Siren efsanesini herkes en az bir kez duymuştur.
Gemiciliğe merak sarmış, uzun yollara gitmeyi seven herkesin en az bir kez duyduğu o efsane.
Amatör bir kaptan olarak, ben de ilk yolculuğuma hazırlanırken bununla karşılaştım.
Sirenler, Yunan mitolojisinde yer edinmiş, karşı koyulmaz güzel sesleriyle şarkı söyleyerek hareket halindeki gemilerin kaptanlarını baştan çıkarıp, felakete sürükleyen bir türdü.
Tarihte Siren gazabından sağ dönebilen bir kişi vardı sadece. O kişinin anlattığı özelliklere göre bu yaratıklar şekillenmiş, bizim de haklarında bilgi sahibi olmamızı sağlamıştı.
Kendi türleri arasında bile seviyelere sahip olan bu tür, karşılaşabileceğiniz en korkunç yaratıklardan biriydi.
Belli özelliklerinin arasında, bir kuşun vücudu ve bir kadının başı, bazen de insan kolları olan melez yaratıklardı. Yüzgeçli elleri, dikenli sırtları ve sivri dişleri bulunan bu yaratıklar, kulağa korkunç geliyordu. Deniz kızlarından farklı olarak iki ayrı kuyruğu ve kanatları olan türlere de sahiplerdi. Üst seviyelerinin görünüşü ve yetenekleri bilinmiyor bile.
Bu yaratıkların belirli bölgelerinin olduğu söylenir ve yakınlaştığınız anda, onun bölgesine girdiğinizi anlarsınız. Onlara kapılıp bölgesine çekildiğiniz zaman hala hayattaysanız, etraftaki çürük cesetlerle karşılaşırsınız.
O yaratıklar acıma veya iğrenme ne demek bilmezler, her türlü pisliği içlerinde barındırırlar. Tek amaçları katliam yapmaktır. İlk yaratıldıkları zaman amaçları bu olmasa da.
Şu an günümüz dünyasında kontrol "altına alınmış" denilse de, Siren'ler bir efsaneden başka bir şey değil.
Bunca zamandır gidilen bölgelerde tek bir Siren izine bile rastlanmadı. Çürük cesetler ve rastlanan yaşam izleri bir kanıt gibi görülebilir, ancak ben buna inanmıyorum.
Siren'ler öncesinde yaşamış olabilirler ama şu anda onlardan tek bir iz bile bulunmuyor olması inanmamam için bir sebep.
Günümüzde çoğu insan onlara inanıyor ve onların bölgesini lanetli sayarak gitmeyi reddediyor. O bölgelerde yaşam izi bulunmamasına rağmen. Mal taşıma gibi işler bu yüzden aksıyor. Benim gibi inanmayan insanlar pek bulunmuyor. İnanmayanlar kaptan olmak istemiyor zaten.
Ben küçüklüğümden beri, bu tarz hiçbir efsaneye inanmadım. Çocukluğumuzda eğlence olsun diye anlatılanlardan korkan insanlara acıyorum.
Her zaman denizi seven biri olmuşumdur. Bu efsanelere de inanmadığımdan, kendimi kanıtlamak ve etkileyici bir şey yapmak için kaptan olmaya karar verdim. İnsanlara yararım dokunsun da istiyorum elbette. Yine de ben kaptan olmaya karar verdikten sonra gelen tepkiler, tam da tahmin ettiğim gibi oldu.
Bu tarz efsanelere oldukça inançlı olan ailem ve arkadaşlarım, bu hayalimden vazgeçmem için çok uğraştı. En sonunda hepsiyle iletişimimi kestim ve eğitimimi tamamlamak için gittim. En sonunda eğitimimi tamamlayarak geri döndüm ve yakında ilk seferime çıkacağım.
Bizim grubumuzda Siren'lere inanmayan yok diyemem. Bir kişi var, hem korkuyor hem de görmek istiyor. Katıksız bir aptal. Öyle bir şeyin olmadığını defalarca kez söylememe rağmen beni dinlemiyor ve gün boyu bunlardan bahsediyor.
Malları götürüp geri döndükten sonra vereceği tepkiyi merakla bekleyeceğim. O hayal kırıklığı ifadesini yakalamak için bir fotoğraf makinesi bile aldım.
O aptalın dışında, kafa yapımın uyuştuğu biri daha var takımda. O da benim gibi bunlara inanmıyor. En çok konuştuğum kişi bile olabilir.
Günden güne gidiş hazırlıklarımız sürerken, içime istemsiz bir kaygı doluyor. Sanki bir şey olacakmış gibi hissediyorum. Belki de yıllardır insanların terk ettiği yerlere gideceğim içindir? Bunun Siren'lerle bir alakası olmadığını biliyorum. Çünkü o lanet yaratıklar yüzyıllar önce kaybolup gitti.
Şimdiye kadar bir tane bile olmaması benim inanmamam için yeter.
Ben Sim Jaeyun, o yerlerden sağ salim dönecek, ve Siren diye bir yaratığın olmadığını herkese göstereceğim.
_________________________________________
cok kisa oldu intihar edicem
umarim sacma olmamistir allahim