2.1

204 44 170
                                    

Elimde bölüm biriktiği için erken atıyorum ama siz ders çalışmamak bulduğum bahaneler olarak da görebilirsiniz 🤡🤡
____________________________


Araba evin önünde durduğunda Chan olabildiğince hızlı davranarak arabadan inmiş ve kemerini çözüp kapısını çoktan açan Jeongin'e arabadan inmesi için yardım etmişti. Kolunu omzuna atarken aynı anda "Yürüyebilecek misin?" diye sorunca Jeongin "Evet." diyerek cevap verdiğinde kapıya doğru yürümeye başladılar. 

Alfa kapının şiferisini girerken bir yandan hala Jeongin'i tutuyor bir yandan da Seungmin'in sözünü dinleyip gitmiş olmasını umuyordu.

Kapının açıldığına dair olan tiz ses duyulduğunda yavaşça itmiş ve hızlıca evi kontrol etmişti. Neyse ki sabah bıraktığı gibi aynı duruyordu. Bu da Seungmin'in bugün buraya hiç uğramadığını gösteriyordu.

İkili evin içine girince omega uzun zamandır gelmediği eski evine bakmadan edemedi. O gittiğinden beri Chan tek bir eşyanın bile yerini değiştirmemiş, değiştirtmemişti. Bu nedenle ev düşündüğünün akine hiç yabancı hissettirmedi omega olana. Oysa ki Jeongin tekrar yolu bu eve düşerse garipseyeceğini sanmıştı.

"Dinlen biraz." diyerek eski yatak odalarına götürdü Chan, Jeongin'i. Onu dikkatlice yatağa yatırdıktan sonra kendisi de hemen yatağın kenarına oturmuş ve karmakarışık duygular barındıran gözlerle omegasına bakmıştı. Eski omegası.

"Beni çok korkuttun." dedi bir eli omeganın saçlarına giderken. Gözlerinden geçen duygulardan birini öğrenmişti böylelikle Jeongin.

Yavaş yavaş okşadı saçlarını rahatlatmak ister gibi. Vücudunun o fark etmese bile hala gergin olduğunu anlayabiliyordu Chan. 

"Duş almak ister misin?" diye sordu bu sefer. Aslında iyi bir fikir olabilirdi. Bu yüzden "Evet." diyerek kısaca cevapladı. Konuşası yoktu pek. Hala yaşadıklarının şokunu üzerinden atabilmiş değildi.

"Sen gir. Ben kıyafet ayarlayayım."

Jeongin uzandığı yataktan kalıp ağır adımlarla duşa girdiği sırada diğer evde Sunoo sabırla babasının aramasını bekliyordu. Akşam yemeğini çoktan yemiş, ödevlerini bile erkenden bitirmişti bütün gece rahat olmak için. Ama babası onu aramıyordu.

"Hyunjin hyung. Babamı sen arar mısın? Beni ne zaman alacaklarmış?" Sunoo elinde tuttuğu en sevdiği tilki peluşuna sarılırken sordu. Hyunjin de onu rahatlatmak için gülümsemiş ve telefonu eline almıştı. Uzun bir süredir en sık aradığı numarayı bir kez daha tuşladığında bir süre açılmasını bekledi. Tam kapatıp içindeki endişe tohumlarını filizlendirecekti ki açılan telefonla anında vücudu gevşedi.

"Jeongin! Eğer biraz daha açmasaydın polise haber veriyordum." diyerek dalga geçti fakat karşıdan duyduğu sesle sanki olduğu yere çakılmış gibi hissetti.

"Hyunjin benim, Chan. Jeongin şu anda telefona cevap veremez." Su sesinin geldiği banyo kapısına baktı. "Şu anda duş alıyor." diye haber verdi. Aslında gereksiz bir ayrıntıydı bu. Fakat böyle bir durumda bile Chan kıskançlığına söz geçiremiyordu.

"Anladım." dedi sadece Hyunjin. Neyi anladığını bilmeden.

"Sunoo'ya söyler misin bu geceki planı hafta sonu yapacağız. Sabah Jeongin ile onu almaya geliriz." 

"Tabii, tabii ki söylerim. İyi akşamlar." Hyunjin'in sesindeki kırıklığı elbette ki fark etmişti ve her ne kadar fırsatçılık yapmış olsa da onun bu hali Chan'ı biraz keyiflendirmişti. Şimdi bütün gece tekrar Chan'a karşı kaybettiğini düşünüp duracaktı belli ki.

treat u betterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin