Yeni bölümü biraz erken paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın, gelen yorum ve oylara göre yeni bölüm paylaşmaya devam edeceğim.
İyi okumalar. <3
AVCI
Yaklaşık bir buçuk saat önce depoma gelmiştik. Joseph bodrum katındaki geniş ve boş mahzende, yüzünde kesikler ve kan içerisinde karşımda oturuyordu. Ölüme birkaç adım bile yaklaşmamıştı.
Ağzından dişlerini sökerek başlamıştım. Kan ağzından oluk oluk akarken gözleri yarı baygın halde bana bakıyordu.
Lyla hakkında düşündüğü her fikir için beyninin her çizgisini neşterle kazıyacaktım.
Sabrım tükeniyordu ve onu öldürmemek için direndiğim öfkemin zamanı doluyordu.
''Onu kime sattın?'' dedim elimdeki aletle sıkıştırdığım dişini metal kaseye atarken.
Cevap yok.
Bu kaçıncı soruşumdu hatırlamıyordum bile.
David yukarıda, ofisteydi ve Joseph'in tüm silinen mesajlarını ve aramalarını geri getirmek için Jasmine ile birlikte uğraşıyordu. Ben ise zamanımı Joseph'in pis ağzından laf almak için harcıyordum.
Bir yerlerde birileri Lyla'ya izinsiz dokunuyor, canını yakıyordu. Ve bu düşünce içimi parçalıyor, öfkemi perçinliyordu. Oturduğum sandalyede dirseklerimi dizlerimin üzerine dayadım boynumu esnettim. Sabırsızlık vücudumun her noktasına yayılıyordu.
''Jacob Cameron ve Juliette Cameron,'' dedim. Joseph baygın bakışlarından tek hamlede uyanınca bu kozun işe yarayacağını fark ettim.
''Lyla'nın yerini söylemediğin her saniye onları ölüme atıyorsun Joseph. Konuş ya da çocukların üniversite hayatlarının sonunu göremeden seninle buluşmaya gelsinler,'' dediğimde Joseph ağzını hareket ettirmeye başladı. Kanı tükürdü ve acıyla inlemesini sonlandırdı.
''Onların senin bu pisliğinden haberleri var mı? Biricik kızın Juliette bu yüzünü öğrense ne hissederdi?''
''Yapamazsın,'' dedi gözlerime bakarak. Onu bu kadar içten fethedeceğimin farkında değildi ve kartlarımı açık oynadığımda gözlerindeki korkuyu gördüm.
''Söyle.'' Emrimin ardından başını aşağı eğerek nefesini verdi. Ardından ''Simon Cothran,'' diye itiraf etti. ''Onun için iyi bir para ödedi. Bu akşam onu teslim alacak.''
Orospu çocuğunun ağzından lafı almak birkaç saatime bedel olduğu için yüzüne sert bir yumruk daha geçirdim.
Harekete geçmek için hiçbir zaman geç değildi. Joseph'in beyninde büyük bir boşluk bırakarak tetiğimi çektim ve arkaya doğru düştüğünde donup kalan yüzüne baktım.
Bana bu bilgiyi er ya da geç vereceğini biliyordum. Ona ölümün çok daha acısını tattırmak istiyordum ama pisliğinin depomu kirletmesine bile değmeyecekti. Ve zamanla yarışıyordum. Onu bekleterek, olacağı ertelemenin bir anlamı yoktu.
Bu yolda parmağı olan herkesin sonu onun gibi olacaktı.
Acı dolu bir işkencenin ardından cehennemin kapılarını bizzat ben açacaktım.
İçimdeki acıma duygusunu ve vicdan kırıntılarını Joseph'in cesedinin olduğu bodrumda bıraktarak dışarı fırladım.
AV
Sonsuz gibi gelen dakikalar birbirini takip etti, ne bir ses duydum ne de birisi geldi. Dudağımın kenarı çok acıyordu ve stresten dişlerimle dudağımı yiyerek daha çok canımı yakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE SAPLANTI | +18
عاطفية''Lyla Isla Wright hayatının yönünü çizmeye çalışan genç bir av. Alexander Kai Ivory gölgelerin arkasında ve karanlığın tadı dilinin ucunda bir avcı. İhtişamlı bir bedene hapsedilmiş günahkar bir şeytan. Ve avcı, avıyla karşılaşmak için her şeyi g...