Selam :)
Öncelikle o güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Lütfen yorumlara devam edip fikrinizi belirtin. Böylece kurgunun gidişatı hakkında sizinde fikirlerinizi öğrenebilirim. :)
Yorum yapıp, oy veren okuyucularımı tek tek öpüyorum. Yapmayıp sessiz kalanları da :)
Multimedya da Zayn ve Thea <3
--------------------------------------------------------------------------------
'Daha sıcak bir ortam için, tüm aile bir arada.'
Evet. Beni almaya gelen şöför buna benzer bir şeyler söylemişti değil mi?
Kurduğu cümlede doğru olan tek sözcük 'sıcak'tı. Şuan kapının önünde dikiliyordum ve duyduğum ses yüzünden ortam cidden sıcaktı.
"O kızın suçu ne peki? Neden annesinin yaptığı pisliği, hiçbir şeyden haberi olmayan masum bir kız çekecek ha?"
En az kadifemsi ses kadar ürkütücü bir ses daha bağırdığında, irkildim ve bir adım geriye gittim. Kapıda duran hizmetçi bana yarı acıyan yarı üzgün gözlerle baktı. Sonra korumaya döndü.
"Tut onu. Ben Bay Malik'i çağırayım."
Hizmetçi kızın cümlesi biter bitmez arkamı dönüp koşmaya başladım.
Neler oluyordu?
Tanımadığım o kadifemsi ses neden bana hayatı zindan edecekti?
Annem? Ya annem ne yapmıştı?
Saçımda hissettiğim sızıyla büyük bir çığlık istemsizce döküldü dudaklarımdan. Daha sonra vücudumu bir kolun sardığını hissettim. Çırpınmayı denesemde iri vücut hareket alanımı baya kısıtladığından hareket edemedim. Beni tutan o korumaydı.
"Kızı bırak ve yerine dön Eric."
Kadifemsi sesin verdiği emir ile kocaman iri eller vücudumdan çekildi. Adam hızla yanımdan uzaklaştı. Arkamı dönüp nihayet kadifemsi sesin kime ait olduğunu baktım.
Siyahtı. Üzerindeki herşey siyahtı. Giydiği siyah kıyafetlere inat parlayan ve 'Siyahla kaplı olsada bende buradayım.' diye adeta bağıran ela gözlerinde, kendini belli eden tek şey saf öfke ve tiksinmeydi.
Bana öylece öfke duyup, benden öylece kimse tiksinemezdi! Ne yapmıştım ki, bu kadifemsi sesin sahibine?
Elini rampa saçlarına götürerek içinden geçirdi ve sinirle derin bir nefes alıp verdi.
"Şimdi. Ya seni saçından tutup sürükleyerek eve sokarım, ya da akıllı bir kız olup eve kendin girersin. "
Kadifemsi sese cevap vermek yerine arkasında duran diğer dört kişiye baktım. Biri sarışındı. Ama çakma olduğu her halinden belliydi. Kadifemsinin aksine -evet adını bilmediğimden öyle sesleniyorum- beyaz t-shirt ve altına da mavi kot pantolon giymişti. Mavi kot, mavi gözleriyle buluşunca şeker bir görüntü oluşturmuştu.
Hemen yanında kıvırcık saçlı biri vardı. Uzundu ve yeşil gözleri parlaktı. Yeşil gözleri olup kendisinde itici duran insanlar görmüştüm ama bu çocuğun gözleri kesinlikle kendisine yakışıyordu. Onu o yapan şeylerden birisi kesinlikle gözlerinde ki yeşiller olmalıydı.
Diğer ikisini inceleme fırsatı bulmadan kadifemsinin 'Pekala' deyip bana doğru ilerlediğini gördüm.
Bir adım daha geriye giderek ellerimi öne doğru uzattım.
"Sakın bana yaklaşma!"
Sonuç olarak burada film veya dizi çekmiyorduk. Kötü çocuk geliyordu, iyi kızı bir odaya tıkıp buradan çıkma diyor, kendince emirler veriyordu ve aptal kızda hiçbir şey demeden çocuğun dediklerini yapıyordu.
Kaldı ki film-dizide ki masum ve iyi kızların aksine ben masum yahut iyi biri değildim.
"Şu lanet olası eve gir Thea."
Thea? Evet şuan bu sesi tanımıştım. Bu yurttayken kaçıp genelde gittiğim ve tapusunu bile almayı düşündüğüm yerde uyku mahmurluğuyla duyduğumu düşündüğüm sesti. Adımı o zamanda müthiş bir ezgiyle söylemişti.
Ben bu durumun şokunu atlatamadan, yine ses vermeme sinirlenmiş olan hizmetçisinin tabiriyle Bay Malik hızla yanıma geldi ve saçımdan tuttu.
Ne olduğunu anlamadan sürüklenmeye başladım. Ayaklarım gitmemek için inatla hareket etmemeye çalışıyorken uzun tırnaklarım - ki ilk defa kesmediğim için Tanrı'ya şükrediyorum- kadifemsi sesin sahibinin derisine yapıştı.
"Ah!"
Bu ses sandığınız üzere benden değil ondan çıkmıştı. Tırnaklarım işe yaramış olmalıydı.
"Siktiğimin veledi."
Bunu söyledikten hemen sonra okkalı bir tokat attı bana.
Hem küfürün etkisi hem de tokadın etkisi ile yere yapıştım. Ellerim soyulmuştu. Tarifsiz bir acı bedenimi sarmıştı. Genel olarak güçsüz bir kız olduğuma binlerce kez lanetler yağdırdım.
Yurtta veyahut gittiğim okulda kavga olunca genelde karışmazdım. Hatta hiç karışmamıştım. Çünkü güçsüz olduğumun farkındaydım. İnsanlara iyi laf soksam da güç her zaman benden uzakta olmuştu.
Saçımın yeniden kavrandığını hissettim. Saç diplerim yanıyordu. Çığlık attım fakat çığlıklarımı tınlamak yerine hızla eve doğru sürükledi beni.
"Zayn."
Arkadan mavi gözlü, saçları hafif siyahı andırsa da kahverengiye daha yakın olan birisinin bana acıyarak bakarak kadifemsiye - Zayn'miş adı- seslendiğini gördüm.
"Siz gidin Louis."
Zayn, şimdi de adının Louis olduğunu öğrendiğim çocuğa bunu söyledikten sonra içeri girdi ve cevap beklemeden kapıyı kapattı. Hala yerde sürünüyordum ve dizlerim de soyulmaya başlamıştı. Çünkü söylemiş miydim bilmiyorum ama şort giyinmiştim. Kahretsin!
Gözlerimden akan yaşları fark etmem daha fazla ağlama neden olmuştu.
"Bırak beni."
"Kapa çeneni!"
Bağırması yüzünden daha fazla irkilmiştim. En sonunda saçlarımı bıraktığında kanayan diz kapaklarımın üstünde emekler pozisyondaydım. Yaşlı gözlerimi kaldırıp ona baktım. Bana hala saf öfke ve tiksinme ile bakıyordu.
"Sen kim oluyorsun da beni sürükleyebiliyorsun ha? Sana bunu ödeteceğim piç!"
Ve cümlem biter bitmez suratıma bir tokat yedim. Bu hepsinden daha fazla canımı yakmıştı. Yere tamamen yapışmıştım.
Patlamış dudağımın sızısı beni korkutuyordu.
"Laflarına dikkat et sürtük! O dilini keserim senin!"
Hıçkırıklarım giderek artmaya başladı.
"Benden ne istiyorsun?"
"Hayatını istiyorum Thea. Yurtta kalmış bile olsan huzurla yaşadın sen. Acı yoktu. Izdırap yoktu. Senin lanet olası annen yüzündense ben Thea, ızdırap dolu, acı dolu bir hayat yaşadım."
Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.
"Hayat zor, Thea ve ben yaşamayı denedim. Ama dediğim gibi Thea, sana söz veriyorum ki senin deneme şansın olmayacak. Buna izin vermeyeceğim bebeğim."
------------------------------------------------------
:) Evet... Yorumlarınızı bekliyorum :)
Sizce Zayn neden böyle davranıyor? :) Düşüncelerinizi paylaşın lütfen :) Merak ediyorum :)