Evden gözlerim dolu bir şekilde çıktığımda yaptığım ilk şey Sunghoon'a mesaj atmak olmuştu. Belli bir sebebi yoktu, neden ona gittiğimi bilmiyordum.
Belki biraz olsun beni anlayabilirdi, öyle umuyordum. Ben onun evine doğru yürürken onlarca mesaj atıyor ve cebimdeki telefonun titremesinin bitmemesini sağlıyordu, titreyen tek şey telefon da değildi.
Bildiğim tek şey o bildirimlerden birinin bile ona ait olmadığıydı. Bu gerçek kalbimi daha çok kırarken aklım halen eve geri dönmeyi düşünüyordu.
Birkaç saat içinde tüm mutluluğumuzun uçup gitmesi benim suçum olduğu kadar onun da suçuydu.
Kapıya kadar geldiğimde Sunghoon endişeli ifadeyle beni bekliyordu. Hiçbir şeyi sormadan beni içeri aldı ve karşısına oturttu.
Ben yol boyunca tuttuğum gözyaşlarını sessizce yanaklarımdan aşağı akıtırken beni izledi.
Bir bardak suyu bana uzattıktan sonra her şeyi anlatmamı istedi. Onlar gittikten sonra normal olarak konuşmaya başlayıp bir anda iş konusunda tartıştığımızı anlattım.
Gidip gitmeme konusunda endişeli olduğumu anlamasını umarak konuşmaya başlayıp bunun büyük bir kavgaya dönüştüğünü söyledim.
Anlatmaya devam ettikçe kendimi suçlayışım daha da artıyor ve yerin dibine girme isteğim çoğalıyordu. Ara sıra gözyaşlarımı silmem için uzattığı peçeteler halen dinlediğini bilmemi sağlıyordu.
İkimizin de kendi alanında suçlu olduğumuzu düşündüğümü söyleyerek bitirdim ve bir şeyler söylemesini bekledim.
Sunghoon anlattığım kavgadan çok şişen gözlerim için endişeli görünüyordu.
Ben konuşmaya devam etmedikçe bitirdiğimi anladı ve söze başladı. Eliyle alnını ovdu.
"Jaeyun, Heeseung haklı değil. Ama suçlu olan taraf sensin."
Beni biraz olsun rahatlatacak diye hayal ettiğim sözler tam tersi çıktığında şaşıp kalmıştım.
"Ne demek istiyorsun?"
"Heeseung haklı değil ama tamamen haksız da değil. Senin iş hayatın ve aşk hayatın ayrı şeyler."
"Yine de beraber olmamızı düşünebilirdi?"
"Heeseung benimle çalışmayı kabul etmişti, bunu düşünmesi gereken kişi sensin. O olaydan sonra sağ çıktığına şükredip seyahatlere bir son vermen gerekir, hepimizin yaptığı gibi."
"Niki bana senin de onu onayladığını yazmıştı. Benimle gelmesi için."
"Ah evet, eve geçmeden önce yolda bizimle ayaküstü konuştu. Başta hepimiz ısrar etsek de seni yalnız bırakmak istemediğini söyledi. Burada yapmak istediği bir şey de yokmuş. O yüzden izin verdik biz de, yine de bu kararınızın aptalca olduğunu değiştirmiyor."
"Ona niye izin veriyorsunuz o zaman?"
"Sen seyahatlere gitme kararından dönecek misin sanki?"
"Hayır."
"Tamam, sebebini öğrendin işte."
"Neden ben suçlu oluyorum? Beni vazgeçirmeye bile çalışmadı."
"Zorunda değil çünkü. Sen kendi kendine karar alıyorsan o niye seni durdursun ki? Her türlü kendi istediğini yapacaktın sonuçta."
Haklı olduğunu beni destekleyeceğini düşündüğüm kişiden dahi duymak biraz olsun kendime gelmemi sağlamış gibiydi. Sınırı aştığımı fark etmiştim artık.
"Heeseung'tan bir şeyler bekliyor olmanı anlıyorum Jaeyun, ama iş hayatın konusunda karışmamakta haklı."
"Haklı olabilirsin Sunghoon. Ne yapacağım şimdi? Aptal gibi evi terk ettim ama o, arkamdan dönüp bakmadı bile."
"Şu anda sinirli olması çok normal. Bir süre onu kendi haline bırakmalısın. Burada kal ve sonrasında Heeseung ile aranı düzelt, tamam mı?"
Tekrar dolan gözlerimle onu onaylarken saçlarımı okşamış ve yerinden kalkmıştı.
"Ben gidip sana yatak hazırlayayım, sen de burada kafanı dinle."
Tekrar onu onayladığımda ise salondan çıkmış ve beni tek başıma bırakmıştı.
Evden çıktığım anda hissettiklerimle şu an hissettiklerim arasında büyük bir uçurum vardı. Anlam veremediğim terslikler beni kendimi suçlamaya yönlendiriyordu.
Çoğu yönden haklı olduğumu bilsem dahi ağzımdan çıkan şeyler sadece suçlunun ben olduğumu söylüyordu.
Sunghoon'un da beni destekleyeceğine adımdan daha fazla eminken ondan bu tepkiyi alıp bunları duymak beni iyice şaşırtmıştı.
Hissettiklerim iyice birbirine karıştığında artık tek düşündüğüm Heeseung oluvermişti. Şu anda ne yaptığını ne hissettiğini merak ediyordum.
Aramızı ne zaman düzelteceğime dair de bir fikrim yoktu, tek emin olduğum şey bunu şu anda yapmayacağımdı.
Onu biraz rahat bırakacaktım.
_________________________________________
final erasina giriuoruz