Bölüm 29

31 7 5
                                    

Dün gece kardeşler kesik nefesler ve burun çekmeler eşliğinde uyumuştu. Herkes sevdiğini yanına almıştı ama Jisung en küçükleriyle uyuyup sevgilisini tek bırakmıştı. Jeongin'e hiç kıyamıyorlardı. Uyumak zaten başka bir dert olmuştu. Hyunjin birçok kez babasının odasına gidip kapıdan dönmüştü. İçeriden ses gelmediği için gönlü rahat dönüp uyumuştu artık iyice yorulunca.

Felix başını kaldırıp çenesini yanında uyuyan hyungunun göğsüne yasladı. Huzurla uyuyordu. Onu seyrederken kendisi sakinleşiyordu. Sıcak bedeni bütün gece onu sıkıca tuttuğu için güvende hissetmişti ve derin bir uyku çekmişti. Ondan önce uyandığı için şimdi onu izliyordu.

"Lixie."

Felix başını çevirip kapıdan ona seslenen Seungmin'e baktı. Çocuk gülümsediği için o da hemen gülümsedi. Bulaşıcı bir mutluluk yayıyordu onun gülüşü.

"Kim geldi tahmin et."

"Kim?" diye sordu onun gibi fısıldayarak.

"Kookie."

Felix bir anlık heyecanla yataktan hızla çıkacaktı ama hyungunu uyandırmamak için yavaşça kalkıp kapıya parmak ucunda koştu. Seungmin ile alt kata indiğinde kapıda bekleyen Jungkook'u gördü. Yüzü bin bir parçaydı. Onu görünce ağlayacak gibi yüzünü buruşturup kollarını açmıştı.

"Lix!" Ona sarılıp kollarını sıktı. "Jimin anlattı ve beklemeden geldim. Yanınızda olmalıydım."

"Hayır Kook, zaten yaralısın. Bu saatte nasıl geldin buraya?" dedi ama çocuğu hiç bırakmayacak gibi tutuyordu. Kollarını omzuna dolayıp başını omzuna yaslamıştı.

"Biraz otobüs biraz koşu." Jungkook başını geri çekip arkadaşına iyice baktı. "Seungmin bir şeyleri yok dedi ama endişeden öleceğim sandım."

"Fiziken bir problemimiz yok ama..." Lix gözlerini kaçırdığında Jungkook onun yanağını sıktı. "Bana bak ve söyle Felix, canınızı sıkan kimse dövmeye hazırım."

"Onu polis bulsun Kook. Sen bulaşma öyle bir pisliğe. İçeri gel." Dedi ve çocuğu içeri çekti. Jungkook ayakkabılarını çıkarıp o ve Seungmin ile içeri girdi. Başka kimse uyanık olmadığı için sessiz oldular. Oturma odasına girdiklerinde Felix yine arkadaşına sarılarak oturdu. "Başın nasıl?"

"Daha iyi. Chris amca nasıl? Jimin onun çok yıprandığını söyledi. Ne oldu burada?"

"Sonra. Kook sonra anlatacağım size. Söz veriyorum anlatacağım ama biraz daha zamana ihtiyacımız var-"

"Hey, anlatmak zorunda değilsiniz. Sadece, yardıma ihtiyacınız olduğunda beni arayın. Nerede olursam olayım gelirim."

"Kim Taehyung'un yatağından da çıkar mısın?"

"Şansını zorlama."

Felix onun yalandan kızgın yaptığı sesine güldü. Jungkook etrafındayken çok iyi hissediyordu. Merdivenlerden sesler geldiğinde başını çevirip koridora baktı. Hyunjin saçları oraya buraya kaymış şekilde inmişti. "Minnie! Neredesin- Jungkook!" Hyunjin kendini arkadaşının üzerine attı. Jungkook onu sertçe salladı sarılırken. "Aptallar! Korkuttunuz beni!"

"Okulda bizi korkutmanın intikamı!"

"Ya!"

İçeri dalan Jisung arkadaşının üzerinden çekti kardeşini. "O benim en yakın arkadaşım!" dedi ve resmen kucağına çıkıp koala gibi sarıldı. Jungkook Ona geri sarıldı gülerek. Üçü kendi aralarında atışırken Jungkook sadece eğleniyordu. Üçüzleri çok seviyordu!

"Jimin burada olsaydı sizi haşlardı." Dedi Seungmin onları daha da alevlendirmek için.

"Sus kaniş!" dedi Jisung ve ona dil çıkardı. Jimin burada olsaydı Jungkook'u kimseye vermezdi. "Ah! Taehyung hoca ile ne oldu?"

BANG FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin