"Hadi ama Jaeyun artık kalkmamız gerekiyor."
"Hiç kalkasım yok. Yatağımız sıcacık. "
"Hadi ama baksana saat kaç olmuş."
"Biraz daha böyle durmak istiyorum."
"Başka zaman durursun kalk artık."
Heeseung kalkmak için yeltendiğinde belindeki kollarımı sıkıştırarak gitmesini engelledim. Onu yanıma geri çekerek tekrar uzanmasını sağladım.
"Başka zaman yok. Sonsuza kadar böyle durmak istiyorum."
"Hep bu anı beklemiş gibisin."
"Doğrudur, bunu benden iyi biliyorsun ne de olsa. Düşüncelerimi okumaya bayılıyorsun."
"Ne yalan söyleyeyim, bayılıyorum."
"Rezil oluşumu okumak iyi gelir tabii, ben de okuyabiliyor olsam ben de bayılırdım."
"Okumak isteyeceğini sanmıyorum." bir yandan parmaklarıyla alnıma düşen saçları kenara atıyordu.
Alnımı tamamen açtıktan sonra saçlarımla oynamaya başlamış ve beni daha da mayıştırmıştı.
Başımı göğsüne koymuş bir haldeyken saçlarımı okşamayı bıraktı ve yüzümü avuçları arasına alarak göğsünden ayırdı.
Yüzlerimizi yaklaştırdığında beni öpeceğini sanarak dudaklarımı büzdüm ve ona doğru yaklaşmaya başladım.
Gözlerimi kapattığımda bir anda beni bıraktı ve yataktan koşarak çıktı.
Büzdüğüm boş dudaklarla arkasından bakakaldığımda bana bağırdı.
"Yeni bir tura dayanabileceğini sanmıyorum Jaeyun. Yataktan hızlıca çıkmaya bak."
"Sen tam bir hainsin Heeseung!"
Kapının kenarından kafasını uzattı ve bana eliyle bir öpücük attı.
"Biliyorum."
İstemeye istemeye arkasından ayaklanırken telefonumun çalmasıyla geri döndüm. Yatağın üzerine oturarak aramayı cevapladım.
Arayan kişi Sunoo'ydu. Tahmin edilebilir bir aramaydı, Heeseung için endişelenmişti.
"Alo, Jaeyun hyung? Heeseung hyung iyi mi? Biz giderken çok kötüydü. Hepimiz onun için endişelendik."
"Evet dün çok kötüydü. Yediği bir şey dokunmuş sanırsam. Dinleniyor şimdi."
"Öyleyse onu bir ziyarete gelelim biz, 1 saate orada oluruz, uygun mudur?"
Oturduğum yerden bir anda fırladım ve heyecanımı saklamaya çalıştım. Sunoo'ya belli belirsiz onaylamalar vererek telefonu kapadım ve evin içinde koşturmaya başladım.
Heeseung belinde havluyla banyodan çıktığında, başta bu telaşlı halime bir anlam veremedi. Zihnimi okuduktan sonra aynı panik onu da ele geçirdi.
O hızlıca üzerine bir şeyler geçirip evi toparlarken ben de duşa girdim ve biraz kendime geldim.
Biraz olsun rahatlayabileceğimizi düşünmüşken diğerlerinin Heeseung'un aptal oyunu yüzünden ona inanıp ziyarete gelmeleri tüm planlarımı bozuyordu.
Bir yandan dün geceyi düşünerek kendimi daha da şımartıyor ve mutlu oluyordum.
Banyodan çıkarken dahi bunu düşünerek kendime keyif veriyordum.
Diğer odadan Heeseung'un kahkahalarını duyunca düşüncelerimi okuduğunu anladım ve tekrar kendimi rezil ettiğimi hatırladım.
Utançla karışık bir halde odaya girdim ve bir çırpıda üzerime bir şeyler geçirdim.
Heeseung ise etrafı toparlamış ve yememiz için atıştırmalık bir şeyler hazırlamıştı.
Odadan aldığım bir yastık ve battaniyeyi kenara bırakarak onun yanına doğru yürüdüm ve arkadan sımsıkı ona sarıldım.
"Heeseung."
"Efendim?"
"Bütün bunlar senin yüzünden."
"Derken?"
"Senin dün yaptığın o saçmalık benim bugün planladığım her şeyin içine etti."
"Bizim için ileride çok fazla gün var ama? Bozma moralini."
Elindekileri bitirerek arkasını dönmüş ve bana sarılmıştı.
"Düşündüğün her şeyi başka bir gün de yapabiliriz Jaeyun, kaçmıyorum ya?"
"Kaçamazsın ki. Burayı bilmiyorsun, gidecek bir yerin yok, kimsen yok."
"Sadece sen varsın."
"Sadece ben varım."
"Bu bana yeter."
Başını eğip alnıma bir öpücük kondurmuş ve bedenlerimizi ayırarak kanepeye doğru yürümeye başlamıştı.
"Yaptık bir aptallık, devam ettireceğiz artık. Hasta rolü nasıl yapılır hiç bilmiyorum ama deneyeceğiz bir şekilde."
Benim getirdiğim yastık ve battaniyeyi alarak başarısız bir şekilde uzanmış ve gözlerini kapatmıştı.
Uyuyamayacağını anladığında yalvaran bakışlarını kucağına gelmem için bana yollamaya başlamıştı.
Saati kontrol ederek güvende olduğumuza emin oldum ve oturduğum yerden kalkarak ona doğru ilerledim.
_________________________________________
bombos bolum icjn bunca zamandir bekletiuodum ozur dilerim 🙏🏻