1.2

216 40 63
                                    

Düzensiz bölüm atan yazarlar yarışmasına katıldın ama rakibin benim 🤨
_______________________


ikili sonunda evin önüne geldiklerinde hyunjin arabayı park etmiş ve jeongin'in hâlâ halsiz olduğunu bildiği için inmesine yardım etmişti. tam binadan içeri gireceklerken arkadan gelen başka bir araba sesiyle ikisi de oraya dönmüştü.

Chan arabasından inmiş, onlara doğru ilerliyordu.

"Chan!" dedi Jeongin sinirle. hyunjin ise gözlerini devirip "inadını sikeyim senin." diye mırıldanmıştı. neyse ki Jeongin onu duyamayacak kadar sinirliydi şu an.

"ne işin var burada? ne diye takip ettin bizi?" diye hesap sormaya başladı sinirle. buraya gelmesinin mantıklı bir açıklaması yoksa eğer keçileri kaçıracaktı artık.

"burada mı kalıyorsunuz?" diye soru Chan omegasının pek takmayarak. şöyle bir baktı apartmana sonra da gözlerini girişte bekleyen alfaya çevirdi.

"umarım burası onun evi değildir Jeongin." dedi. bu ihtimal onun küplere binmesine yeter de artardı.

"kimin eviyse evi. sana ne? nerede kaldığımız seni ilgilendirmez."

"gayet de ilgilendirir Jeongin. hem hâlâ boşanmadığımız için hem de sunoo benim de oğlum olduğu için."

sinir bozukluğu ile güldü omega. oğluna iyi bakamayacağını mı düşünüyordu o? saçma sapan yerlerde rezil rüsva edecek bir baba mıydı onun gözünde?

"oğlumuz gayet iyi ve onun için rahat bir ortamda kalıyor Chan. endişelenmene gerek yok!" son sözlerini söylediğini düşünerek içeri girmek için ilerliyordu ki chan'ın "senin için de endişeleniyorum." demesi ile artık gerçekten çıldıracağını hissetti. yine de sakin olmalıydı. kriz geçirmenin sırası değildi.

"aynen, baya da düşüncelisin." diyerek sonunda Hyunjin'in yanına vardı arkalarında Chan da olmak üzere içeri girdiler.

Hyunjin'in dairesinin önüne geldiklerinde içeriden gelen yüksek sesli ağlama sesiyle iki baba da endişeyle birbirlerine baktılar. Jeongin az önce oğlunun iyi olduğunu söylemişti ama şimdi ağlama sesleri geliyordu.

"hyunjin sakin bana sunoo'yu yalnız bıraktığını söyleme!" dedi bu sefer hiddetle yanındaki alfaya dönerken.

"saçmalama! o kadar da aptal değilim." deyip kapıyı çaldı. anında Changbin tarafından açılmıştı zaten.

"bak sunoo ağlamana değdi mi? geldiler işte." dedi Felix sonunda ağlaması duran omegaya bakıp.

"baba!" sunoo gördüğü bedenlerle koşarak Jeongin babasının kucağına atladı. ama hala gücü yerinde olmadığı için onu tutmakta zorlandığını fark edince oğlunu düşürmemek için mecburen Chan'a doğru döndü.

Chan yaklaşıp sunoo'yu kendi kucağına aldığında sunoo yeni fark ettiği diğer babası ile ağlamaklı ifadesini bozup yerine kocaman bir gülümseme kondurmuş ve bu sefer de "Chan babam da gelmiş!" diyerek heyecanla boynuna sarılmıştı.

"siz yoksa Chan babamı mı getirmeye gittiniz! sürpriz mi yaptınız bana!"

boğazı düğümlendi jeongin'in. bu bir sürpriz değildi. bu olsa olsa jeongin'e sürpriz olurdu.

"sen babamı çok özledim deyince biz de onu sana getirelim dedik. iyi yapmış mıyız?" diye konuştu hyunjin. durumu toparlaması gereken kişi gibi hissetmişti.

"evet! çok mutlu oldum baba. işlerin bitti mi artık? eve gidebiliriz değil mi?"

Chan bir şey diyemeden önce oğlunun sevimli suratını izlemiş sonra da gözleri dolmaya başlayan jeongin'e çevirmişti kafasını. bununla birlikte sunoo'da babasına baktı. gözlerinin sulandığını görünce onun mutluluktan ağladığını düşünmüştü çünkü babası hep mutlu olduğu için ağladığını söylerdi ona.

treat u betterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin