Minho, Hyunjin ile nasıl başa çıkılacağını yalnızca kendisi bildiğini, başka kimseye emanet etmemesi gerektiğini biliyordu.
Minho onun iki elini de tuttu ve Hyunjin kendini kurtarmaya çalıştığında, onu sıkıca yakalayıp yükselen histerisini yatıştırmak için göğsüne bastırdı.
Hyunjin birkaç kez kendini onun kucağından kurtarmaya çalıştı ama nafile: gücü hızla tükenmişti.
"Onları kurtarmam lazım!"
Karavanda bekleyen doktorlar ve gelen arabalar ile yaralılar götürülmeye başlanmıştı. Minho'nun emriyle hemen bu tarafa gelerek Jeongin ve babasının bedenlerini taşımaya başladılar.
"Benim de seni kurtarmam lazım."
Minho söylediklerini duymadığını biliyordu ve sadece onu bastırmaya çalışıyordu.
Hyunjin halsizlikten bitap düştüğünde Minho onu kucağına aldı. Baskın bitmişti ama çok fazla can pazarı vardı.
Hyunjin kendinde değilmiş gibi sadece söylenenleri yapıyor, hareket ediyordu.
"Hastahaneye gideceğiz, tamam mı? Yakınında olacaklar."
Minho yakınlarda olan arabasını bulduğunda ilk önce kapıyı açıp Hyunjin'i sağ koltuğa yerleştirdi. Geri çekilecekken duyduğu söz ile başını eğerek ona baktı.
"Minho, babam öldü. Jeongin'den emin değilim."
Minho yutkunarak Hyunjin'e ne cevap vereceğini düşündü. Doktordu. Elbette ne olduğunu anlamış olmalıydı. Sadece saçlarına doğru eğilip arasına bir öpücük kondurdu.
Hastahaneye geldiklerinde Hyunjin hızla arabadan inerek koşmaya başladı. Üstü başı kan içindeydi. Etraftakilerin bakışlarını umursamadan ameliyathaneye doğru koşmaya başladı. Minho ona yetişmek için peşine takıldığında onun da pek farkı yoktu. Kana bulanmış beyaz gömleği, patlamış dudağı ve kanayan kaşı ile tam anlamıyla savaştan çıkmış gibiydi.
Jisung'u vurmuştu ama geç kalmıştı.
Bunu kendine yediremiyordu. Birkaç dakika daha önce orada olsaydı, Jisung'u etkisiz hale getirirdi.
Hyunjin ameliyathanenin önünde daire oluşturarak gezinip duruyordu. Tanıdığı doktor çıktığında umut dolu gözlerle ona baktı.
Bir umut yanılmış olabilme dileğiyle...
"Hyunjin, elimden geldiğince hayata döndürmeye çalıştım ama kalbinin çok yakınına isabet etmiş. Hastahaneye varmadan ölmüştü."
Hyunjin kendini sıkarak elini boynuna götürdü. Nefes alamıyormuş gibi hissediyordu.
"Jeongin için ameliyat devam ediyor. Kalbi bir kez durdu ama geri döndürmeyi başardık. Zor bir ameliyat oluyor. Bitene kadar ancak öğrenirsin."
Ameliyathanede işi biten doktor başıyla selam verip eğildikten sonra gitmişti. Başka bir doktorun içeriye girmesiyle Hyunjin kendini sıkmaya devam etti.
Gözlerinden yaşlar akıyordu, saçları birbirine girmişti.
Minho, Minhyuk'a nihayet ulaştığında karnından bıçaklandığını öğrenmişti. Birazdan ameliyata gireceğini öğrenince de ona ölüm haberini zorlukla söylemişti.
Görüşmeleri bittiğinde aklına gelerek Gyuyoung'u aradı ama açmadığında bir daha aramadı.
Telefonu cebine atarak Hyunjin'in oturduğu sandalyenin yanına oturdu. Ona dokunmaya çekiniyordu.
"Babamız öldü, Minho. Ne yapacağız?" Hyunjin karşısındaki duvara öylece bakarken Minho dirseklerini dizlerine yaslayarak başını ellerinin arasına aldı. "Bir daha böyle bir kabus yaşamam sanıyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forlorn owned childrens | hyunho √
Fanfic"benim kanım benim kurallarım." • cover by: pittielau •