BÖLÜM IX - KORKU

674 45 15
                                    


AV

Dün akşam takipçimin sözlerinden sonra elimde kalan hiçbir bilgi yoktu. Araştırmak için nereden başlayacağımı bile bilmiyordum. O sırada telefonum titreyince ekranın kilidini açtım.

Christian: Takipçinle ilgili araştırma yapıyordum da, eski sevgilinle alakası olabilir mi?

Christian'ın takipçi konusunda bu kadar takıntılı ve ısrarcı olması beni biraz rahatsız etmeye başlamıştı ama yine de bunu belli etmedim.

Ben: Sanmıyorum. Onun bunu yapabilecek cesareti yoktur.

Christian mesajıma cevap vermeyince telefonun kilidini kapatıp telefonu bıraktım. Ardından Jasmine aklıma gelince tekrar elime aldım ve ona hızlı bir mesaj yazdım.

Ben: Şarap, sen ve ben? Evdeyim ve sıkılıyorum.

Jasmine hızlı bir cevap yazdı.

Jasmine: Dosyalarımla geliyorum.

Bu aralar çok yoğun olduğunu biliyordum ama onu özlemiştim. Ayrıca geçen müvekkiliyle ilgili attığı mesaj aklıma gelmişti. Biraz konuşmak, kafamı takipçiden uzaklaştırabilirdi. Takipçim hakkında daha fazla şey bilmek isteyen tarafım oldukça baskındı. Ama yaptıkları birbirine çok tezattı. Geçen gece yaptığı şey tehditkar mıydı yoksa bundan zevk almak için mi yapmıştı? Aklımın derinlerinde bundan çok zevk aldığımı biliyordum ama asıl soru onun neden yaptığıydı. Silahı bana doğrultarak gücünün farkında olduğunu mu anlatmaya çalışıyordu? İş cinsel çekime gelince ona doğru garip bir yakınlık hissettiğimi fark etmiştim. Bu kötü bir şeydi, biliyordum ama inkar edemezdim.

O an korkudan filizlenen bir haz etrafımdaydı. Hem korkmak, hem baskı altında kalmak hem de zevk içinde yüzmek bana ağır gelmişti.

Yaklaşık kırk dakika sonra kapım çalınca düşüncelerim iyice karmaşıklaşmıştı, bu yüzden sonunda Jasmine'in gelmiş olmasına sevindim. Kapıyı açtım ve elinde bilgisayar çantası, büyük iki dosyayla Jasmine içeriye girdi. Saçları dağınık topuz şeklinde toplanmıştı ve numaralı gözlükleri gözündeydi. Bu hali oldukça yoğun bir haftada olduğunu gösteriyordu. Üzerinde dar bir kot pantolon ve siyah bir gömlek vardı. Biraz dağılmış gözüküyordu.

''İyi misin?'' diyerek onu içeriye davet ettim.

Elindeki dosyaları ve bilgisayar çantasını tezgaha bıraktı ve bana bakarak ''Yoğunum,'' dedi. Hızlıca şarap şişesini çıkardım ve iki kadehe doldurmaya başladım. Buna ihtiyacı vardı. Hatta ihtiyacımız vardı.

Şarap kadehlerini elimize alıp mutfak tezgahında oturduğumuzda bilgisayarını açtı.

''Lanet olası müvekkilime ulaşamıyorum ve bir hafta sonra duruşmamız var. Onu savunmak zaten yeterince zor, bir de ortadan kaybolarak işi zorlaştırıyor. Piç herif!''

Sinirle gözlüğünü düzeltip bilgisayarından birkaç şeye baktı.

''Ailesiyle konuştum ama ondan haber alan yok. Öldüğünü düşünüyorum. İçimde öyle bir his var,'' derken kadehine uzanıp büyük bir yudum içti.

''Eğer öldürüldüyse ne olacak?'' dedim kadehime uzanırken. Avukatlık işleri bana her zaman tehlikeli ve diken üstündeymiş gibi geliyordu. Jasmine bu konuda iyiydi, baş etme konusunda da başarılıydı.

''Açıkçası ölürse dava biter. Ortadan kaybolup duruşmaya gelmezse sıçtık demektir.''

Kadehi elimde döndürdüm. Kırmızı sıvı bardağın içinde dönerken izliyordum. ''Bu adam bir uyuşturucu baronu değil mi? Ölmesi işine gelmez mi?''

AŞK VE SAPLANTI | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin