25

243 32 58
                                    


"Jaeyun, seferler için hazır mısın?"

Üzerime gömleğimi geçirerek cevapladım.

"Geçen seferki gibi yola çıkmadan önce ufak eğitimler alacağız. Unuttuğumuz veya kötü olduğumuz yönleri geliştirebilmemiz için."

"Bu demektir ki..."

"Bir süre daha buradayım yani. Ben seferlere gidene kadar eğitimlerden sonra beraber vakit geçirebiliriz."

"Bu gerçekten harika olur. Şimdi eğitimler için mi gideceksin?"

"Evet. Sen ne yapacaksın?"

"Bilmem ki."

"Evde sıkılmıyor musun? Jay ve Jungwon bugün Sunoo'nun çalışacağı çiçekçinin yanındaki kafeyi düzenleyecekler. Onlarla takıl istersen."

"Orayı kiraladılar mı? Ne çabuk?"

"Jay bize kiralamayı planlıyorum derken yalan söylemiş. Orayı kiralamamış satın almış. Alalı çok olmuş hatta, biz şehre geldikten bir hafta sonra falan. Geçen gün de Jungwon'a bunun sürprizini yapmış."

"Ne kadar romantik."

"Kafe ikisinin üzerineymiş bir de."

"Jay para sıçıyor olabilir mi?"

"Ben de aynısını düşünüyorum." ikimiz de dediğimize gülerken aklıma onlara haber vermem gerektiği geldi.

Elime telefonumu alarak Jungwon'u aradım ve Heeseung'un bugün onlara katılıp katılamayacağını sordum. Olumlu yanıt aldığımda Heeseung'a elimle hazırlanmasını işaret ettim.

Telefonu kapattıktan sonra pantalonumu alıp giydim ve mutfağa gittim.

İkimiz için çabucak bitirebileceğimiz ama doyurucu olan sandviçler hazırladım. Kahve suyumuzu da koyarak sandviçleri paketledim.

Heeseung halen gelmemişti, çok yavaş giyiniyordu. Tişört giymeyi hiç sevmezdi zaten, hala gelmemesinin nedeni bu olmalıydı.

Kıyafet giymeye alışık olmadığı için bir türlü sevememişti. Evdeyken de genelde üstsüz geziyordu.

Giydiği tişörtü yakasından çekiştirerek yanıma geldi. Basit bir tişörtle bile göz alıcı görünüyordu.

"Heeseung."

"Efendim?"

"Ben gitmeden önce, saçlarını boyayalım mı?"

"Nereden çıktı bu? Gümüş saçlarımı sevdiğini sanıyordum. "

"Evet çok seviyorum ama sana yakışacağını düşündüğüm bir renk var."

"Saçlarım sizinkiler gibi uzun süre boya tutmaz ama."

"Olsun, seni o halde bir iki hafta görebilsem de yeter."

"Hangi renkmiş bu?"

"Kırmızı. Sana çok yakışır bence."

"Saçımı boyama konusunda gerçekten ciddisin yani."

"Evet. Kırmızı Heeseung için çok heyecanlıyım." güldüğümde saçlarımı okşadı.

"Gümüş Heeseung üzülüyor bak."

"Üzülmesin. En çok ona enayiyim ben." bu dediğimle beraber utanıp kızardığımda Heeseung da benden farksız değildi.

"Ne zaman boyayalım?"

"Bugün olmaz. Akşam konuşalım. O zaman hem boyayı almaya gideriz hem boyarız."

"Neden bugün olmaz?"

"Muhtemelen seni yorgunluktan uyuyakalana kadar çalıştıracakları için." bu dediğimle dehşete düşerek bana baktı.

"İnsaflılardır bence."

"Umarım öyledirler sevgilim."

"Jaeyun ya. Gitmesem mi?" onun bu çocuksu tavrına gülerken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

"Çoktan haber verdik. Olmaz." kahvesini ve sandviçini eline tutuşturduktan sonra bana attığı yalvaran bakışları görmezden gelerek onu kapıya doğru sürüklemeye başladım.

"Tüm kafeyi bir günde bitirecek değiller ya Heeseung, korkma bu kadar."

"Korkuyorum."

"İş yapmayı öğrenmen gerek. Sunghoon'la da çalışacaksın daha."

"Bir de o vardı değil mi... Ben ev erkeği olmaya karar verdim."

"Ne?" duyduğum şeyle beraber kahkahayı basmıştım.

"Ne gülüyorsun ya? Ciddiyim ben. Evde yemek yapıp sevgilimi bekleyeceğim ben."

"Olmaz öyle. Çalışacaksın artık. Kabul etmeden önce düşünecektin."

"Hiç böyle olacağını düşünmemiştim."

"Çalışmanın ne olduğunu bilmeden çalışmayı kabul mü ettin? Bugün senin yüzünden gülmekten öleceğim sanırım."

"Gülme artık, hiç komik değil."

"Ev erkeği Heeseung ha?"

"Jaeyun ya."

"Tamam tamam sustum. Bak şuradaki araç Jay'e ait. Seni almaya gelmişler. Hadi git."

"Sen neyle gideceksin Jaeyun?"

"Liman buraya yakın. Yürürüm."

"Şimdi tüm gün sensiz mi kalacağım?"

"Bensiz kalıp bir de iş yapacaksın."

"Çok kötüsün."





















_________________________________________

allahm ckk guzeller aglyrm

siren, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin