Bölüm 22

52 11 6
                                    

Sabah kalktıklarında herkes başka bir derdin peşinde koşuyordu. Luna ve Changbin merkeze gideceklerdi ve çocuk çok gergin olduğu için ağırdan alıyorlardı, kadın onu acele ettirmemeye çalışıyordu. Oğlanlar tonla isyana rağmen okula gideceklerdi. Ancak bir yandan gitmek de istiyorlardı, San'a anlatıp çocuğun tanıklık etmesi için yardım isteyeceklerdi ve bunu telefonda yapamazlardı. Chris ise benim halletmem gereken bir şey var deyip onları merakta bıraksa da kimseye nereye gideceğini söylememişti.

İlk önce oğlanlar çıktı evden. Bir ton ses ve Changbin için bir sürü cesaret verici öpücükten sonra kapıdan çıkabilmişlerdi. Seungmin'i alıp önce ona anlattılar ne olduğunu, oğlan gece haberim olsaydı gelirdim dedi ama gelip ne yapacaktı ki?

Otobüse bindiklerinde bir diğer çocuğu beklemeye başladılar. Jimin'e anlatması zor olacaktı, Changbin'in o adamlardan ceza almış olmasını hala sorun ediyordu. Ancak bindiği anda anladı çocuklarda bir terslik olduğunu. Sorduğunda ise Jisung yavaşça anlatmak zorunda kaldı çünkü oğlanın hemen gözleri dolmuştu. O zorbaların geri geldiğini duymak her şeyden kötüydü.

Otobüsten indiklerinde aceleyle San'ın sınıfına çıktılar. Jeongin kendi sınıfına gitmek zorunda olduğu için bana haber verin deyip onlardan ayrıldı. Diğerleri San'ın sınıfına ulaştıkları gibi çocuğu dışarı çektiler. Orada konuşacak değillerdi. Çatıya çıkan merdivenlere geçip, bayılma riskine karşı basamaklara oturdular.

"San, öncelikle sakin ol."

"Felix böyle dediğinizde hep daha çok geriliyorum. Ne oldu yine? Bir gece ayrıydık!"

"Jaesung geri gelmiş." Kardeşleri Jisung'un acımasızca, hiç yumuşatmadan söylemesine kızıp onun omuzlarına vurdular. Çocuk sızlanırken San arkasındaki duvara yaslanmak zorunda kaldı. "H-hepsi mi geri g-gelmiş?"

"Dün gece Changbin hyunga saldırmışlar."

"NE!" San'ın sesi merdivenlerde yankılandı. "O iyi mi- tanrım lütfen iyi olduğunu söyleyin!"

"Biraz yarası var, bütün gece bizdeydi. Luna noona ile şikayetçi olmaya gittiler." Dedi Hyunjin ona nazaran daha sakin bir sesle. Daha işin kötü kısmını konuşmaya başlamamışlardı bile ama San'ın rengi şimdiden atmıştı. Bu zor olacaktı.

"Onlardan şikayetçi mi olacak? Sonunda! Wooyoung ona yalvarıyordu bu konuda. Onu siz cesaretlendirmiş olmalısınız. Siz olmasaydınız-"

"San tanıklık yapmana ihtiyacı var." Felix daha fazla içinde tutamadı. Bunun ne denli ağır bir yük olduğunu biliyordu. Kendisi ve kardeşleri de zamanında babaları için tanıklık yapmışlardı ve şimdi San'dan, olayın bir başka mağdurundan bunu istemek acımasızcaydı. Ancak Changbin'in buna, ona ihtiyacı vardı. "Senden bunu istediğim için affet. O anları sana hatırlatmak bile istemem ama-"

"Ne zaman gitmeliyim?"

Çocuklar onun kendinden emin çıkan sesiyle şaşırdı. Ancak San sarıya dönen tenine, alnında biriken tere inat ciddi bir ifade ile bakıyordu.

"Sen yapmak istediğine emin misin?"

"Seungmin eğer o olmasaydı ben tecavüze uğramıştım. Kendimi biliyorum, bununla yaşayamazdım. Yaşamak istemezdim. O benim hayatımı kurtardı. Eğer o piçlerin ceza almasını sağlayacaksa tekrar karşılarına çıkar ve bildiğim her şeyi anlatırım."

Felix omuzlarından kalkan yükle kendini arkasındaki Seungmin'in kollarına bıraktı. San'dan bunu istemeye korktuğu için sabahtan beri kendini sıkıyordu. Sonunda kurtulmuştu. "San, sana bir hayat borçlandık."

"Hayır Lix, siz bana hiçbir şey borçlu değilsiniz. Ben ona borçluydum zaten." San ayağa kalkıp pantolonunu silkeledi. "Bugün gitmiyoruz herhalde? Derse gidelim."

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin