BÖLÜM XX - VAZGEÇME

352 21 7
                                    

Merhabalar, stalker içinde #2 ve #4 numaraya yerleşmiştik. Açıkçası buna çok mutlu oldum ama oylar çok az olduğu için biraz moralim de bozuldu diyebilirim.. Lütfen değerli yorum ve oylarınız eksik etmeyin! İyi okumalar diliyorum. <3

Bu bölüme bir şarkı ithaf etseydim ''Shut up and listen'' olurdu.



AVCI

Lyla'yı kurtardığımdan bu yana bir hafta geçmişti. Onun için iyi bir terapisti ve yaralarını iyileştirmek için Doktor Harley'i hep yakınımda tutuyordum. Terapist her gün gelerek Lyla ile bir iki saat geçiriyordu. İyileştiğini hissediyordum bu umut ışığını görmemi sağlıyordu.

Ama Lyla'ya dokundukça bakışlarında gördüğüm o tir tir titreyen korku yok olmamıştı.

Bana içini biraz da olsun açmıştı. Başına neler geldiğini anlatırken nefesleri titremişti. Korku, gözlerinde gördüğüm o ifade ve dehşeti asla unutmayacağım anılarıma eklendi. Verdiği her cevap birisi için imzalayacağım ölüm fermanına dönüşecekti. Ona dokunan herkesi dişlerimle diri diri parçalamak istiyordum.

Etlerini tükürüp, bir bir yakacaktım.

Gözümün önüne karanlık silüetlerin Lyla'nın üzerine çullandığı ve pis ellerini üzerinde gezdirirken kahkaha attığı bir sahne geldiğinde tüm görüşüm karardı.

Lyla'nın travmasını kontrol altına almak için her yolu deniyordum. Hala geceleri ağlayarak ve hıçkırarak uyanıyordu. Yanında yatmıyordum, ofisteki koltuğumda uyuyordum ama her ses için tetikteydim ve onu duyduğum anda yanına koşuyordum.

Hala ona tam anlamıyla dokunabilmiş değildim.

Bu içimdeki ihtiyacı hiçbir zaman karşılamayacaktı ama ona o sabrı gösterebileceğimi biliyordum. Onun için her şeyi yapmaya hazırdım.

Tekrardan yanımda güvende hissetmesini sağlayacaktım.

Sessiz düşüncelerim aklımda amansız bir savaş verirken Lyla'nın boğazından bir hıçkırık duydum. Olduğu yerde sarsıldı ve kabusları tekrar üzerini örtmeye çalışırken kurtulmak ister gibi bir çığlık atarak doğruldu.

Ellerimi omuzlarına doğru koyarak onu tuttum ve gözlerini araladığında yüzümü görmesi için ona doğru eğildim. ''Buradayım bebeğim.''

Nefes nefeseydi ve inip kalkan göğsü hala savaş içindeydi. Gözlerime umutsuz ve çaresiz bir bakış attığında bütün dünyam başıma yıkıldı. Nefeslerini düzene soktuktan sonra elini yanağıma koyarak kirli sakalımı okşadı. ''Tanrı'ya şükür,'' derken sanki hayali bir gölge arkamdan geçiyormuş gibi gözleri duvara kaydı.

Bana ilk defa kendi isteğiyle dokunmuştu.

Tüm kemiklerim ihtiyaçla sızlayınca kendimi dokunuşuna bıraktım.

Bana ilk ve gerçek dokunuşunu hissetmek güneşin tadına varmak gibiydi. İnce parmaklarını kirli sakalımın arasında gezdirirken gözlerini gözlerime sabitledi ve bakışlarının esirine büyük bir hediye sundu. Çaresizlik bakışlarından silinmişti ama korkunun sisli ifadesi hala gözlerindeydi.

Bir süre sessizlik aramızda hakimiyet kurarken ona dokunmamak için kendimi zorluyordum. Eli hala yanağımın üzerindeydi ve ben bu dokunuşun altında kendini kaybeden istekli bir köle gibi titriyordum.

Beni getirdiğin hale bak.

''Beni öp,'' dedi fısıldayarak. Bu cümlenin beni harekete geçirmesi saniye bile almazdı ama tedirgin bir ifadeyle ona baktım.

AŞK VE SAPLANTI | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin