-Ne saçmalıyorsun Chan Hyung... Hiç komik değil! Çöz beni!
-Aptallaşma Hyunjin. Şaka yapar gibi bir halim mi var? Ah ama en çok sana acıyorum. Hiçbir suçun yok ve buraya kapatılıyorsun. Üstüne üstlük annen seni satıyo-
-KES SESİNİ!
Şuan karşımda ki kişi Chan Hyung olamazdı. O böyle bir insan değildi. Her zaman bana yardım eder, beni teselli ederdi. O benim abimdi. Hayır, sanırım insanlara güven olmayacağını en iyi şekilde şuan öğrenmiştim.
-Zoruna mı gitti?
Gözlerimin içine bakarak sırıtıyordu. Kalbime hançer inmişti resmen. Dediği cümlelerin her biri bıçaktan keskindi ve bende çol büyük yara oluşturuyordu.
-Zavallısın Hyunjin. Bunu kabul et. Bana inandın.
Kahkaha atmaya başlamıştı. Ben ise ağlamamak için zor duruyordum. Kendimi tutmasam hüngür hüngür ağlardım. Fakat güçsüz görünmek istemiyordum.
(Arkadaşlar bu arada ağlamak güçsüzlük değildir bunu bende bilmiyorum ama işte fic gereği naparsın hem ne demişler koyanın sorusu koymayan götü susun ne alaka demeyin)
-BIRAK BENİ!
-Keşke bu kadar kolay olsa Hyunjin. RYUNJİN KAPAT ŞUNUN AĞZINI!
-HAYIR BIRAKIN BENİ BURDAN KURTULUNCA GÖRÜ-
ve ağzımı kapatmıştılar. Acaba neler olacaktı...
Felixten
Hyunjin bu gün gelmemişti. Her ne kadar yakışıklı piç olsada garipsemiştim. Normalde her gün gelirdi. Fakat şuan yoktu. Hem acıkmış hemde susamıştım. Hyunjinin bana verdiği battaniyeye sarılıyordum. Şuanlık sadece bunun ile yetinebilirdim.
İçimden Hyunjine bağırıp çağırmak geçiyordu. Fakat yapmamalıydım. Benim bir gururum vardı. Hyunjin beni kaçırmıştı. Onu istiyor gibi görünemezdim.
_____
-HYUNJİN! NERDESİN? BAŞINA BİRŞEY Mİ GELDİ YOKSA? HYUNJİN ACIKTIM GEL ARTIK! CHAN HYUNGA SÖYLEDİN Mİ? SANA İNANDIMI? HYUNJİN!
Gururum şuan umrumda değildi. Hyunjin saatlerdir yoktu. Bende dayanamamaya başlamıştım. Gerçekten başına birşey mi gelmişti? Chan Hyungla mıydı yoksa? İkisininde başına birşey olabilir miydi? Chan Hyungu bilmem ama Hyunjin için gerçekten endişelenmiştim.
-YA KİMSE YOKMU BU EVDE! ALO! HYUNJİN NERDE?
Birden kapı açıldı. Hyunjin geldi diye düşünmüştüm.
-HYUNJİN SONUNDA GELDİN NERDE- Ah siz kimsiniz?
Hyunjin gelmemişti. Fakat o gün benimle beraber götürdükleri çocuk gelmişti ve yanında 2 kişi daha vardı. İkiside kısaydı ve birinin saçları sarı, diğerinin gözledi kedi gibiydi.
-Seni kurtarmaya geldik. Seni bırakıp kaderimi paylaşmak istemiyorum. Neler yapabileceklerini düşünebiliyorum. Yoksa, YOKSA YAPTILAR MI BİLE? GEÇ Mİ KALDIK?
Çocuk telaş olmuştu. Ne yapmış olabilirdiler ki?
-Hey sakin ol. Bana kimse hiçbir şey yapmadı. Ha bu arada isimlerinizi öğrenebilir miyim?
-Ben Jungkook.
-Ben Yoongi
-Bende Jimin.
Gülümsemiştim. Daha sonra tekrar aklıma Hyunjin gelmişti.
-Şey Hyunjini tanıyor musunuz?
Jungkook tiksinç bir şekilde bakmaya başlamıştı.
-Maalesef ben tanıyorum. O şerefsizin adamı.
-Peki nerede biliyor musun?
Jungkook kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.
-Neden?
-Saatlerdir yok. Tamam gelmek zorunda değil, ama normalde hergün gelir ve bana yemek getirirdi. Birazda konuşurduk. Saatlerdir yok ve sanırım 1 gün geçti bile.
Jungkook hala neden Hyunjini aradığımı merak ediyordu sanırım. Daha sonra konuşmaya başladı.
-Hyunjini bilmem ama dışarıda resmen hiçbir adam yoktu. Bu çok tuhaf.
-Off dışarıda konuşursunuz! Yakalanacağız.
Yoongi haklıydı. Yakalanmamız an meselesiydi. Ama ben hala Hyunjini merak ediyordum. Fakay özgürlüğüm söz konusuydu. Gitmem gerekti.
-Haklı, hadi gidelim
Diyerek ayaklanmıştım ve Jiminin evine gitmiştik. Jimin yemeği hazırlamıştı ve hepimiz şuan masada yemek yiyorduk. Fakat benim boğazımdan yemek geçmiyordu. Hem Hyunjini düşünüyordum. Hemde Jimine yük olduğumu düşünüyordum.
-Şey Jimin ben artık gideyim.
-Ne demek gideyim? Pardon ama nereye? Bende kalıyorsun itiraz yok!
-Ama yük oldum sana.
-VALLAHİ DÖVERİM SENİ NE YÜKÜ YA?
Jungkook ve Yoongi gülüyordu. Jimin bu hali ile tam torunu kendi evinde kalsın diye itiraz eden yaşlı ninelere benziyordu.
-SİZ NE GÜLÜYORSUNUZ? SUSUN BAKAYIM!
Jiminin bağırması ile Yoongi ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı ve ikiside sustular. Daha doğrusu kıkırdıyordular. Hepsini çok sevmiştim. Fakat Hyunjini özlediğimi fark etmiştim. Ama bu doğru değildi. O beni kaçırmış ve tutsak etmişti. Onu özleyemezdim. Bunu hak etmiyordu.
-Sen burada kalıyorsun Felix! Nokta.
Sahte korkuyla başımı sallamıştım. Daha sonra yemeye devam etmiştik.
______
Jiminin bana verdiği odada uyumaya çalışıyordum. Fakat hala Hyunjin aklımdan çıkmıyordu. Yarın Jimine yük olmak istemediğim için iş yerinde ona yardım edecektim. Zaten Jungkookta orada çalışıyormuş. Yarın bu dalgınlıkla çalışabilir miyim? Bilmiyordum. Fakat bildiğim birşey vardı ki eğer hemen uyumazsam yarın uyanamayacaktım. Umarım Hyunjin iyidir dedikten sonra uykuya daldım.
♪
İYİ OKUMALAR KURBAN OLDUKLARIM. OFF HYUNJİN BEBEĞİM YA BU HİKAYEDE ÇEKEN KISIM SEN OLACAKSIN ÜZGÜNÜM. BU ARADA BİDAHAKİ HİKAYEDE MEDYAYA ŞARKI KOYMAMI İSTİYORSANIZ HANGİ ŞARKI OLDUĞUNU BURAYA YAZABİLİRSİNİZ ÖPTÜMM
Şarkı adı→
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crazy doctor/Taekook
FanfictionSizce bir doktor hastalarının acı çekmesini isteyebilir mi?