BÖLÜM VII - ÖLÜMÜN EŞİĞİ

737 47 6
                                    


AV

Ertesi günün olması ve hastaneye gitmek için dakika sayıyordum. Dün gece aldığım not açık bir tehditti, belki bana yönelik değildi ama dolaylı yoldan çevremi etkilediği için beni de kapsıyordu. Acaba Christian iyi miydi? Ya da başına bir şey gelmiş miydi? Aceleyle çantamı hazırladıktan sonra evden çıktım ve sağanak yağmurdan çok etkilenmemeye çalışarak arabama koştum. Öğleden sonra işe gidecektim, bu yüzden öğleden öncesi için penceremi yaptırmayı başarmıştım. 

Hastaneye geldiğimde havada panik kokusu vardı, acili yoğun bir kalabalık sarmıştı. Normalden farklı bir panikti. Üniformamı hızlıca giydim, acile doğru ilerlediğimde kalbim ağzımda atıyordu. Garip bir telaş etrafa yayılmıştı. Acil odasına girdiğimde sedyenin etrafındaki kalabalığı gördüm ve koşuşturdum. Kalabalığı yararak sedyede yatan hastaya baktım. Christian.

Kanlar içindeydi. Dudaklarım dehşetle aralandı, nefesim kesik ve cılız bir hava gibi ciğerlerimden kaçtı. Omzunda bir kurşun yarası vardı. Kan oluk oluk dışarıya akıyor, June ve John aceleyle ameliyathane öncesi gerekli anesteziyi vermeye çalışıyordu.

Olduğum yerde kaldım.

Takipçi mi yapmıştı? Yoksa sadece bir tesadüf müydü? Bunu yapabilecek cesareti nereden bulmuştu? Kimdi bu takipçi ve benden ne istiyordu? Sorular kafamı karman çorman düşünce bulutuna çevirirken, beynimde birbirlerine dolanıp şimşekler çakmasına sebep oluyordu. Başım anlık olarak dönünce beni June tuttu, iyi olup olmadığımı sorgular gibi yüzüme baktığında gözlerimi kırptım.

''İyiyim, ne olduğunu anlatır mısın?''

June ilacı Christian'a verdikten sonra bana baktı, gözlerim bir an Christian'ı buldu. Dişlerini sıkarken bana bakıyordu. Acıyla kıvranıyordu. Bakışlarının altında garip bir his sezdim, sanki benden korkuyordu. June beni hafifçe sarsınca kendime gelerek ona baktım. Sedyenin ilerisine gidip perdeyi çekti ve beni de yanında götürdü.

''Bu sabah evinden çıktıktan sonra saldırıya uğramış,'' dedi June. Aceleyle bir serum hazırlıyordu.

''Kimin yaptığını biliyor muyuz?'' Bu sorunun cevabını almak istediğimden emin değildim.

''Onu vuran kişi seninle bir daha görüşmemesini söylemiş,'' diyerek gözlerini bana dikti.

Dehşet omurgamdan ince bir sızı şeklinde indi ve kalbimin teklemesine sebep oldu.

''Kim bu lanet olası?'' Sıkıntılı bir nefesi dışarıya verdikten sonra elimi alnıma götürdüm.

Bütün hayatımı avucunun içine alıp sıkıştırıyordu. Tanımadığım bir adam tarafından sahiplenilmeye çalışırken etrafıma tehlike hatta ölüm saçıyordum.

Sonraki iki saat boyunca Christian ameliyathanede kaldı, o sırada düşünceler kafamın içinde hücum edip savaşırken acilde çalışmaya gayret ettim. Ve ben çalışırken telefonuma iki mesaj gelmişti. Ondandı.

''Benimle oynamaya kalkma, Isla.''

''Yakında görüşeceğiz, o zamana kadar uslu durman gerek.''

Artık yazdığı şeyleri ciddiye almaya başlamıştım çünkü işin boyutu büyümüştü. Christian'a zarar vermişti, onu öldürebilirdi. Söylediklerinde ciddiydi. Sapkın hareketleri yüzünden insanlar benden uzaklaşıyordu. En önemlisi beni gerçekten bir av haline getirmişti. Kendimi ormanda yırtıcılardan kaçan bir geyik gibi hissediyordum. Ne kadar koşarsam koşayım bana her seferinde daha da yaklaşıyordu.

AŞK VE SAPLANTI | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin