(Arkadaşlar belki fici saçma bulabilirsiniz ama bu zaten hayal gücüyle alakalı birşey ve Jungkook Taehyungu başka türlü affedemez affederse onun beynini s-)
Hyunjinden
Bana inanmamıştı, biliyordum böyle olacağını. Fakat napabilirdim? Nasıl inandıracaktım? Adım gibi emindim. O bir robottu. Bunu sadece benim bilmem can yakıyordu tabi. Kimsenin bana inanmayacağı gerçeğide kafama dank edince bu dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı. Bir kanıt bulmam ve kanıtlamam gerekiyordu. Ama nasıl?
Aklıma birşey gelmişti. Şöyle yapacaktım...
____
Jungkooktan
Şuan etrafta kimse yoktu. Bahçede bile. Bu nasıl olur diye düşünürken bir taşın cama atıldığını fark ettim. Hızla camı açtım ve baktım. Gelen kişi Jimindi!
-Jungkook atla!
-Burdan mı?
Olduğum kat 2. Kattı ve burdan atlayamazdım. Derken Yoongide geldi ve büyük bir bez parçasını açtılar.
-ATLA HADİ!
-OFF KORKUYORUM SAKIN BIRAKMAYIN TAMAM MI?
-TAMAM TAMAM HADİ!
İçimden bismillah diyerek atladım. Hiçbir hasar görmeden inmek güzeldi.
-Hadi gidelim artık kimse gelmeden.
Jimin bahçenin kapısı açıp bizi beklemeye başladı. Bizde koşarak çıktık. Yoonginin getirdiği arabaya bindik ve bir cafeye gittik. Planımız tüm gün eğlenmekti.
___
Namjoondan
-Hyunjin söylediğin şeyin bir kanıtı var mı?
-Yok ama olucak! Sadece yardım et. Lütfen.
Hyunjine göz devirmiştim saatlerdir yalvarıyordu.
-Hayır Hyunjin! Bu çok saçma!
-YA NEDEN BANA İNANMIYORSUNUZ!
Elimi Hyunjinin omzuna koydum ve sırıtarak cevap verdim.
-Hadi sen git şu çilli çocuğa yemeğini götür. Görüşürüz.
Omzuna 2 kez vurup gitmiştim. O ise arkamdan baka kalmıştı.
Felixten
Gün gittikçe olduğum yer daha soğuk oluyordu. Şuan donuyordum resmen. Ama asla Hyunjinin bıraktığı o battaniyeleri almayacaktım. Ölsemde gururumu ayaklar altına almazdım. Birden kapının açılması ile kapıya baktım. Gelen Hyunjindi.
Canı sıkkın, çaresiz ve yorgun bir yüz ifadesi vardj yüzünde. Bunu her insan kolaylıkla anlayabilirdi. Hyunjin geldi ve yüzüme bakmadan yanıma oturdu. Ben ise kendimi daha fazla tutamayarak sormaya karar verdim.
-Ne oldu? Yüzünden düşen bin parça.
Hyunjin bana bakmıştı.
-Sana söylesem inanır mısın ki? Sanmam...
Tekrar önüne dönü ve başını eğdi. Ben ise iyice meraklanmaya başlıyordum.
-Eğer mantıklıysa inanırım tabi. Hadi söyle, ne oldu?
Hyunjin bana baktı ve kararsız kalmış bir bakışı vardı. Sanki söylemek istiyormuş fakat korkuyormuş gibiydi. Daha sonra derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
-Felix, Taehyung robot. Sana yemin ederim ki robot. Parmaklarını çıkarıp takarken gördüm. Çıkan parmağının altında vidalar vardı ve kablolar. Yemin ediyorum yalan söylemiyorum. Gördüm, ama kanıtlayacağım. Herkese!
Duyduğum şeyler komiğime gitmişti. Hafif kıkırdamıştım. Daha sonra Hyunjine baktım. Bir çocuk gibi kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.
-Ne gülüyorsun ya! Ciddiyim ben. Gördüm!
Bu sefer dayanamayıp kahkaha atmıştım. Gerçekten çok komikti bu söyledikleri.
-Ya Hyunjin alemsin ya. O adam size hiçmi dokunmadı? Hiçmi hissetmediniz dersini. Nasıl robot olsun ya?
Hyunjin düşünüd gibi yaptı. Sonra şaşkınlıkla gözlerini açtı.
-FELİX! FELİX O BİZE HİÇ DOKUNMADI Kİ!
Kaşlarımı çattım. Artık dalga geçiyor diye düşündüm. Yada şaka yapıyorsa tadı kalmamıştı.
-Hyunjin saçmalama!
-Felix sen bir dahisin! Eğer ona dokunursam ve dokundurtursam onun robot olmadığını anlarlar. Saol çilli.
Hyunjin sırıtarak saçlarımı dağıtmıştı. Hemen ardından gitmişti. Ben tam uyuyacaktım ki tekrar pat diye içeri girdi Hyunjin.
-Ah şu yemeği bırakmayı unutmuşum ve şu battaniyeleri ört üzerine! Hasta olursun. Görüşürüz.
Hyunjin yemeği bırakıp çıkmıştı. Bu battaniye yerine dışarı çıkmayı tercih ederdim.
♪
Üzgünüm aklıma fikir gelmedi dün atıcam diye söz vermiştim gerçekten özür dilerim. Neyse görüşürüzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crazy doctor/Taekook
FanfictionSizce bir doktor hastalarının acı çekmesini isteyebilir mi?