Doğumdan iki gün geçmişti ve baba durumu öğrenince baskını ertelemek zorunda kalmıştı. Minho olmadan baskın olmazdı. Fakat bu gece kesinlikle olacaktı.
Hyunjin hastahanede her zaman ki işleriyle meşgulken sürekli aklında olan bebek yüzünden çıldırmak üzereydi. Bu yüzden hastahaneye getirilen Gyuyoung ve bebeği görmek için odasından çıktı.
Minho'nun da Gyuyoung'un yanında olduğunu biliyordu ama bunu umursamadı. Şansına odaya girdiğinde Minho yoktu. Çıkış bugün olacaktı. Bu yüzden Minho kıyafet getirmeye gitmişti.
"Ah, Hyunjin. Geldiğin için teşekkür ederim. Sana hayatım boyunca minnettar olacağım."
Gyuyoung, Hyunjin'in geldiğini görünce doğrularak sırtını yatağa yaslamıştı. Hyunjin ona yardım ederek yatağın düğmesiyle duruşunu düzeltti.
"Nasılsın?" Hyunjin düz bir şekilde sorduğunda Gyuyoung gülümsedi. "Çok iyiyim. Bebeği işitme tahlilleri gibi şeyler yüzünden götürdüler."
Hyunjin anlayarak başını salladı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Bu nedenle oturmadan ayakta duruyordu. Sürekli parmakları ile oynuyordu.
"İsmi ne?" Hyunjin en merak ettiği soruyu sorduğunda Gyuyoung cevapladı. "Hyunho."
Hyunjin biraz şaşırsa da anlayarak başını salladı. Eskiden Minho ile isimlerini birleştirip dururdu. Bu yüzden ona yabancı bir isim değildi.
"O halde sana iyi dinlenmeler. Ben bir sorun var mı diye, bebeğe bakayım. İstediğin bir şey var mı?"
Hyunjin gitmeye yeltendiğinde Gyuyoung onu bileğinden tutup durdurdu.
"Birkaç dakikan var mı?"
Hyunjin tereddüt etse de başını salladı. Minho ile karşılaşmak istemiyordu. Yatağın yanındaki sandalyeye oturup dinlediğini göstermek için ona baktı.
"Gelecekte neler olur, bilmiyorum ama bebeğim önce Minho'ya sonra da sana emanet. Nedenini sorma ama sana güveniyorum. Umarım oğlum da ileride senin gibi birisi olur."
Gyuyoung gözleri gülen bir şekilde konuştuğunda Hyunjin yutkunarak ayağa kalktı. Cevap vermedi çünkü veremedi. Ve odadan çıktı.
Kocasının kendisini onunla aldattığını bilse de, böyle der miydi?
Hyunjin bebeğin nerede olduğunu sekreterden öğrendikten sonra oraya gitti. Camla kaplı odayı dışarıdan izlerken yanında beliren bedene bakmamak için kendiyle savaş veriyordu.
"Teşekkür ederim."
Gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.
"Tanrı varsa eğer umarım benim yaşadıklarımı yaşatır sana, Minho. Dilerim benim uykularımı yaşarsın da hangi kabusları gördüğümü anlarsın."
Hyunjin sinirle yanından gittiğinde kendisini odasına atmıştı.
Sabır taşı şimdiye kadar çatlardı!
Kapısının açılması ile Minho zannederek küfür edecekken Felix ve Chungha'yı görünce yerine oturdu.
"Ah, canım arkadaşım benim. Nasıl bu kadar yüce gönüllü olabiliyorsun?"
Chungha masanın etrafından dönerek kollarını Hyunjin'in boynuna sardı.
"Bebeğin ismini Hyunho koymuşlar."
Hyunjin bir süredir tuttuğu gözyaşlarını bırakırken Chungha ona sıkıca sarıldı.
"Changbin'e, Minho'ya Çin işkencesi yaptırmasını söyleyeceğim. Herifte ki rahatlık beni deli ediyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forlorn owned childrens | hyunho √
Fanfiction"benim kanım benim kurallarım." • cover by: pittielau •