraman olmayı o seçmemişti. Kahraman olarak yetiştirilmeyi de... Zaten ona da hiç bir zaman seçim hakkı sunulmamıştı.
Burnundan ciğerlerine akan kitap kokusu artık midesini bulandırmıştı. Kitabı sertçe yatağa bırakıp derin bir nefes aldı. Ne kadar kitap okumayı hala seviyor olsa bile kokusundan hoşlanmıyordu. Ona yaşayamadığı şeyleri hatırlatıyordu.
Yataktaki kitaba bakındı. Latince yazılmış bir tıp bilgileri kitabıydı. Onu yerine koymak için ayaklandı. Alfabetik sıraya göre dizdiği kitapların arasında yerini ararken kapının tıklatılması ile kitabını rafa bıraktı.
"Hazır mısın Divane?"
Elini rafa dayayarak güç topladı bir süre. Kesinlikle hazır değildi.
"Geliyorum usta."
Kapının arkasına astığı kapşonlu hırkasını ve tabancasının asılı olduğu palaskayı alıp odanın kapısını açtı. Ustasını eşofman takımları ile karşısında görmeyi bekliyordu. Ancak normal kıyafetleri ile duruyordu.
"Ben hazırım ama sen çok dövüşmek için hazır değil gibisin."
Ustası tek bir söz etmeden başı ile kendisini takip etmesini söyledi. Divane bir yandan hırkasını üzerine geçirirken bir yandan da merdivenleri inen ustasını takip ediyordu. Merdivenlerin sonunda palaskasını beline bağlamıştı.
Evden hızla çıktıklarında Divane'nin aceleci adımları gördüğü motosiklet ile yavaşlamıştı.
"Şaka yapıyorsunuz?"
Başkan ve ustası keyifle gülümsüyordu. Divane evin önündeki iki basamağı tekrar hızla inip karşısında duran motorsikleti inceledi. Elleri gidonda gezinirken hayranlıkla küfür savurmuştu.
"Bu benim mi?"
"Tabi ki de."
Başkan ustasına işaret verdiğinde arabanın içinden gözleri bağlı bir adam çıktı. Bu manzara karşısında Divane sadece gülümsedi. Onu ne zaman bir yabancı ile karşılaştırsalar gözlerini bağlıyorlardı.
"Efendim yine de bir çocuk için fazla riskli bir motor?"
"Sadece işinizi yapın lütfen. Ve anlaşmamızı düşünün."
Divane heyecanla motorunu incelemeye devam ederken başkan ona bir de kask uzatmıştı. Divane hevesle alıp başına geçirmeye çalıştı.
"Heyecanını kontrol et Divane. Ellerinin titremesi en son isteyeceğimiz şey bile değil."
Duymadı Başkan'ı. Boynundaki emniyet kilidini taktığında heyecanla motorun üstüne oturdu. Onu eğitmeye gelen eğitmen, Divane'nin kaskı takması ile birlikte gözlerindeki bağı açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİVANE
General FictionBen Divane. Resmiyette Türk Silahlı Kuvvetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı'nın ortak personeller ile eğittiği, vatanın birliği ve bütünlüğünü bozacak her türlü eylem ve söylem karşısında edindiğim donanımlar ile gerek savunmada gerekse saldırıda h...