Bölüm 1

209 7 0
                                    


''Baba, Hyunjin dudak parlatıcısı sürüyor!''

''Baba, Jisung ikisi farklı renk çoraplar giyiyor.''

''Baba!'' Felix de kalın sesiyle bağırıp babalarının dikkatini çekmeye çalıştı. Babaları dalgın bir halde telefonuna bakıyordu son on dakikadır. Sonunda irkilerek başını kaldırdı. Oturma odasında, koltuklardan birinde oturuyordu. Üç oğlu ona bakıyordu.

''Ne? Kim ne yaptı?''

''Babacım, iyi misin?'' Felix babasının yanına gidip oturdu. Birkaç gündür çok dalgındı ama az önce dünyadan kopmuştu resmen. Onu bu kadar düşündüren şeyin ne olduğunu merak ediyordu.

''Neden bağırıyorsunuz?'' Jeongin yeni uyandığını belli eden saçlarıyla salona girdi koşarak. Uyuyordu, cumartesi olduğu için erken kalkmayacaklarını düşünmüştü ama korkarak uyanmıştı.

''Bir şey yok, babam çok şüpheli davranıyor sadece.'' Jisung çatık kaşlarıyla babasının öteki tarafına oturdu. Koluna sarıldı, belki daha iyi hisseder ve anlatır diye umuyordu. Hyunjin koltuğun arkasına dolanıp omuzlarına sarıldı, Felix öteki koluna sarıldı ve Jeongin de gelip babasının dizlerine oturup kollarını karnına doladı. Sevgi yumağına dönüşmüşlerdi.

''Çocuklar sakin olun. Sadece şu sıralar aklıma takılan biri var ve ondan bir mesaj geldi. Şaşırtıcı bir mesajdı o yüzden daldım gittim.''

''Ne mesajı, kim, nasıl biri, tanıyor muyuz, bir kedi mi?'' Jisung babası belki eve bir evcil hayvan alır diye umut ediyordu. Yıllardır yalvarıyordu ama babası işte, kardeşleri ve kendisi okulda olduğundan gün içinde zavallı hayvan yalnız kalır diye babaları hep hayır demişti.

''Hayır, Sungie kedi değil. Bir kadın-''

''Ne!'' Hyunjin babasından ayrılıp tekrar önüne geldi. Koltuğun önündeki sehpaya oturup asık suratıyla babasına bakmaya başladı. ''Annem mi yoksa?'' diğer çocuklar da babalarına sarılmayı kestiler ama Jeongin kucağından kalkmadı. Babasına en çok o düşkündü. Öyle hemen küsemezdi.

''Hayır, o değil. Şey, patronum Bayan Kim.'' Chris elini ensesine atıp bir süre bekledi devam etmeden önce. Nasıl açıklayacağını bilmiyordu. ''Kendisine bir akşam yemeği teklifinde bulundum ve... kabul etmiş yani mesajda kabul ettiği yazıyordu o yüzden şoka girdim.''

''Baba patronunla mı flört ediyorsun?'' Jisung yarı güler yarı inanamaz bakışlar atıyordu babasına. Babası çok yakışıklıydı, asla yaşını göstermiyordu, onunla çıkmak için sıraya giren komşularını hatta arkadaşlarının annelerini görmüştü ama bunu beklemiyordu. ''Hani iş iştir, özel hayat da özel hayattır diyordun. Daha önce iş yerinde sana ilan-ı aşk eden kızı reddetmiştin.'' Felix o günü unutamıyordu. Kış günüydü ve yağmur yağıyordu. Kız babasını eve kadar takip edip dört oğlu olduğunu görünce anca vaz geçmişti.

''Bayan Kim gerçekten harika biri, sıcak, samimi, sorumluluk sahibi ve yumuşak konuşması beni büyülüyor.''

''Ay yok, ben bunu dinleyemeyeceğim.'' Hyunjin yüzünü buruşturdu. Kardeşleri şaka yaptığını bildiği için güldüler. Babası ona kızar gibi baktı.

''O zaman akşama randevun mu var? Onu eve getir, tanışalım.'' Jeongin heyecanlanmıştı. Babasını annesinden sonra ilk defa biriyle görecekti. Kendisini işine ve ailesine adayan biri olduğunun hepsi farkındaydı, bu yüzden kendini çok boşlamıştı. Hem babası sevdiyse düzgün biridir diye düşündü.

''Randevu istediğim gibi giderse ilerleyen zamanda sizinle de tanıştırırım.''

''Baba, sen onun neyi oluyorsun şirkette?''

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin