BÖLÜM XVIII - BEDEL

252 23 0
                                    

Merhaba! Umarım hikayeden keyif alıyorsunuzdur. İşler biraz kızışacak, umarım bu bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar diliyorum!

Lütfen beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın. <3


AV

Panik. Duyularım harekete geçmeden aklımı çelen ilk duygu. Uzun yıllar boyunca savaşıp onu yendikten sonra korkulanın başıma gelmesi bütün o karanlık kasırgayı beraberinde getirirdi.

Gözlerimin açık olup olmadığını anlamak kısa bir süremi aldı. Göz bandı olduğunu fark etmem ise daha kısa sürdü.

Paniğin şiddetli hissi göğsümün gerçek anlamda kalbimin gümbürtüsüyle acıdığını hissetmeme sebep oldu. Midem dehşetle kasılmaya başlamıştı. Başım o kadar acıyordu ki, acı göz pınarlarımın yanmasına sebep oluyordu. Elimi kaldırmak istedim ama sıkı sıkı bağlıydı. Hareket etmek istedim ama bacaklarım da birbirine bağlanmıştı. Gözlerimin önünde bulanık ve karanlık bir perde oluşmuştu.

Vücudum keskin bir acıyla titreyince kıpırdandım. Tüm uzuvlarım dayak yemişim gibi acıyordu.

Birisinin kapıyı açtığını duyduğumda hiç kıpırdamadım. Acı kemiklerimde zonkluyordu.

''Patron neden bu kızı istedi dersin?'' dedi adam. Belli ki yanında birisi daha vardı. Baygın numarası yapmak için neredeyse nefesimi tutacaktım. Göz kapaklarım kumaşın altında titriyordu.

''Para ediyor diye mi?'' diye sordu diğer ses. Yanındaki kahkaha attığında çıkan sesle birbirlerine vurur gibi yaptıklarını anladım.

''Hayır seni aptal. Bu kadında farklı bir şey var,'' dedi ve kapının ağır sesi duyuldu. Gıcırdayan kapının sesi kulaklarımı tırmalamıştı.

''Hala baygın mı? Ölmüş olmasın?'' diye sorarken bana yaklaştıklarını adımlarının sesinden anlıyordum. Ayağının ucuyla dizime doğru vurduğunda acıyla hıçkırdım.

Anılar yavaş yavaş kafamda bulanıklaşırken duyularım acı çekiyordu. Sokakta yürüyordum. Her şey normaldi. Sonra bir çatırtı duyuldu, yere yığıldım ve yerdeki asfaltın pantolonuma sürttüğünü hayal meyal hatırlıyordum.

Sonrasında buradaydım.

''Demek prenses uyanmış,'' dedi adam alaycı bir şekilde gülerken. Korkuyla sesin geldiği yöne bakmaya çalıştım ama görüşüm tamamen kısıtlanmıştı.

''Benden ne istiyorsunuz? Beni bırakın lütfen,'' diye acıyla inledim. Sanırım adamın az önce dokunduğu bacağım kırılmıştı. Temasından sonra o kadar zonkluyordu ki acı dayanılmaz bir haldeydi.

''O çeneni kapalı tut,'' dedi birisi. Zorlukla yutkundum, tüm acı boğazımdan akar gibi soluk borumu yaktı.

''Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?'' diye sorular yağdırırken arkama bağlı ellerimi çözmeye çalıştım. Güç uyguladıkça sıkı sıkı bağlı olan ipler canımı yakıyor, bir testere gibi etimi parçalıyordu.

''Sen çok konuşuyorsun, sürtük.'' Cümlesi kulaklarıma daha ulaşmadan sert bir tokat yanağıma indi. Tokatın hissi birkaç saniye sonra yüzüme dağılınca acı fazlalaştı. Başım yana doğru çevrildi, boynum acıyla yanmaya başlamıştı.

Lanet olasıca elini ısırıp dişlerimle koparmak istedim.

Dehşet, içimde hiç ışık kalmayana kadar beni sömürüyordu. Acı çığlıklarım telefonun çalmasıyla sessizleştiğinde gözlerimi yumdum, yaşlar göz bandını ıslatıyordu. Telefonun çalması durduğunda birisi ağzımı bantladı. Konuşmak için çabaladım ama dilim kapalı ağzımın içinde zorla dönüyordu.

AŞK VE SAPLANTI | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin