Bölüm 3

73 8 0
                                    

Chris gergindi. Daha sabahın beşiydi, kimse uyanık değildi. O ise uyuyamamıştı. Her şeyi düşünmüştü istemsizce. Luna ve ikisini düşünmüştü; önceki evliliğinin o şekilde bitmesi, iş hayatındaki konumları, kendine olan özgüvensizliği ve daha fazlası huzurunu kaçırmıştı. Sadece oğulları ve kendisinin olduğu hayatlarına başka birini alma konusunda hem istekli hem de ürkekti. Çocuklarının onu sevmesi başka bir şey birlikte uzun süre geçirmeleri başka bir şeydi. Bunu nasıl hoşlandığı kadına açıklayacaktı emin değildi. Açıklamak için doğru zamanı bile bilmiyordu. Ne kadar daha yakınlaşmalarını beklemeliydi?

Çocuklarının duygularını düşündü. Onları incitmeden Luna'yla yakınlaşmalarını sağlamak istiyordu. Öz annelerinden sonra zorlanan ufaklıkları başka bir kadınla daha çok üzmek istemiyordu. Vaz geçerdi eğer böyle bir şey olursa. Kendi sevgisini bir kenara atar çocukları için kollarını açıp tüm yaraları alırdı. Daha önce yaptığı gibi.

Bütün gece onu ayakta tutan bir başka düşünce ise diğer iki oğlandı. Onlara güvenmesi için tek bir neden vardı: oğullarının onlara güveniyor oluşu. Bunun dışında tamamen tetikteydi. Çocuklarını bütün hatalarından korumayacaktı, hata yapıp bazen de üzülüp eninde sonunda doğru şekilde yapmayı öğreneceklerdi. Ancak koruyabileceği şeyler vardı, şiddet gibi. O iki oğlan da geçmişinde toyluğun getirdiği şiddeti barındırıyorlardı. Bunun oğullarına en az şekilde yansımasını istiyordu, her babanın isteyeceği gibi.

Telefonu çalınca düşüncelerinden sıyrılıp hafif karanlık odada gezdirdi gözlerini. Camın önündeki tekli koltukta oturuyordu, tülü çekili perdeden dışarı bakmıştı saatlerce. Şimdi ise gözlerinin ne kadar kuruduğunu fark ediyordu. Gözlerini kapatıp parmak uçlarıyla ovalarken yatağın üzerindeki telefonu almak için ayağa kalktı. Kayıtlı olmayan bir numara arıyordu. Bu saatte her kim arıyorsa umurunda değildi. Hele ki kayıtlı olmayan bir numarayı açmak zorunda değildi. Aramayı reddedip telefonu tekrar yatağına attı. Yüzünü yıkayıp biraz daha kendine gelmek istediği için odanın kapısına doğru yürümeye başladı. Çıkmadan telefon tekrar çalmaya başladı. Şüpheli gelse de açma kararı aldı. Bu saatte ısrarla arayan biri önemli olabilirdi. Aramayı cevaplandırdı ama sesini çıkarmadan bekledi. Derdi olan karşı taraftı, önce o konuşmalıydı.

''Christopher?''

Duyduğu kadın sesiyle telefonu yere düşürdü Chris. Neden bu kadar güvensiz hissettiği bir zamanda aramak zorundaydı ki? Sanki yabancı bir maddeymiş gibi baktığı telefondan hala kadının sesi duyuluyordu. Adını söyleyip duruyordu. Cevap vermek istemiyordu. Hatta onun sesini dahi duymak istemiyordu. Telefonu eline alıp hızla kapattı. Numarayı da engelledikten sonra tekrar yatağın üzerine attı telefonu. Ellerinin titrediğini yeni fark ediyordu. Nefesleri hızlanırken banyoya koştu. Kıyafetlerini çıkarmadan kendini buz gibi suya teslim etti. Nefesi boğazında düğümlenince dizlerinin üzerine düştü. Engel olamadığı bir hıçkırık kaçtı dudaklarından.

''La-lanet- ol-sun!''

2 saat sonra

Chris çocukların kalkmasını beklemeden kahvaltı hazırlıklarına başlamıştı. Büyük bir masa hazırlaması gerekiyordu. Dokuz kişi olacaklardı. Aklına gelen ne varsa onu yapıyordu; krep, wafflee, meyve salatası, ahtapot sosisler, yumurta. Bir ara hızını alamayıp ufak ekmekler yapmaya başlamıştı. Onları air-frierda pişirirken saatlerin geçtiğini yeni fark ediyordu. Dün gece düşüncelere boğulmadan önce Luna'ya gelebileceğini söylemişti. Kadın erkenden geleceğini yazmıştı ama kaçta geleceğini söylememişti. Sabırsızdı Chris. Bir yandan onu görmek istiyor bir yandan da kendisini yatağına hapsetmek istiyordu. Gecenin yaşattığı korku hala üzerindeyken heyecanını hissetmekte zorlanıyordu.

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin