Heyecan...
Uzun bir aradan sonra hissettiği ilk duyguydu. Elleri titriyor, kalbi yerinden çıkacak gibi hissediyordu. Ustası ona Türkiye'nin belirli şehirlerini gezdireceğini söylediğinde çıldıracak gibi olmuştu. Uzun bir süredir bir bağ evinde eğitimdeydi. Eğitimler dışında dışarıya çıkmıyordu. Hangi şehirde olduğunu bile bilmiyordu.
Ustası yine gözlerini bağlamıştı. Hangi şehirde olduğunu bilmesin diye yapmıştı bunu. Babası onu ustasına teslim ederken de gözlerini bağlamıştı. Saatlerdir gözleri bağlı bir şekilde yolculuk yapıyordu. Ve hızları yavaşlamaya başladığında gidecekleri yere vardığını anlamıştı.
Ustası gözlerini açabileceğini söylediğinde çıldıracak gibi olmuştu. Hızla gözlerini açtı. Gözüne giren güneşten kısa bir süre etkilenip ışığa uyum sağlamayı bekledi. Ustası ile göz göze geldi. Ancak ustası ile iş kaskını uzatmıştı. Divane göz devirerek kaskını taktı. Görünme ihtimaline karşı her türlü önlem alınıyordu her zaman ki gibi.
"Nereye geldik Usta?"
"Bunu bilmen gerekseydi gözlerini bağlamazdım Divane.Sağına bak."
Divane sağına baktığında kendi yaşlarındaki bir kızla yanında bir adamı görmüştü. Biraz daha dikkatle baktığında heyecanı katlanmıştı. Pusat Timi'ndeki amcalarından biriydi. Ormanlık bir alanda kızla atış yapıyordu. Kızın silahı tutan elleri titriyordu. Asker olduğunu bildiği o adam ise arkasından sarılmış titreyen ellerini tutuyordu.
"Sağ eli ile silahı yeterince kavramıyor. Bu yüzden eli titriyor."
Ustası keyifle gülümsedi. "Aferin Divane. Ama seni bunun için getirmedim."
Divane tekrardan camdan baktı. Kız hedefi tutturunca geriye döndü keyifle. Ve sıkıca sarıldı.
"Oldu bu sefer babacım. Başardım.''
Bordo bereli olduğunu bildiği adam kızının alnını öptü.
"Aferin güzel kızım. Söylediklerimi sakın unutma. Umarım işine yaramaz hiç bir zaman bu bilgiler. Ama bilmende fayda var."
Babasına neşe ile gülümserken ustası arabadan inmişti.
"Beni burada bekle."
Divane başı ile onayladı. Ustası üzerine yapışan sırt çantası ile arabadan inip adamın yanına gidişini izledi. Ustasını fark edince keyifle sarıldı ona. Küçük bir hasret gidermeden sonra ustası çantasından bir paket çıkarıp ona verdi. Sonra kızın saçlarını okşadı. Ve gerisin geri arabaya döndü. Asker olan adam arabaya doğru baktığında Divane'nin orada olduğunu fark edip gülümseyerek başı ile selam verdi. Divane yüzünün görünmediğini bilerek sadece kafası ile selamı aldı.
O sırada ustası hızla arabaya binip harekete geçti. Onları geride bıraktıklarında Divane kaskını çıkarıp tekrar gözlerini bağladı. Yine uzun bir yolculuğa başlamışlardı. Sıradaki şehre geldiklerinde Divane gözlerini açtı. Gece olmuştu çoktan ve bir gündür yoldaydılar.
" Pusat Timi'ndeki ablanın evine geldik. Bak bizi bekliyor. Bu gece burada kalacağız. Kaskını tak. Senin için oda bile hazırladılar.''
Divane söyleneni yapıp kaskını taktı. Ve ustası ile arabadan indi. Ustasının yanında yürürken denizin kokusunu kaskının altından bile alabiliyordu.
Gerginlikle kendilerini kapıda bekleyen kadının yanına yaklaştılar. Kadın büyük bir hürmetle ustasının elini sıktı.
"Beni ve evimi şereflendirdiniz usta. Başkan'dan haber gelince ne yapacağımı şaşırdım. İyi ki geldiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİVANE
General FictionBen Divane. Resmiyette Türk Silahlı Kuvvetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı'nın ortak personeller ile eğittiği, vatanın birliği ve bütünlüğünü bozacak her türlü eylem ve söylem karşısında edindiğim donanımlar ile gerek savunmada gerekse saldırıda h...