32

150 8 15
                                    

Kapıyı çalmıştı Hyunjin.

-Aaa hoşgeldin Hyunjin. Hayırdır.

Jimin kapıyı açmıştı. Ona gülümseyerek cevap vermişti.

-Bir kargo gelmişte. Benim adımaymış sanırım. Felix söyledi. Onun için gelmiştim.

Jimin kaşlarını kaldırarak sormuştu.

-Ne sipariş verdin ki? Ayrıca, neden buraya verdin?

Hyunjinin aklını kurcalayan şeyde buydu zaten. O sipariş vermemişti. Üstelik neden onun adresine değilde, buraya gelmişti?

-Aslında siparişi ben vermedim. Kim verdi bilmiyorum.

(Fourth of July dinleyerek yazıyorum burayı haberiniz olsun hazırlanın...)

Jimin iki kaşınıda kaldırıp merakla bakmıştı.

-Neyse, içeri gir. Anlarız kimmiş.

Hyunjin gülümseyerek içeri gitmişti. Ardından salonda dalgın dalgın oturan Felixi görmüştü.

-Ah, Felix. Naber?

Felix hemen başını Hyunjine çevirmişti.

-H-hoşgeldin.

Felix, gülümseyemeye çalışmıştı. O kutuyu açtığından beri iyi değildi. Hyunjin Felixte birşeyler olduğunu anlamıştı.

-İyi misin Felix?

Felix hızla başını aşağı yukarı sallamıştı. Ardından konuşmuştu.

-Ben iyiyim ama, gelen şeyi görünce sen iyi olmaya bilirsin...

Hyunjin iyice meraklanmıştı. Ne geçmişti ki?

-Kutu nerede?

-Odamda. Gel gidelim.

Felix ayağa kalkıp odasına gitmişti. Hyunjinden peşinden gitmişti. Felix açtıktan sonra tekrar kapattığı kutuyu Hyunjine uzatmıştı.

-Al Hyunjin.

Hyunjin kutuyu almıştı ve açmıştı. İçinden çıkan, bu ne böyle?

-K-kan mı bu? Felix, şaka yapıyorsun değil mi bana? Hahaahha hadi gerçeği açıkla artık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-K-kan mı bu? Felix, şaka yapıyorsun değil mi bana? Hahaahha hadi gerçeği açıkla artık.

Felix başını olumsuz anlamda sağa sola sallamıştı. Hyunjin kısa ve sessiz bir küfür etmişti.

-Kim göndermiş olabilir ki-

Hyunjin tam konuştuktan sonra bildirim sesi gelmişti. Hyunjin hemen telefonu açmış ve gelen bildirime bakmıştı. "Chan Hyungum 😼"

Telefonu öyle sıkı sokuyordu ki Hyunjin. Telefon ortadan ikiye parçalanacaktı. Felix durumu fark etmişti ve elini Hyunjinin omzuna koymuştu.

-Sakin ol. Aç bakalım ne diyormuş?

Hyunjin omzuna değen el ile hemen yumuşamıştı. Ardından bildirime tıklayıp ne yazdığına bakmıştı.

Chan Hyungum 😼-Siz

Chan Hyungum😼
Hyunjin
Umarım hediyemi almışsındır :)
Kendini savunurken lazım olabilir o yüzden aldım.

Siz
Ne

Chan Hyungum😼
Zamanı gelince anlayacaksın
Seni öylece bırakacağımı mı düşünüyordun?
Sen benim düşmanıma yardım ettin
Senden nefret ediyorum

Siz
O benim dostum!

Chan Hyungum😼
"Dostun" benim babamın katili
Tek yaptığım şey onu hastaneye götürmekti
Güya pöpüler doktor diye ona götürdüm
Babamın vücudunda çizik izleri vardı
Senin dostun öldürdü onu
Katil arkadaşısın sen
Nefret ediyorum senden de
Bir gün sana da eziyet çektireceğim
Sende buranın mahkumu olacaksın
Sadece bekle

" Chan Hyungum😼  adlı kullanıcı         " Christopher Bang" olarak değiştirildi

Siz
Sana abi dediğime inanamıyorum

Christopher Bang
Bende senin gibi iğrenç bir katil arkadaşı ile tanıştığıma inanamıyorum
Görüşeceğiz Hyunjin
Çok yakında
Ama
Belki de senin gözlerin kapalı olacak
Şu kaçırdığın çocuk başında ağlayacak
Görüldü

~~~

Hyunjin uzun zamandır mesaja bakıyordu. Felix merakla sormuştu.

-Hyunjin, neden hala mesaja bakıyorsun? O kadar uzun mu yazmış?

Hyunjin başını kaldırıp çilli çocuğa gülümsemişti.

-Çok önemli birşey değil. Merak etme.

Felix inanmamıştı tabi. Chanın yazması ve önemli birşey olmaması? İmkansızdı. Fakat zorlamamıştı. Hakkı yoktu. Zaten söylemek isteseydi söylerdi.

-Peki, çay kahve?

-Gitsem iyi olur.

Felix dudak büzmüştü.

-Ya birazcık kal. Lütfeeen.

Hyunjin gülerek cevap vermişti.

-Peki peki, ama böyle yapma. Çok tatlı oluyorsun.

Felix hafif utanmıştı. Ama sonra hafif sırıtarak başını kaldırmıştı.

-Gidelim o zaman. Hadi gel.

Hyunjin sırıtarak başını olumlu anlamda sallamıştı. Chan sadece gözünü korkutmaya çalışıyordu. Değil mi? Böyle birşey yapamazdı. Hem, kıyamazdı Hyunjine. Hyunjin böyle düşünerek kendini rahatlatmıştı. Hiçbir şey olmayacaktı. Hayatı mükemmel olacaktı.

?'den

Uzun zamandır Hwang Hyunjin denen herifi bekliyordum. Patron bana ona gönderdiğimiz bıçağın aynısını vermişti. Hyunjin geldiğinde ise bıçağı ona saplayacaktım. Fakat Hyunjin gelmemişti. Hemen patronu aradım.

-Alo, efendim Hyunjin hala ortalıklarda yok.

-Peki, geri gel o zaman.

-Peki efendim.

Telefonu kapatmış ve gizlice oradan ayrılmıştım.

Felix Hyunjinin hayatını kurtardı omg.

crazy doctor/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin