Bölüm 2

89 7 1
                                    

Chris evden çıkıp arabasına binmiş ve beklemeden restorana gitmişti. Girişte rezervasyonu olduğunu söyleyip şehir manzarası olan masanın sandalyesine oturdu. Buluşma saatine çok kalmamıştı, sabırsızlanıyor ve heyecanlanıyordu. Gözleri ışıltılı şehirde gezerken onun sesini duydu. ''Bay Bang.'' Bakışları ona seslenen kadına döndü. Ayağa kalkıp ona gülümsedi. Üzerinde siyah bir takım vardı, gömleğinin yakalarından görünen gümüş kolyeler tenine yakışıyordu, saçlarını topuz yapmıştı, hafif bir makyajı vardı yüzünde. ''Çok beklettim mi?''

''Hayır, tam vaktinde geldiniz, buyurun.'' Kadının sandalyesini çekti oturması için. Luna oturduğunda tekrar kendi yerine geçti. ''Kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.''

''Reddetmek büyük bir fiyasko olurdu benim için.'' Luna onunla çalışmaya başladığından beri ilgisini çeken adamı nasıl reddedebilirdi ki? Ancak yanlış anlaşılmamak için, pozisyonunu kullanıyormuş gibi görünmemek için ona bu tür tekliflerde bulunmaktan kaçınmıştı. Hayattaki şansının tamamını Christopher'ın ona teklifte bulunmasına kullandığına inanıyordu. Her işini özenle ve dikkatle yapan, çevresindekilere saygılı ve kibar olan, yaşının gerektirdiği olgunlukta olup aynı zamanda görünüşüyle göz doyuran bu adam nasıl onda bir şeyler hissettirmezdi ki?

''Neden sizi almamı istemediniz?'' Chris'in aklına takılmıştı. ''Böyle pek olmadı.''

''Ah, aslında bugün gün ortasında başka bir yerde olmam gerekiyordu, şehir merkezine epey uzakta bir görüşmem vardı, saha incelemesi için oradaydım. O kadar uzak bir yerden beni almanızı istemek kabalık olurdu. Bu akşam için hazırlanıp öyle gittim oraya da.'' Yeni bir park projesi vardı bu nedenle yeşillendirilmesi zor olan arazileri gezmesi gerekmişti. Normalde bu işi başkaları yapardı ama hafta sonu olduğu için kendi gitme kararı almıştı, bugüne böyle güzel bir davet alacağını bilse başkasını görevlendirirdi. ''Ancak dönüş yolunda benzinim bitti, arabayı çoktan çekmişlerdir, taksiyle geldim.''

''O zaman gecenin sonunda sizi benim bırakmama izin verin.''

''Neden olmasın.''

Yemeklerini sipariş ettikten sonra sohbetleri daha da derinleşti. Saygı ifadelerini kenara koyup daha samimi konuşmaya başladılar. Yemekleri geldiğinde dahi gülerek sohbet ediyorlardı.

''Düşündüğümden daha eğlenceli geçiyor.'' Luna şampanyasından bir yudum aldı.

''Kesinlikle öyle.''

''Pekala, aklıma takılan bir şey var ve dürüst olmanı istiyorum.'' Luna keskin gözlerle bakıyordu karşısındaki adama. Onun bakışlarındaki ışıltıyı görmek içinde bir şeylerin alev almasına neden oluyordu. ''Benden cidden hoşlanıyor musun?''

Chris başını hafifçe yana eğdi. Muzip bir gülümseme vardı dudaklarında. ''Üstüm olmana rağmen randevu teklif edecek kadar. Başımı cidden büyük bir derde sokabilirdim. Peki, ya sen?''

''Astım olmana rağmen teklifini kabul edecek kadar, hala başımı büyük bir derde sokabilirim.'' Luna bardağı masaya bırakıp biraz öne eğildi. ''Ama kim bana ne yapabilir ki, söylesene Chris?''

Adının onun dudaklarından dökülmesini sevmişti. Bu kadının özgüveni her zaman onu etkiliyordu. Gücünün farkındaydı ve bu onu daha da yenilmez yapıyordu. Chris aklına gelen şeyle bir an gerçekliğe döndü, patronu olsa da bilip bilmediğini bilmiyordu bu yüzden anlatmanın iyi bir fikir olacağından emindi. ''Bu arada, biliyor musun bilmiyorum, ben bekar bir babayım.''

Luna tekrar sandalyede geriye yaslandı. ''Bunu duymuştum, çalışanlar kendi aralarında çok konuşuyorlar ve konuları genellikle sensin. Senin harika bir adam olduğunu ama dört çocuğun olmasının şanssızlık olduğunu söylüyorlar.''

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin