"ah be Jeongin, neden daha önce gelip anlatmadın bunları bize." felix sitemle konuşup eski dostunun omzuna destek olmak ister gibi elini koyduğunda jeongin gözlerini içi kahve dolu kupasında gezdirmeye devam ediyordu. bir anda boş bulunup her şeyi anlattığından mı bilinmez, üstünde bir utanç duygusu hakimdi.
jeongin, sunoo'yu da alıp evi terk edeli bir hafta, busan'dan seul'e işim var diyerek döneli ise yaklaşık 1 gün oluyordu.
bu bir hafta içerisinde ailesinin evinde hiçbir şeyi düşünmeden günlerini geçirmeye çalışmış, chan'ın ısrarlı telefonlarını da hep sessize almıştı. onunla orada, herkes evdeyken konuşmak hiç mantıklı değildi bu yüzden seul'e gelince bir sonraki aramasını açacağına dair kendisine söz vermişti.
dün ise artık tatilinin bittiğini kendine hatırlattı ve gerçek hayata dönmesi gerektiğini kabullendi. kendi çapında tekrar bir düzen kurması ve oğlu için hayatını devam ettirmesi gerekiyordu. bu yüzden bir kaç gün önceden üniversiteden bölüm arkadaşı olan felix'i aramış ve onu bir kaç günlüğüne evinde misafir edip edemeyeceğini sormuştu.
yıllar sonra en yakın arkadaşı kendisini arayıp ricada bulunduğu için felix zaten seve seve kabul etmişti. kendi eşi olan changin'e de durumu haber verdiğinde o da memnuniyetle misafir kabul edebileceklerini söylemiş ve ertesi gün de Jeongin oğlunu ailesinin evinde bırakarak işi olduğunu söylemiş ve ilk trene binerek arkadaşının evine gelmişti.
uzun bir özlem giderme faslından sonra ise felix arkadaşının çökmüş yüzünden bir şeylerin ters gittini anlamıştı. bu yüzden kendisi ile açık açık konuşmasını istemişti ve şimdi buradalardı.
belki Jeongin'in içindeki dolmuşluk, belki uzun zamandır kuramadığı arkadaşlık ilişkisinin özlemi... bu her neyse bir anda Jeongin'in içini dökmesine sebep olmuştu.
şimdi ise en yakın arkadaşı ve üniversite zamanlarına en güvendiği hyunglarından biri ile sessizce oturuyorlardı. Felix ağlamamak için kendini zor tutuyor, Changbin ise kalkıp o Chan denen herifi öldüresiye dövmemek için kendince sebepler bulmaya çalışıyordu.
öyle ya zaten başından beri hiç sevmemişti o, chan'ı.
en nihayetinde Jeongin biraz daha kendini iyi hissetmeye başladığında asıl konuya girdi. boşanmak istediğini ve bundan sonra kendi düzenini kuracağını söyledi. buna en büyük destek de elbette felix'den geldi. bir omeganın, özellikle de boşanmış ve mührü bozulmuş bir omeganın bu devirde kendi ayakları üzerinde durmaya çalışması elbette çok zordu fakat Jeongin de arkadaşları da onun bunu yapabileceğinden eminlerdi. ne de olsa Jeongin üç yıl boyunca mührünün ölümcül acısına katlanmış, oğlu için gururunu bile ayaklar altına alarak güçlü durmaya çalışmış biriyi. bu yaşına kadar bunca zorluğa göğüs germiş birini bundan sonra kimse yıkamazdı herhalde.
changbin ve felix, jeongin'e yardım edeceklerini ve istediği kadar evlerinde kalabileceğini söylediklerinde Jeongin bir nebze olsun rahatladığını hissetti. bugüne kadar chan'dan başka dayanağının olmadığını sanıyordu fakat gözünün önündeki arkadaşlarını resmen görememişti. bunun verdiği özgüvenle de chan'a karşı daha dik duracağını hissetti.
saatler ilerlerken felix ve changin sonunda jeongin'in dinlenmesi gerektiğine karar vererek onu misafir odasına göndermişler ve kendileri de odalarına geçmişlerdi. jeongin ise uzun zaman sonra tekrar kendi düşünceleri içinde kaybolmuştu.
yalnız kaldığı gecelerde düşünecek çok zamanı vardı jeongin'in. zaten üç yıl bazı şeyler için yeterince uzun bir zamandı. kendini cesaretlendirmişti böyle yalnız zamanlarında.
"ne olursa olsun, hepsi sunoo için." her gece kendine hatırlattığı bir şeydi bu. belki sunoo olmasaydı yine chan'ın yanında kalırdı. bütün bunlara rağmen gidecek bir yeri olmadığını düşünerek yavaş yavaş ölmeyi beklerdi ve sonunda hayatı sona erdiğinde ruhu da huzura kavuşurdu. bu düşünce ilk zamanlar kabullendiği bir şeydi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat u better
Fanfiction[hyunin, omegaverse] Hyunjin, üniversite aşkı olan ve eşinden boşanmak isteyen Jeongin'e evini ve kalbini açar. ❝sadece bunu yalnız yapmak zorunda olmadığını bil. elimi tut, iyi olacağız. söz veriyorum, asla düşmene izin vermeyeceğim.❞ NOT: Hikaye a...