AŞK VE SAPLANTI | +18

BÖLÜM XIV - PARTİ

Yeni bölümle karşınızdayım! Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. İyi okumalar diliyorum! 🩷

AV

İşten geldiğimde saat dörttü, çok yorgun hissediyordum ama bu akşam gitmem gereken bir davet vardı. Ayrıca Alex ile ilk defa bir yere gideceğim için gergindim. Eve geldiğimde kapıda bir kutu vardı ve açtığımda siyah uzun bir elbiseyle karşılaşmıştım. Yanında da siyah bir maske duruyordu. Bu akşam bunu giymemi istiyordu. Kolları dantel şeklinde uzuyordu, göğsü kalıplı bir elbiseydi. Oldukça mütevaziydi.

Elbiseyi boy aynasının karşısında üzerime tutarken makyajımı tamamlamıştım. Sırada elbiseyi giymek vardı. Tam o sırada kapım çalınca kapıya doğru ilerledim. Kapıda Alex'i görünce şaşırdım.

''Gelişme var, artık gizlice girmiyorsun,'' diyerek kapıdan çekildim. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Ne kadar iyi göründüğünü düşünmemek için gözlerimi ondan kaçırdım. Çünkü üzerine göre dikilmiş gibi duran bu takımla ve içinde beyaz gömlekle inanılmaz derecede iyi gözüküyordu. Güçlü kollarını ceketinin kalın kumaşından bile görebiliyordum.

Gömleğinin ilk birkaç düğmesi açıktı, ceketi üzerine tam oturmuştu. Saçları simsiyah ve özenle taranmış gözüküyordu. Üzerimdeki eşofmanlara bakınca yanında komik duruyordum.

''Bilmen gereken birkaç şey anlatmam gerek,'' derken beni yatak odama kadar takip etti. Elbiseyi giymek için odama gelmiştim ama karşısında soyunma fikri garip gelmişti.

Onca olan şeye rağmen garipti.

''Ben giyindikten sonra anlatman daha iyi olur,'' derken elbiseyi yatağın üzerinden aldım.

Sırıtarak arkasını bana döndü ve perdenin arasından dışarıya baktı. ''On saniyen var.''

Sıkıntıyla bir nefes verdim ve üzerimdekileri hızlıca çıkararak elbiseyi giydim. Arkasındaki fermuarı kapatamadığım için Alex'in yanına tembel adımlarla ilerledim. Böylesine basit bir şey yüzünden bile ona teslim olmak kanımı kaynatıyordu.

''Fermuarı çeker misin?''

Yüzünde o pis sırıtışın olduğunu biliyordum. Bana doğru döndü ve fermuarımı yavaşça çekti. Parmaklarının ucu tenime değerek buz gibi bir iz bırakıyordu. Soğuk teni bana dokunduğu anda buzdan bir aleve dönüşüyordu.

''Benim adım Alexander Mikhaylov. Kayıtlarda rus bir aileden gelme olarak gözüküyorum. Bir güvenlik şirketim ve aynı zamanda yazılım şirketim var. Seninle birkaç aydır beraberiz, beraber yaşıyoruz.''

Elbiseyi giydikten sonra hızlıca ayakkabılarımın olduğu yere ilerleyip topuklu siyah ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.

Sözlerine devam ederken bir elini cebine sokarak bana doğru baktı. Ayakkabının bağcığıyla uğraşırken arada ona bakıyordum.

''Harborview'da çalışmıyorsun. Sağlık tarafıyla hiçbir bağın yok.''

Ayakkabının bağcıklarını hallettikten sonra yatakta ona doğru baktım. ''Ben işsiz miyim?''