2

499 66 78
                                    


Son eğitimlerimiz devam ederken, o katıksız aptal halen bu Siren konusu hakkında konuşuyordu.

Durduk yere grubu heyecanlandırıyor ve sinirimi bozuyordu. Defalarca kez öyle bir şey olmadığını söylememe rağmen hepsi çocukmuş gibi bu konuyu devam ettiriyordu.

Onlardan uzak yerlerde mal yerleştiriyordum ben de. Paketlerin sağlamlığından emin olma görevini onlardan uzak durmak için almıştım.

Hepsini tek tek kontrol ederken pek göze çarpmayan bir yerde, bir sandık gördüm. Üstü özellikle kapanmamış, paketlenmemişti. Yavaşça kapağını araladım. İçinde bir sürü keskin silah, tüfekler ve mermi vardı. Bir tanesine elimi uzattığımda biri beni engelledi.

Arkama döndüğümde gelen o aptaldan başkası değildi. Yüzü normalde olmadığı kadar ciddiydi.

"Bunlar ne için?" diye sormuştum kendime hakim olamayarak.

"Seni ne ilgilendirir Jaeyun? Bu bize kendimizi savunmamız için verildi. Sen inanmadığın bir şeyle dövüşemezsin, değil mi?"

"Yine mi Siren konusu? Abartmıyor musunuz artık?"

"Gözlerinle gördüğün zaman, yüz ifadeni görmek istiyorum. Tabii, o zaman yaşıyor olursak."

Yüzüme alaycı bir gülümseme takındım.

"Gerçek olmayan bir varlık yüzünden öleceğini mi düşünüyorsun?"

"Dua edelim ki, sen de ölme Jaeyun."

Sonrasında o bölgeden uzaklaştı ve diğerlerinin yanına gitti. Onlar hazırlıklara devam ederken ben de aynı şekilde ihtiyacım olacak şeyleri gemiye yerleştirmeye başladım. Üst katta bize ait olanları aşağıdaki kapalı yerlere yerleştiriyorduk. Ara sıra değişim yapacaktık bu yüzden dinlenme şansımız da olacaktı.

Yerleştirmem gerekenleri yerleştirdikten sonra tekrar yukarıya çıktım. Diğerleri, bana pek yüz vermedi. Ufak atışmamızı yetiştirmiş olmalıydı. Neyse, kafam rahat olacak en azından.

Bizi eğiten kişi, yolculuğa çıkmadan önce ailemizden hayır duası almamız gerektiğini söyledi. Dua için gitmesek bile, onlarla görüşmemiz gerekliymiş. Bize bir şey olursa bu sayede onları görmeden ölmezmişiz. Siren konusuna fazla inanıyorlar. Bu konu haricinde hiçbir tehdit yok. Hava durumu yola çıkacağımız süreye göre çok elverişli. Hep aynı konu. Bunları duyarak büyüdüğümden, onları yanıltmak istediğimi düşünerek çalıştım hep. Siren diye bir varlığın olmadığını gördüklerinde, yüzlerinin aldığı hali görmek istedim.

Kaptanın ısrarlarıyla yola çıkmadan önce ailemin yanına uğradım. Yine beni vazgeçirmeye çalıştılar ama ertesi gün yola çıkacaktım, belki de bunu bir hafta önce yapsalardı etkisi olabilirdi ama şu anda asla.

Arkadaşlarımla da görüştüm ve aynı senaryoyu tekrar tekrar oynadım. Bu görev bittikten sonra tekrar onlara uğramayı düşünmüyordum zaten.

Kendi evime geçerek ayna karşısında oturdum. Akmış sarı saçlarımı yolculuktan önce boyamak istediğimden dolaptaki siyah boyayı çıkardım. Boyayı hazırladıktan sonra üzerimi de tamamen çıkararak saçlarımı boyamaya başladım.

Büyük bir dikkatle saçlarımı boyadım ve beklerken biraz telefonda takıldım. Kaptan hazır olmamız gereken saati belirten bir mesaj atmıştı, onu onaylayarak telefonu kapadım. Sonrasında kalkıp duşa girdim ve boyanın fazlasının akmasını bekledim.

Duş aldığım sırada, aynı öncesinde hissettiğim hisse benzer bir şey hissettim. Bu hissi sadece sudayken veya suda yakın hissediyordum. İçimi ürperten bir his. Engel olamayacağım bir şey olacakmış gibi bir his.

Boş vermem gerektiğini düşünüp duştan çıktım. Üzerime rahat şeyler giyinerek saçlarımı kuruttum. Bir film açıp mısır patlattım ve yola çıkmadan önce bir şeyler izlemiş olmak istedim.

Hava hafif yağıyordu, ama uzun sürmeyeceği kesindi. Yarın sabah hava açmış olurdu. Mısırımı bitirip filmi kapadım. Ardından odama doğru geçtim ve yatağa girdim. Cam duvar olan yerden yağmurun yağışını izledim. O huzur dolu görüntü, beni uyutmaya yetti. Sabah uykumu almış bir şekilde uyanmayı dileyerek uyuyakaldım.


_________________________________________

bombos ama gerekli bi bolumdu✍️🏻

siren, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin