3 sene önce
"Bir shot daha atalım ya! Öyle gidersin," Felix ısrar edercesine yerinde kıpırdanıp kuzeninin elini sıktı. Hyunjin'in gideceğini söyledikten sonra böyle bir tepki ile karşılaşmayı beklediğinden gözlerini devirerek arkasına yaslandı. "Yeter bu kadar. Zaten evde kafayı bulacağım. Eleman bu sefer çok iyi bir mal getirmiş," Hyunjin kendine güvenen bir edayla konuştuğunda bu sefer göz deviren Felix olmuştu.
Hyunjin on sekiz yaşında Felix sayesinde alkol ile tanışmış ve acılarını bir nebze de olsa unutturduğunu fark edince ondan ayrılamaz olmuştu. Sigara, alkol, uyuşturucu hepsi onun vitamini gibiydi. Onlar olmadan gününe devam etmesi zor oluyordu. İki senedir onu ayakta tutan bunlardı. Annesinin ölümünden ve kardeşinin de aynı gün kaybolmasından sonra hayatı tepetaklak olmuştu.
Bir süre iyiymiş gibi rol yapsa da gerçek hiç de öyle değildi. Babasının evinde geçirdiği her dakika onu tetikte hissettiriyordu. Babası bunu bildiği için ona başka bir ev tutmuştu. Fakat arada işler ve eğitim yüzünden eve uğraması gerekiyordu. İşte o zaman en çok nefret ediyordu bu durumdan, Hyunjin.
Babası da tedbir amaçlı evini korumalar ile doldurduğu için kendini bunalmış hissediyordu. Sadece kafası yerinde olmadığı zaman hayat ona güzel geliyordu.
"Diğerinin üstünden daha bir hafta geçmedi. Doktor ara vermezsen öleceğini bile söylemişti, hatırlamıyor musun?" Felix'in tedirgin bir şekilde hatırlatmasına karşı yalnızca omuzlarını silkti. Ölmenin çok da umurunda olduğu söylenemezdi. Hatta ölmek iyi bile olabilirdi. Terapistine bunu söylediğinde ise az daha tımarhaneye yatıralacak olmaktan son anda kurtulmuştu, gerçi babası sayesindeydi. Zaten bir daha da terapi falan almamıştı.
Babası ona hastaneye yatırılmaması karşılığında eğitimine devam etmesini şart koşmuştu. Hyunjin de paşa paşa kabul etmişti. O geceden sonra asla silah kullanmak istemediğini söylediğinde babası onun için başka bir iş bulmuştu.
Zaten küçüklüğünden beri sağlığa merakı olduğu için bu onun açısından mükemmel bir tercihti; kendi adamlarını ve özel kişileri tedavi etmek. O geceden sonra bir sene ara vermişti. Fakat ondan sonra da işe geri dönmeyince babası oğlu için endişelenmeye başlamıştı. Onu kendi haline bırakmıştı. Korumalar ne kadar etrafta olsa da başkası değil, oğlu kendisine zarar veriyordu. Bunun için nasıl bir önlem alabilirdi ki?
Birkaç kez hastaneye kaldırsa da Hyunjin'in daha berbat hale geldiğini fark edince onu kendi haline bırakmıştı, tamamen. Onu kendisinin kurtaramayacağına kanaat getirmişti. Felix amcasına arada rapor verse de pek işe yaramıyordu. Hyunjin yine kendi istediğini yapıyor yine umursamıyordu.
"O zaman bir an önce almalıyım desene," yüzüne yerleştirdiği alaycı gülümsemeyle kuzenine baktığında Felix onaylamayan bakışlar atıp başını iki yana salladı. O da çok sağlam ayak sayılmazdı ama en azından nerede durması gerektiğini biliyordu. Ve hayat felsefesi her boku yaşamak olduğu için ölmeyi kesinlikle istemiyordu.
Hyunjin'in ağır depresyonda olması onu üzüyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Sadece içeceği zaman onunla oluyordu. Başka da bir şey yapmıyordu. Madde alırken Hyunjin yalnız olmayı tercih ederdi. Bu yüzden bir gün kuzeninin ölüm haberini alacağını her ne kadar bilse de bilmemezlikten geliyordu.
"Eğitim nasıl gidiyor? Dün büyük bir çatışma çıkmış. Haberin var mı?" Felix amcasıyla irtibat halinde olduğu için biliyordu bu yüzden kuzenini yokladı. Hyunjin elinde ki bardağı tezgaha bırakıp kuzenine döndü. Gözlerini kısmış ona bakıyordu. Bu halinden bilmediği belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forlorn owned childrens | hyunho √
Fanfiction"benim kanım benim kurallarım." • cover by: pittielau •