Jisung kapıyı alacaklı gibi çalıyordu ve Cheol amcası açsa altına sıçacağını bile bile durmuyordu. Seungmin onun ensesine vurduğunda dönüp çocuğa dudaklarını büzerek baktı. Mızmızlanmak için hazırlanırken kapı açıldı.
"Çocuklar?" dedi Seungcheol. "Neden geldiniz? Bir şey mi oldu?"
"Biz Kook'u görmeye geldik." Dedi Hyunjin.
"Ah, gelin bakalım." Dedi. Onları içeri aldığında hepsinin aceleyle ayakkabılarını çıkarıp üst kata koşturması bir tık kalbini kırdı. Arkadaşlarını ne çok özlemişlerdi kim bilir?
Çocuklar üst kata çıktıklarında hiç beklemeden bildikleri odaya daldılar. Jungkook uyanık olmasaydı korkudan ödü patlardı herhalde. Yedisi birden bağırarak içeri daldığında korkmadan edemedi. "Ne bağırıyorsunuz lan!" Çocuklar onu dinlemeden yatağa çıktılar. Üzerine yaslanmadan ona yaklaştılar.
"Kookie! Nasılsın!" diye sordu Hyunjin.
"Ben iyiyim de siz neden böylesiniz?" dedi endişeyle. Hepsi çökmüş görünüyordu.
"Bizi boş ver, senin için endişelendik." Dedi Seungmin, bir elini kaldırıp arkadaşının saçlarını okşadı. "Deli. Bizi korkuttun. Gideceksin sandık."
"Gitmiyorum." Dedi kesin bir dille. "Tae için gerekirse yurt dışına bile kaçarım."
"Ha bizim için değil yani?"
"Seni ne yapayım ben Jisung!"
Odada kahkahalar yükseldiğinde keyifler de yükselmeye başladı. Jimin dostunun yanına uzandı ve dikkat ederek ona sarıldı. "Kookie, babanı nasıl ikna ettin?"
"Ben bir yere kadar onu ikna edebildim, anlattıklarımdan sonra beni yatılı okula bile vermeyi düşündü. Olmaz diye karşı çıktığımda evden çıktı. Geri geldiğinde tamamen ikna olmuştu. Chris amcanın yanına geldi değil mi? O bakışı biliyorum, kim onunla konuşsa aynı yüzü yapıyor."
"Babam nasıl yaptıysa onu ikna etti. Özel güçleri olduğunu düşünmeye başlayacağım." Dedi Felix. "Bu arada Jimin ölüm diyeti yapıyor."
"NE!" Jungkook yanındaki arkadaşına kaşlarını çatarak baktı. "Jimin seni döverim!"
"Yapmıyorum! Yapmakla tehdit ettim sadece!"
"Tanrı aşkına! Eğer seni yine hastaneye yetiştirmek zorunda kalırsam bu sefer direk tımarhaneye girdiğinden emin olurum!"
"Yapmayacağım dedim!"
"Hele bir dene!"
"Bağırmanızı bölmek istemem ama..." San araya girdiğinde tüm dikkatler ona döndü. "Dün gece Taehyung hoca bana mesaj attı."
"Ha! Ne yazmış!" dedi Kook doğrularak. Dünden beri telefonunu bulamadığından ona yazamamıştı. Kargaşada kaybolmuş olmalıydı ve babasına da soramamıştı henüz.
"İstifa etmeyi düşünüyormuş."
Hepsi sus pus oldu. Bu kadarını yapacağını beklemiyorlardı. Jungkook üzerindeki örtüyü itip kalkmaya çalıştığında Jimin onu tuttu. Dinlenmesi gerekirken onun yanına gidemezdi. "Kook! Arayıp konuşalım!"
"Bırak Min! Onu görmem gerek! İstifa edemez! Biliyorum, istifa ederse Daegu'ya dönecek!" dedi arkadaşının kollarından kurtulmaya çalışarak.
"N-neden gitsin ki?" dedi Jisung.
"Aklınca beni koruyor! Olmaz! Göndermem!" Jimin'in kollarından kurtuldu ama bu sefer San dikildi karşısına. Kendi telefonunu arkadaşının eline tutuşturdu. "Babanı kışkırtmadan yap ne yapacaksan. Ara onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANG FAMILY
FanficBekar bir baba olan Christopher Bang ve onun dört oğlunun eğlence dolu aile hayatı, baba ve oğulların beklenmedik ilişkileriyle hiç olmadığı kadar değişir. Chan x Luna (Y/N) Minsung Changlix Hyunmin travmatik anılar ve bunların anlatılması, zorbal...