Bölüm 13

48 7 3
                                    

"Sevgilisi olduğunu biliyordum ama o kişinin Changbin hyungun arkadaşı olduğunu bilmiyordum. Bizi hiç tanıştırmadı." Dedi Jungkook dondurmasından bir kaşık daha almadan önce. Hep birlikte Bang ailesinin evine gelmişlerdi. Yolda olanları anlattıktan sonra Jungkook tek bilmeyen o kalmasın diye Jimin'i de arayıp konuşmaya dahil etmişti. Şimdi ise Kim Luna'nın getirdiği ve bitiremedikleri dondurmayı yiyorlardı.

"Changbin hyung onunla nereden arkadaş acaba? O bizim okulumuzdan mıydı?" dedi Hyunjin elindeki dondurma kasesini alçak masaya bırakırken. Stresten hızlıca yemişti. "Görsem hatırlardım sanırım. Ayrıca hyungun okuldan arkadaşı yok diye biliyorum." Diye yanıtladı Felix. Kafede birkaç saatliğine gördükleri neşeli adamın bir arkadaşlarının sevgilisi çıkması garip bir tesadüftü.

"Ben yarın San'a sorarım." Dedi Jungkook. Ona daha yakındı diğerlerinden, sorsa garip durmazdı. "Dur bir dakika." Bütün bakışlar Jungkook'ta toplandı. "Bu demek ki Wooyoung hyung Changbin hyungun arkadaşı olduğu için San bir şeyleri biliyorsa bizden yanadır."

Felix elindeki kaşığı düşürdü. Başka birinin tavşanının geçmişini bilmesine bir türlü alışamamıştı. Hep şok edici geliyordu. "Düşününce, bizi görünce okuldakilerin yaptığı gibi yüzünü buruşturmadı."

"Bence..." telefondaki Jimin söze atlayınca bu sefer bakışlar alçak masadaki telefona kaydı. Görüntülü konuştukları için çocuğun tatlı yüzünün aldığı düşünceli hal rahatça görünüyordu. "... San biliyor. Kook, sana dükkanı o önerdi değil mi?"

"Evet! Nasıl unuttum!"

"San, Changbin hyungun masum olduğunu sevgilisi dolayısıyla biliyordu, okulda dönen olaylardan sonra Felix'i öğrendi. Garip gelen şey şu, San biliyorsa neden bizimle hiç bu konuyu konuşmaya gelmedi?"

Jimin'in sorusu hepsinin düşüncelere itilmesine neden oldu. Onunla çok yakın değillerdi ama yine de gerçeği bilen biri gelip meraktan sorardı. Şu kadarcık günde onlarla aynı tarafta olduğunu gösteren tek bir hareket göstermemişti.

"Belki de bilmesine rağmen hak vermediği için gelmemiştir." Dedi Hyunjin.

"San çok iyi kalpli biri, neden hak vermesin ki?" dedi Jungkook. Özellikle de sevgilisi bizzat anlatıp arkadaşının tarafında dururken.

"Herkesin içini bilemeyiz, San'ın yanımıza gelmemek için bir nedeni neydi bilmiyorum ama bir ihtimal hala onun zorba olduğunu düşündüğü için olabilir." Hyunjin'in yaptığı açıklama hepsinin aklına yatıyordu. Ama kalplerine sığmıyordu. Bilip de hala zorba olduğunu düşünmek için gerçekten acımasız olması gerekiyordu.

Jungkook'un telefonundan gelen ding sesi kısa sessizliği bozdu. Bildirimlerden bakan çocuk ağzındaki dondurmayı kâseye tükürdü hızlıca. "Lan-"

"Kook, iğrençsin-"

"Seung, San yazdı!"

Hepsi bir anda çocuğun etrafına doluştular. "Ya ben göremiyorum!" hala görüntülü aramada olan Jimin isyan etti.

"Yarın konuşabilir miyiz? Üçüzlere söyleme, seninle yalnız konuşmak istiyorum." Kook endişeli bakışlarını kardeşlere çevirdi. İçine kötü bir his oturmuştu, Hyunjin haklı mıydı?

"Git konuş, öğrenelim nasıl düşünüyormuş." Dedi Felix tüm ciddiyetiyle. Arkadaşları olsun olmasın, sevgilisinin acısını bilip de bunu göz ardı edebilen birinin gerçek niyetini öğrenmeliydi.

Jungkook hızlıca yarın sabah dersten önce konuşabileceklerini yazıp gönderdi. Şimdi içindeki kurtla savaşması gerekiyordu bütün gece. Neden yalnız olmak istemişti ki, niyeti neydi? Jungkook kardeşlere karşı mahcup hissediyordu şimdi.

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin