1 sene önce
"İki seneye göre iyi toparladın, he! O zamanlar bir aya kalmaz ölürsün diye düşünüyordum," Felix kahkaha atarak bardağına doldurduğu içkiyi kafasına dikti. Hyunjin yanaklarının içini şişirdi. Kafası yine düşüncelerle doluydu. Felix ile uzun zamandır görüşemiyorlardı. Çünkü yoğun bir ders programı vardı.
"Sikeyim, zaten ölü gibi değil miyim?" Göz devirerek doldurulmuş bardağından bir yudum aldı. Eski hali olsa tek dikişte bitirirdi bardağını ama artık daha temkinliydi. "Hadi lan oradan! Bekle, göstereceğim." Hyunjin başını iki yana sallayıp onun göstereceği şeyi beklemeye başladı. Felix elini cebine atıp telefonunu çıkardı ve galeriden ikisinin bir resmini gösterdi.
"Şu sikik gözaltlarına bak! Dostum, kusura bakma ama boku yemiş gibi görünüyorsun." Hyunjin gösterdiği resme daha dikkatli baktı. Gözaltları mor, gözleri kırmızı ve yüzü bir ruh gibi bembeyazdı. Yutkundu. Bu resmi görmek ona iyi gelmemişti. Rahatsızlık hissiyle yerinden kalktı.
"Bensiz devam et. Ben eve geçiyorum." Felix onun erken vedasına şaşırsa da umursamadan piste, dans edenlerin yanına, çıktı.
Hyunjin bardan çıktığında ellerini paltosunun ceplerine koyarak yürümeye başladı. Hava soğuktu. Özellikle geceleri daha da soğuk oluyordu. Bu yüzden elinin altında olan sigarasını cebinden çıkardı.
Babasıyla o gün yaptığı konuşmadan sonra kendine çeki düzen vermeye karar vermişti. Çünkü işe yaramaz olmak ilk kez o gün onu rahatsız etmişti. Minho'yu en azından o tedavi etmeliydi. Bunu bile yapmak için görevlendirilmiyorsa bu duruma dur demesi lazımdı. Minho'yu da kaybedemezdi. Bu en büyük korkularındandı.
Yaktığı sigarasını dudaklarının arasına götürüp ciğerlerine bir duman çekti.
Her şeyi elbette bırakamazdı ama babası onu hastahaneye yatırmakla yine tehtid etmişti. Bu yüzden de kendine çeki düzen vermeye karar vermişti ama babasına çok bir şey beklememesini de söylemişti. Babası ise sadece ölmemesini söylemişti. Bu kadardı.
Hala düşünceleri iç içe girince madde kullanıyor, onları unutmak istediğinde alkol içiyor ve kalbinin acısını hissettiğinde ise sigarasını yakıyordu. Bunlardan kurtuluş yoktu.
"Kimse yok mu? Birisi yardım etsin! "
Çığlıklar içerisinde bağıran kadın sesi duyduğunda olduğu yerde kalakaldı. Sigarası parmaklarının arasında duruyorken yutkundu. Birisinin yardıma ihtiyacı vardı...
Babasına ve Minho'ya kanıtlamak için bu bir iyi yol olabilirdi. Fakat Hyunjin normal doktor değildi. O sadece kendi adamlarını tedavi edebilecek bir doktordu. Bunu hatırlayınca derin bir nefes alıp sigarasını tekrar dudakları arasına götürdü.
Beni ilgilendirmez.
"Lütfen, yardım edin! Annem ve kardeşim cevap vermiyor! Sıkıştım, hareket edemiyorum. Lütfen!"
Bu cümleler vücudunu kasıp kavururken tutunacak yer aradı, Hyunjin. Göz bebekleri büyümüş, elleri titremeye başlamıştı. Nefeslerini düzene sokmaya çalışırken sigarasını fırlatıp sesin geldiği yöne koşmaya başladı.
Sesin olduğu yere geldiğinde dolu gözleriyle karşısındaki manzaraya baktı. Trafik kazası olmuştu. Arabanın kaputundan dumanlar yükseliyordu. Dişlerini sıkıp ellerini yumruk yaparak kendisine birkaç saniye verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forlorn owned childrens | hyunho √
Fanfiction"benim kanım benim kurallarım." • cover by: pittielau •