Hafif indirdiği camdan içeriye giren havayı ciğerlerine misafir etti. Sonra kayarak başını koltuğuna yasladı. Ona bakıp bir süre onu izledi. Bakışlarında herhangi bir anlam yoktu, boştu. Bu sessizlik hoşuna gitmese de ona söyleyemezdi. Söylerse, yine başa dönerlerdi. Yüzünden duygularını okumaya çalıştı; ama herhangi bir anlam barındırmıyordu.
"Gerçekleri yüzüme bakarak öğrenemezsin."
Hyunjin bozulan sessizliği bir anlığına garipsedi. Dudaklarını birbirine bastırıp sesini çıkarmamaya devam etti. Susmak da bir cevaptı.
Sesi çıkmıyor oluşu içindeki fırtınalarında sessiz olduğunu göstermezdi. İçinde çok yüksek fırtınalar, kasırgalar kopuyordu. Düşünceleri adeta bir sel oluyor akıyordu. Yol boyunca onun söylediği cümleyle ne demek istediğini düşünüp durdu.
Eve geldiklerinde ise istediği gibi dövmeci buradaydı.
Hyunjin'i gören dövmeci eğilip hemen selam verdi.
"Merhaba, Hyunjin."
Hyunjin vücudunun her yeri dövme kaplı, kırmızı saçlı çocuğa baktı. Neredeyse herkesin dövmelerini o yapıyordu.
"Merhaba."
Hyunjin koltuğa oturmadan önce üstünü değiştirip rahat bir şeyler giydikten sonra cesaretini toplayıp aşağıya indi. Şimdi hazırdı.
"Başlayabilirsin."
Çocuk gülümseyerek başını salladığında Hyunjin başını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı.
"Kohaku."
Hyunjin görmese de çocuk tekrardan başıyla eğilip istediği balığı ilk önce vücuduna yapıştırdı. Daha sonra ses çıkartan aletini çıkarıp dövmeye başlamak için konumlandırdı kendini.
Hyunjin sesi duyunca alt dudağını dişleri arasına alarak acıya kendini hazırlamaya başladı.
"Olabildiğince acısız yapmaya çalış."
Minho'nun sesini duyduğunda heyecanı artsa da gözlerini açıp ona bakmadı. Minho ile aynı yere dövme yapıyorken zihinsel olarak çöküşlere geçmeyi istemiyordu.
Dövmeye başlanıldığında dudaklarını ısırmaktan onları kanatmıştı. Katlanılabilir bir acısı vardı ama yine de canı yanıyordu işte. Kendini oldukça sıkıp güçlü durmaya çalıştı. Dövme bittiğinde babasına gururla göstermek için can atıyordu.
"Elimi sıkabilirsin," gözlerini yavaşça aralayıp yanında yerini almış Minho'ya ardından da dövme yapana baktı. Kararsız kaldı. "Gerek yok."
Eğer babası dövme yapan ile konuşursa güçlü bir şekilde durduğunu anlatmasını istiyordu. Bu yüzden Minho'nun teklifini reddetmişti.
Minho onun daha demin ki gerilim yüzünden kendisine trip attığını ya da küstüğünü düşünüyordu. Zaten hiçbir zaman objektif birisi olmamıştı. Bu nedenle üstelemedi. Hatta onu yalnız bırakıp telefon görüşmelerine döndü.
Dövme bittiği zaman Hyunjin'in acısı yerine heyecanı belirmişti.
"Çok yakıştı."
Gülümseyip teşekkür ettikten sonra dövmeciyi yolcu etmiş ve heyecanla yerinde zıplamaya başlamıştı. Dövmenin son halini daha görmemişti.
Boy aynasının karşısına geçip elini boynuna götürdü. Üstünü okşarken de düşünceleri bedenini sardı. Vücuduna eklediği yeni arkadaş artık ölene dek onunla olacaktı. Bunun hissi bambaşkaydı. Belki ileride birkaç tane daha dövme yaptırabilirim, diye düşünmekten kendini alamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forlorn owned childrens | hyunho √
Fanfiction"benim kanım benim kurallarım." • cover by: pittielau •