BÖLÜM XXI - DOĞRU ZAMAN

147 16 1
                                    

3 Ay Sonra

LYLA

Alex elini belime tam anlamıyla yerleştirdikten sonra iki elimi sardığım tabancaya daha sıkı tutundum.

''İşte böyle bebeğim, hedefinden gözünü ayırma.'' Bana nasıl silah kullanılacağını öğretirken gerçek bir öğretmen edasına bürünmüştü. Onun bu ciddi hali içimi gıdıklıyordu, otoritesi etrafımı gölgelerken kendimi her şeyden kurtulabilecek kadar güçlü hissediyordum. 

Tabancanın alt kısmını daha sıkı tuttuğumda ''Şimdi, ateşle,'' diyerek beni harekete geçirdi ve tabancanın tetiğine bastığımda geri irkilerek mermiyi gönderdim. Karşımızdaki hedeflerden birisinin tam göğsüne saplanan mermiyi gördüğümde ciyaklayarak Alex'e doğru döndüm. ''Başardım!''

Benim zaferimin aksine o işin daha ciddiyetindeydi ama her şeye rağmen gülümsedi. Ve bilirsiniz, Alex gülümsediğinde dünyanın bütün harikalarını unutacak hale gelebilirdiniz. Kıvrılan bir ağız, dolgun bir dudak ve etkileyici bir bakış... Çarpık bir yakışıklılığı vardı. Ve bunun anlamını bilmesem de ona tamamen uyduğunu biliyordum.

Kollarımı boynuna sararak ona sarıldığımda güçlü kolları belime dolanarak beni kendine çekti. Normalde hayatımda silah tutmamıştım ama Alex kendimi koruyabilmem için beni birkaç haftadır eğitiyordu. Kaçırılmamın ardından oluşturduğu güvenlik duvarı ona yetmemiş gibi, herhangi bir duruma karşı hazırlıklı olmam için ikna kabiliyetini sonuna kadar kullanmıştı. Evet, ağzı ikna ediciydi. Her yönden.

Onunla ne kadar zaman geçirirsem benim için o kadar kârdı, bu yüzden bunu kabul ettim. Açıkçası kendimi koruyabilmem umurumda değildi. Alex hayatımda olduğu sürece bana artık kimsenin zarar veremeyeceğini iyi biliyordum. Alex'in endişesini gözlerinde gördüğümde onu geri çevirmedim. Doğrusu geçirdiğimiz haftalardan sonra Alex ve duygularını belli edebilme yeteneği daha iyi anlaşmaya başlamış gibiydi. Ne hissettiğini hala yüzünden anlamak zordu ama herkese karşı kurduğu o bariyerinin bana özel çatlak bir yeri vardı. Oradan içeriye bakarak onu görebiliyordum. Ve benim dışımda kimse bunun farkında değildi.

Alex'i benim için özel yapan da buydu.

Bana aitti. Kapalı kutusunu sadece ben açıp ben karıştırabiliyordum.

Poligondan çıktıktan sonra siyah cipine bindik ve poligondan arabaya kadar olan yolda sürmek için ona yalvarmam gerekti. Ama sonunda kabul ettiğinde, yüzümdeki zafer ifadesine karşı yine gülümsedi.

Dünyam yerinden oynadı. Bu gülümseme için ona sürekli dil dökebilirdim.

Arabanın anahtarını bana fırlattıktan sonra şoför koltuğuna geçtim. Koltuğu hafifçe düzelterek ayaklarımı pedallara göre ayarladım. Dikiz aynasını da kendime göre ayarlamak zorunda kalmıştım çünkü Alex'in boyu bana göre oldukça uzundu.

Direksiyonu kavrayarak ona doğru döndüğümde tüm hareketlerimi izlediği dikkati fark ettim. ''Ne? Usta bir şoför olduğumu bilmen gerekirdi.''

Erkeksi kahkahası arabayı doldururken bunun keyfini çıkardım. Alex'in gülümsemesi kalbimin tüm boşluklarını doldurarak yenilenmiş hissetmeme sebep oluyordu.

''Koltuğumda harika görünüyorsun, Isla.''

Adımı söyleyiş biçiminden o tatlı sızıntıyı anlayabiliyordum. Emniyet kemerini takmak için yeltendiğimde bir elini bacağıma, oradan da emniyet kemerini tutan koluma götürdü.

''Her şeyin bir karşılığı vardır, bebeğim,'' diyerek sırıttı ve ben emniyet kemerini tuttuğum parmaklarımı bir anda gevşettim. Vücuduma dokunduğu anda bir elektrik dalgası damarlarıma sızarak beni ısıttı. Dudaklarım aralanarak onun için hazırlanırken dilim söyleyeceğim sözcüklerle dolandı. İki elini belime yerleştirerek beni hızlıca kucağına çektiğinde nefesim kesilmişti. Dudaklarım bir ciyaklamayla iyice aralanırken güçlü tutuşuyla beni kucağına sabitledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK VE SAPLANTI | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin