30

110 6 5
                                    

Bir sonraki gün Taehyung Yeontanı Hoseoka bırakarak evden çıkmıştı. Eğer herşey yolunda giderse kameralara bakıp o günün tarihinin görüntülerini alacaktı. Fakat yakalanmaması gerekiyordu.

Taehyung sonunda varmıştı. Bu alanın nasıl korumaları olduğunu ve güvenlik bölümlerini bildiği için işi kolay olacaktı. Taehyung dikkatlice arka kapıdan içeri gitmişti. Korumaları görür görmez ise geri çıkmıştı. Şükürler olsun ki korumalar onu görmemişti.

Taehyung karşı tarafa geçip taş fırlatmıştı. Korumalar hemen hazırlanmış ve girecek kişi için kapının önünde beklemeye başlamışlardı. Taehyung bulduğu uzun bir ağaç dalını dikkatlice içeri fırlatmıştı.

Korumalar refleks ile o dalı tutmuş ve bez koymuşlardı. Ardından dal olduğunu fark etmeleri ile birbirlerine anlamaz gözlerle bakarken ikisininde başına taş çarpması ile kendilerini yerde bulmuşlardı.

Taehyung koşarak içeri girmişti, bir taraftan ise dikkat etmeye çalışıyordu. Yakalanırsa, bu sefer kurtulması imkansızlaşırdı.

Taehyung gizlice kameraların olduğu odaya girmeyi başarmıştı. Ardından herhangi bir bilgisayarın başına geçip teker teker tarihlere bakmıştı.

İlk olarak kaçırıldığı günün kayıtlarını almıştı, ardından ameliyat hanenin kamera kayıtlarını bulunduran bilgisayara geçmişti. Adama estetik yapıp derisini robota taktıkları günün kamera kayıtlarını bulunca sevinmişti. Fakat içeriye giren Chan ile gözleri kocaman açılmıştı.

-Vay be Taehyung, bana ihanet mi ediyorsun?

-Ne ihaneti? İntikamımı alıyorum.

Taehyung içinden bir siktir çekmişti. Tam gerekli kayıtlara ulaşmışken olacak iş miydi bu?

-Ah be Taehyung, buralarda çürüyece-

Chanın sözünü kesen başına yediği darbe idi. Ardından bayılıp yere düşmüştü ve arkasında ki Hyunjin açığa çıkmıştı.

-Hyunjin?

-Kes boşu, hemen al kayıtları. Gidelim buradan.

Taehyung başını olumlu anlamda salladıktan sonra hemen kayıtları almıştı.

-Kayıtları aldım. Gidelim.

Hyunjin başını olumlu anlamda sallayınca sonunda çıkmışlardı bu yerden. Taehyung içten içe sevinçten ölüyordu. Fakat Hyunjin kızgındı.

-Taehyung, ne yapıyorsun?

-Ha?

Taehyung ister istemez şaşırma nidası çıkarmıştı. Ne demek ne yapıyordu? Masum olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu sadece ve sanırım artık kanıtlayacaktı.

-Tek başına nasıl gelirsin buraya? Ya ben olmasaydım? Ne olacaktı? O herif seni yine hapsedecekti. Bu sefer ölsek bulamazdık seni!

Hyunjin sonlara doğru sesini yükseltmişti. Gerçekten çok sinirlenmişti.

-Hyunjin ben-

Hyunjinin aniden Taehyunga sarılması ile Taehyungun sözü kesilmişti. Hyunjin arkadaşını çok özlediğini şimdi fark ediyordu. Aynı şekilde Taehyungda.

Taehyungun gözleri dolmuştu ve Hyunjine sarılmıştı.

Hyunjin Taehyungun hiç kaybolmayan kendine has kokusundan, gözlerinde ki ışıltılardan, sesinde ki yumuşaklıktan anlıyordu Taehyung olduğunu ve maalesef ki yıllar sonra ilk defa bu özellikleri zihinsel olarak algılayabilmişti.

Hyunjin sarılmayı bıraması ile Taehyungda bırakmak zorunda kalmıştı.

-Şimdi ne yapacaksın?

Hyunjin Taehyunga bakarak konuşmuştu.

-Kendimi kanıtlamam gerekiyor. Özellikle Jungkooka...

Taehyungun yüzü düşmüştü. Aşık olduğu adam kendisini iğrenç biri olarak tanıyordu. Bu berbattı.

-Tamam, aptal gibi yürüyerek gelmişsin. Bin arabama.

Hyunjin arabasına giderken bir taraftan ise Taehyung ile konuşuyordu. Taehyung Hyunjinin cümlelerinden sonra peşinden gitmeye başlamıştı.

İkili arabaya binmiş ve Hoseokun evine gitmişlerdi. Taehyung şuan Jungkookun yaşadığı eve gitse, büyük ihtimalle kovulurdu. Bu yüzden Taehyung gidip veremezdi.

Fakat Hoseok verebilirdi, değil mi? Nasıl olsa Jungkook Hoseoka aşıktı.

İkili eve geldiklerinde kapıyı çalmışlardı ve kucağında ki köpek ile kapıyı açan Hoseoku görür görmez içeri girmişlerdi.

-Hoşgeldiniz. Hyunjin, sen uğrar mıydın ya buralara?

-Sevap işleyim dedim, fena mı oldu?

Hoseok Hyunjinin ensesine tokatı yapıştırmıştı. Hyunjin ise acı ile ensesini ovuşturuyordu.

Ardından Hoseokun kucağında ki köpek dikkatini çekmişti.

-Köpek mi sahiplendin?

-Hayır, Taehyungun köpeği.

Hyunjin Taehyunga dönmüştü. Ardından köpeğe bakmıştı.

-Ya yerim ben bunu.

-Aman aman, köpeğe kuduz aşısı yapmakla uğraşamam Hyunjin. Uzak dur köpekten.

Hyunjin kaşlarını çatıp Hoseoka bakmaya başlamıştı. Taehyung ise bu ikilinin haline kahkahalar ile gülüyordu.

-Hoseok, çok kaşınıyorsun.

-Kaşısana Hyunjin~

Hoseok uzatarak konuştuğunda Hyunjin Hoseokun koluna yapışmıştı. Evet, ısırıyordu. Bu görüntü "Hyunjine karşı gerçekten kuduz aşısı olunmalı" diyordu. Taehyungun ise kahkahaları yükselmişti ve yere yatmıştı. Gülmekten ayakta duracak hali kalmamıştı.

-LAN HYUNJİN! OHA AMINA KOYAYIM! MÜBAREK KURT MUSUN? NASIL DİŞ O ÖYLE! AH! LAN UYUZ TAEHYUNG! ANIRMAYI BIRAKTA YARDIM E- AH! LAN ISIRMA UYUZ KÖPEK!

Taehyung yardım etmek yerine daha çok gülmeye başlamıştı. Hyunjin ise artık nefes alamayınca ısırmayı bırakmış, zafer ile gülümsüyordu.

-Noldu lan!

Hoseok ısırılmış kolunu ovalıyordu.

-KÖPEKTE BÖYLE DİŞ YOK! SİKİK!

Hyunjin çokta takıyor gibi değildi. Hoseoku ısırılma anında kucağından atlayan köpeği kucağına alıp sevmeye başlamıştı Hyunjin.

Taehyung gülmekten nefes alamaz haldeydi. Uzun zaman sonra, 3 arkadaş...

LAN ŞİİR YARIŞMASINDA 2. OLMUŞUM AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞ AĞAAĞAĞAĞAĞAPAPAAĞAĞ

crazy doctor/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin