24 | gri

86 16 0
                                    

Hyunjin elinde ki palete biraz daha boya ekleyerek yarım kalan resmine devam etti. Minho onu eve bıraktığından beri resim çiziyordu. Arada ağzına sıkıştırdığı sigara ile de etrafı dumanla kaplıyordu.

Dün gece aklından çıkmıyordu. Bu yüzden sürekli o anları kafasında yeniden yaşıyor ve yanakları kıpkırmızı olana kadar devam ediyordu.

Telefonuna gelen mesaj ile fırçasının sapını dudaklarını büzerek dudak üstüne tutuşturdu.

Uyudun mu? - Minho

Hyunjin ne kadar şaşırması gerekiyorsa o kadar şaşırmıştı. Fırçayı dudaklarının üzerinde sıkıca tutarken parmaklarını hızla klavyede gezdirdi.

Hayır. Uyuyabileceğimi de sanmıyorum.

Mesajı gönderdikten sonra elini gevşetip cevap bekledi. Fakat görüldü olarak kalınca oflayarak telefonu yatağına fırlattı.

"Gıcık."

Kendi kendine söylenip çizime devam edeceği sırada çalan zil sesi ile kaşlarını çattı.

"Bu kim be?"

Kimseyle konuşmak istemiyordu. Bu yüzden Felix ve Chungha'nın olduğu gruba bile yazmıştı. O halde başka evine kim gelebilirdi ki?

Fırçayı masaya bıraktıktan sonra odadan çıktı.

Kapıyı açtığında kesinlikle Minho'yu görmeyi beklemiyordu.

"Minho?"

Minho ona öylece bakmaya devam edince hemen geri çekilip içeriye girmesi için yer açtı. Heyecandan kalbi küt küt atmaya başlamıştı.

"Ne yapıyordun?"

Hyunjin onun yüzüne baktığında moralinin bozuk olduğunu anlamıştı. Aslında hiçbir ifade barındırmıyordu yüzü ama o gözlerinden anlayabiliyordu.

"Kafa dağıtıyordum."

Minho anlamayarak ona bakınca Hyunjin tebessüm ederek elini tuttu.

"Gel."

Onu evin bir odası olan atölyesine soktuğunda Minho etrafa bakınarak resimleri inceledi.

"Beğendin mi?" Hyunjin onun düşüncelerini merak ediyordu. "Evet. Bunlar kim?"

Hyunjin'in henüz tamamlamadığı daha bugün başladığı resmi işaret parmağı ile gösteriyordu.

"Biz."

Minho resimden başını kaldırıp ona bakınca gözleri buluşmuştu.

"Yalnız kalmak istediğini biliyorum ama eşlik edebilir miyim?"

Hyunjin gülerek başını salladı ve sigarasını küllüğe bastırıp söndürdü. Şimdi gerek yoktu.

Hyunjin gece geç saatlere kadar iki resim bitirdi. Bir tanesinde; Minho ile kendisi, diğerinde ise kardeşi vardı. Zihni sadece bunlarla doluydu ve doğal olarak resimlerin konusu bunlar olmuştu.

Minho dostunun sözleri, düşünceleri ve planları ile kafasında harita oluştururken bunları sadece Hyunjin'i izleyerek yapıyordu. Eskiden beri onu izlediğinde içinin huzurla dolduğunu hissederdi. Hele kokusu... Sanki cennette olduğunu zannederdi.

Saat gecenin ikisini bulduğunda Hyunjin fırçasını bıraktı ve yanındaki sudan bir yudum aldı.

"Biraz hava alacağım."

Minho'ya haber verdiğinde o da onunla beraber kalkmıştı. Hyunjin vitrinden kalın şal alıp üstüne atmış terasa doğru ilerliyordu.

Terası oldukça büyüktü ve her taraf çiçeklerle kaplıydı. Minho burnuna dolan kokularla belli belirsiz gülümsedi. Hyunjin gibi kokuyordu.

forlorn owned childrens | hyunho √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin