-Beyefendi, iyi misiniz?
Yüzüne bakıp daldığımın farkında değildim. Büyük ihtimalle benim tuhaf biri olduğumu düşünüyordu.
-Ah, evet evet! Eee ne istersiniz.
Yüzümde aptal bir gülümseme olduğunun farkındaydım. Ama elimde değildi. Sanki yüzüne bakınca tekrar aşık oluyordum...
-Ben çikolatalı parta istiyorum. İçecek olarak ta~ Milkshake.
-Tamam efendim.
Koşarak bayan Yejinin yanına gittim. O kadar hızlı koşmuştum ki çitayla yarışsaydım, kazanırdım.
-Jungkook sorun ne? Nefes nefese kalmışsın?
-Şey, galiba aşık oldum!
Bayan Yeji tatlış bir şekilde sırıttı.
-Eee kim bu şanslı kız? Ah pardon, önce kızmı, erkekmi diye sormalıydım. Benim hatam.
Yüzüm yanıyordu. Ama belli ettirmemeye çalışıyordum.
-Erkek.
Fısıldamıştım, fakat bayan Yeji duymuştu.
-Vayy, neyse adını öğrenebildin mi??
-Hayır ama sormayı planlıyorum.
-Tamam, o zaman siparişleri alayım.
-Tabi kraliçem.
---
Bayan Yeji siparişleri hazırladıktan sonra içime bir heyecan düşmüştü. Umarım bir aptallık yapmam diye geçirdim içimden ve evet. Artık masası görünüyordu. Ellerim titriyordu. Derin bir nefes aldım ve masaya doğru ilerledim. Tam tepsiyi masaya koyacaktım ki bir çocuğun bana çarpmasıyla yemeklerin dökülmesi bir oldu.
-Ahh! Çok, çok özür dilerim! Gerçekten bilerek yapmadım!
-Ah, sorun değil sakin olun.
-Çok özür dilerim bay...
-Hoseok.
-Çok özür dilerim bay Hoseok.
-Sorun değil.
Hoseok gülümsedi. Ben ise o an nasıl numarasını alırım diye düşünüyordum. Taki düşünmeme gerek kalmayana kadar.
-İsterseniz arkadaş olabiliriz, yani eğer rahatsız olmazsanız.
İşte o an dünyalar benim olmuştu. Benimle arkadaş olmak istiyordu. Hemde ben teklif etmemiştim.
-Ah tabi ki. Bende Jungkook.
Hoseok elini uzattı. Zorda olsa bende uzatmıştım.
-O zaman numaranı alabilir miyim Jungkook?
-Tabi 0****
---
Çok yorulmuştum. Gün boyu çalışmıştık. Şuan ise karakola gidip ifâde vermem gerekiyordu.
-Jimin, sen eve git. Ben karakola gideceğim!
-Tamam!
Jimin ile yollarımızı ayırdık. Ben karakola, o ise eve gidiyordu.
Daha karakola varmadan telefonum çalmıştı.
-Alo?
-merhaba bay Jungkook ile mi görüşüyorum?
-evet ben Jungkook buyrun?
-bay Kim Taehyungu yakaladık. Ne zaman geleceksiniz?
-Y-yakaladınız mı? Ben geliyorum hemen!
-Pekâlâ bekliyoruz.
Dedi ve telefonu kapattı. Ama bu nasıl olurdu? Benim tanıdığım Taehyung kendi istemedikçe asla yakalanmazdı. Demek bu karakola başvurarak iyi bir karar almışım diye düşünmüştüm.
---
Sonunda karakola varmıştım. Birde ne göreyim...
-BIRAKIN LAN BENİ! BEN BUNLARDAN BİR KURTULAYIM SİZİDE JUNGKOOK'UDA MAHFEDİCEM DOKUNMA LAN!
Taehyung zincirlerle bağlanmıştı. Şuan bir canavar gibi görünüyordu. Gerçekten korkmuştum, ama buna rağmen gidip duygularımı anlatacaktım.
Zincirlerin onünde durdum. Taehyung beni gördü. Kaşları çatıktı ve... ve gözleri kırmızıydı. Evet evet kırmızıydı! Önceden de böylemiydi ki?
-Jungkook, gelmişsin bakıyorum? Ama ben istediğimi alırım. Bunu en iyi sen biliyorsun!
Taehyung adeta çıldırmıştı. Ben ise eğilip konulmaya başladım. Bir taraftan sırıtıyordum.
-Eee Taehyung, nasılmış hapsolmak? Neyse, sana iyi dileklerimle geldim. Umarım asla çıkamazsın hapisten. Bunlar iyi dilekler. Çünkü hem insanlığa, hemde kendine zararlısın sen Taehyung. Anladın mı beni? Belki bi 50 yıl sonra çıkarsın, tabi zincirlerden kurtulabilirsen~
♪
Merhabaaaa bu gün 400 kelime yazdım 🥳 gün gittikçe daha uzun yazacağımı söylemiştim. Neyse umarım bölümü beğenmişsinizdirr. Bayysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crazy doctor/Taekook
FanfictionSizce bir doktor hastalarının acı çekmesini isteyebilir mi?