Bölüm 7

63 5 3
                                    

Felix çalışanların dinlenme odasında Changbin'in göğsünde uzanıyordu. Deri koltuğa uzanmışlardı. Felix okulda olanları anlatırken tekrar ağlamıştı ama Changbin gözlerinden öpüp onu sakinleştirmeyi başarmıştı. Changbin'in çok da umurunda değildi hakkında denilenler ama şimdi tüm okulun gözleri sevdiğine çevrilecekti. Bunu engellemek istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu.

''Binnie.''

''Efendim güzelim?''

Felix başını kaldırıp gözlerini buluşturdu. Onunla olmanın verdiği huzuru hiçbir şey vermiyordu. Teninin sıcaklığı bile hoşuna gidiyordu. Ağlamanın getirdiği hassaslıkla titriyordu hala ama içi sıcacıktı ona bakarken. Sevgisinin onu yönlendirmesine izin verdi. Dudaklarını ötekinin dudaklarının kenara bastırdı sertçe. Geri çekilmedi. Derin nefesler alıyordu olduğu yerde. Gözleri kapanmıştı. Açar da utanıp kaçmaya çalışırsa kendini affetmezdi.

Changbin aniden gelen öpücükle öylece kalmıştı. Sevmişti tenindeki yumuşak hissi. Daha fazlasını istedi. Açgözlü olmak istedi. Çocuğun belinde dinlenen ellerinden birini ensesine çıkarıp biraz geriye çekti yüzünü. Öteki reddedildiğini sanırken Changbin onun dudaklarına kapandı. Sadece birbirlerinin dudaklarında dinlendiler bir süre. Geri çekildiklerinde ikisinin de gözleri doluydu. Changbin belini doğrultup kucağındaki güneşiyle oturur hale geldi. Felix ellerini ensesinde birleştirip gözlerinin içine bakmaya devam etti. Daha fazla istiyordu. Belinin iki tarafından sıkıca tutan ellerden cesaret aldı ve karşısındaki dudaklara uzandı tekrar.

Bu sefer beklemek yoktu. İlklerin verdiği acemilikle ilerleyen ama dudaklardan akan bir aşk vardı. Birbirlerinin dudaklarını emerken daha çok yaklaştı bedenleri. Felix'in kolları sevdiğinin boynundayken elleri saçlarına dolanmıştı bile, Changbin beline bir kolunu sarıp ötekini baldırına koyup sıkmaya başladı. Öpücük sesleri odayı dolduruyordu. Saat erken olduğu için dükkan boştu bu yüzden utanmak yoktu.

Yavaşça geri çekildiklerinde birbirlerinin kokusunda nefeslenmeye çalıştılar. İkisinin de ilk öpücüğüydü. İlk aşklarından gelen en masum ilk öpücük.

''Felix, sevgilim olur musun?''

Felix gözlerinin içine bakarak soran tavşanına şaşkınlıkla geri baktı. Bu soruyu beklemiyordu. Yine de gözünden akan bir damla yaşa ve gülümsemesine engel olamadı. Dudaklarını birbirine bastırıp başıyla onayladığında ikili sıkıca sarılıp tekrar uzandı koltuğa.

Changbin o an başka bir karar daha aldı. Ne güneşine ne de kardeşlerine bir şey olmasına izin vermeyecekti. Yapabileceği bir şey vardı, durumu olduğundan daha kötü hale getirecek olmasına rağmen şimdilik tek yol buydu. Umurunda da olmayacaktı, sevdiklerini korurken hikâyenin kötü karakteri olmak umurunda olmayacaktı. Seve seve yapardı. Ömrünün sonuna kadar yapabilirdi.

''Çıkışta kardeşlerini almaya gidelim.''

''Emin misin, seni üzecek şeyler olabilir-''

''Oraya gidip bütün okula Seo Changbin'in kim olduğunu hatırlatacağım.'' Felix doğru duyup duymadığına emin olmak için gözlerine baktı. Ciddiyet görmüştü orada. ''Kötü adamı oynadım yıllarca sırf başkaları istedi diye, sevgilim ve ailesi için mi yapamayacağım?''

''Hyung, zorunda değilsin. Jisung yine birinin burnunu kırar ve peşimizi bırakılar.''

''Hayır, Lix. Birine zarar verirseniz sizin de zorba olduğunuzu söyleyecekler. Bırak da zorbanın koruması altındaki kişiler olmanızı sağlayayım.''

''Binnie, seni asla aklayamayız bunu yaparsak!''

''Boş versene ihtiyacım olan herkese sahibim. Önemli olan sen ve ailen. Siz gerçeği bilin yeter.''

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin