Demanding Child - "We're even."

491 43 14
                                    

Selam :D

Yorum yapan okuyucularımın hepsine teşekkürler. Yapmayanlara da :D Hepinizi seviyorum. :D

Uzatmadan sizi yb ile baş başa bırakıyorum. İyi okumalar :D

--------------------------------------------------------------------------

"Bu gerçek mi? A-abim katil mi?"

Waliyha'ya ne cevap vereceğim konusunda pekte fikir sahibi olduğum söylenemezdi. Az önce Zayn'in düşmanlarından birisi kaldığımız evi adamları ile basmıştı, sonrasında altı tane adam Zayn'in diz çökmesini sağlayıp etrafında daire oluşturmuştu. Hem de ellerinde silahlarla. Dışarıda ki adamları saymazsak şuan içeride dokuz adam vardı. Dediğim gibi altısı Zayn'in etrafında daire oluşturup başına silah dayamıştı. Geriye kalan üç adamdan biri zaten adamların elebaşı ve Zayn'in düşmanı olduğundan tam ortada duruyordu. İkisi ise yan yana oturup diz çöktüğümüz Waliyha ve bana silah dayamıştı.

Adam bizi mutfakta bulduktan sonra salona geçirilmiştik. Salonun ortasındaki adam da Waliyha'nın Zayn'in diğer tarafını bilmediğinin farkında olmalıydı ki resmen Zayn'in gözüne bakarak kardeşinin katil olduğu söylemişti. Waliyha bunu duyduğundan beri ağlıyordu ve inanamıyordu. Zayn ise ona doğru dönemiyordu, adam kafasını bizden tarafa çevirdiği an Waliyha'nın kafasına sıkacağını kesin bir dil ile belirtmişti. Abisinden cevap alamayan küçük kız kardeş ise benden medet umuyordu. Ona vereceğim cevap ise onu daha da yaralardı.

"Düşmanını küçümsersen Malik, gün gelir o düşman da seni küçümser. Hangi akla hizmet o kadar düşmanın olduğunu bilmene rağmen kardeşini alıp korumasız bir eve getirebildin?"

Zayn cümlenin içindeki 'kardeş' kelimesini duyduğu an yerinden kıpırdamaya çalışsa da adamlar silahı daha da kafasına dayadı.

"Ah Malik, sana ne söyledim kıpırdadığın takdirde kardeşini öldüreceğim."

Bu cümleden sonra Zayn, heykel misali donarken benim de kanım donmuştu. Bir şekilde birilerine haber verilmeliydi. Yoksa buradan hiçbirimiz sağ çıkamayacaktık.

Gözlerim bir umut etrafı tararken nihayet kurtulmamız için gereken çözümü buldum. Waliyha'nın şortunun arka cebinde adeta altın gibi parlayan telefonu benim gözlerimde ampul yanmasını sağladı. Eğer kafama silah tutan adamın bana bakmadığı bir zamanı yakalayabilirsem ve Waliyha'nın telefonunu alırsam işte o zaman çocuklara ulaşabilirdim. Gerçi numaralarını ezbere bilmiyordum ama tahmin ediyordum ki Waliyha'da olmalıydı.

Bir plan yapmalı bir zamanlar annemin yarısını yok ettiği Malikleri kurtarmalıydım. Baş düşman ve Zayn'in etrafındakiler zaten Zayn'e odaklıydı. Bizden tarafa bakmıyorlardı. Waliyha ile kollarımız birbirine değdiğinden telefonu da karşımızdaki iki adam göremezdi. Ama eğer kolumu arkaya atıp telefonu alırsam kımıldayışımdan şüphelenebilirlerdi. Ellerimizi bağlamadıkları için bu avantaj sağlıyordu. Waliyha'ya telefonu işaret etsem de pek bir işe yaramazdı bence, dediğim gibi abisinin katil olduğunu öğrenmişti ve şok yaşıyordu. Mantıklı olmalıydım.

O telefonu oradan nasıl alacaktım?

"Merak ediyorum Malik, şu kız kardeşin fakat yanındaki kim?"

İlk önce Waliyha'yı daha sonra beni işaret eden adama ölümcül bakışlar yolladım. Umursamayıp tekrar Zayn'e odaklandı.

"Yoksa sevgilin mi?"

Aptalca sırıtan adam sinirimi bozarken kendimi düşünmeye zorladım. Ne yapmalıydım? Nasıl dikkat dağıtacaktım?

Aklıma gelen fikir ile 'düşünmeden uygula' yöntemine başvurup bir anda çığlık atıp boğazımı tuttum. Bütün herkes bana döndü. Bu fırsattan istifade Zayn'de 'Ne yapıyorsun?' adlı ölümcül bakışını bana atmayı ihmal etmemişti. Ama Waliyha'ya bakma fırsatı bulamadan düşman adam Zayn'e odaklanınca Zayn'in etrafında ki adamlarda ona doğru döndü. Baş düşman hala bana bakarken zorla nefes alıyormuş gibi davranıyordum.

DEMANDING CHILD (Zayn Malik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin