"hayır hyunjin olmaz öyle şey." Jeongin son kez itiraz ettiğini belli eder bir şekilde soldaki odaya yöneldiğinde hyunjin hızlıca omeganın kolunu yakalamış ve daha sonra omuzlarından tutarak onu sağdaki odaya yönlendirmişti.
"ya, hyunjin! olmaz diyorum biz diğer odada kalırız!" Jeongin son gücüyle kendini alfanın ellerinde kurtardığında kaşlarını çatarak ona doğru döndü.
şu an ne mi oluyor? oda kavgası yapıyorlar. hyunjin onlar gelecek diye her şeyi ayarlanmıştı zaten. kendi yatak odasını Jeongin ve sunoo'ya verecek kendisi de misafir odasındaki yatakta yatacaktı. çünkü ekstradan üçüncü bir yatağı olmadığı için sunoo ve Jeongin'in aynı yatakta yatması ona daha mantıklı gelmişti bu yüzden çift kişilik olanı onlara vermeye çalışıyordu.
Jeongin ise olayı inada bindirmişti. neymiş efendim onun yatağını ve odasını alamazmış, zaten bir anda gelip düzenini bozuyorlarmış da bu kadarını kabul etmezmiş. hyunjin önemli olmadığını söylese bile şuradan şuraya adım atmıyordu.
"bak şöyle yapalım." dedi sonunda Jeongin uzlaşma yoluna giderek. "odan sende kalmaya devam etsin, sunoo misafir odasında kalsın ve ben de hemen sunoo'nun yanına yer yatağı yapayım."
hyunjin kollarını göğüs hizasında birbirine bağlayıp tek kaşı havada karşısındaki omegaya baktı. bu fikri hiç ama hiç beğenmemişti.
"ben de diyorum ki neden yer yatağında yatasın kocaman iki kişilik yatak varken orada? benim dediğim daha mantıklı işte!"
ikili bu konuda tartışmaya devam ederken uykusuzluktan gözleri küçülmüş sunoo daha fazla buna dayanamayarak küçük adımlarla sağdaki odaya girmiş ve kendini koca yatağa bir anda atıvermişti.
onun bu hareketi ile jeongin şaşkınlıkla bakarken hyunjin zafer kazanmış gibi gülümsüyordu. "bak, küçücük çocuk bile benim fikrimi mantıklı buldu." diyerek çoktan rüya aleminde dalan çocuğu gösterdi.
"hadi bakalım sen de yatağa. şu andan itibaren itiraz hakkını da elinden alıyorum canım." dedi Jeongin'i kolaylıkla odanın içine sürüklerken.
"yarın eşyalarınızı dolaba yerleştiririz. ben zaten çoktan kendiminkileri diğer tarafa aktardım."
Jeongin inanmıyormuş gibi alfaya baktı. zaten her şeyi ayarlanmıştı bu yüzden o da itiraz etmeyi bıraktı ve hyunjin'e odadan çıkarken iyi geceler deyip oğlunun yanına yattıktan sonra kendini uykunun kollarına bıraktı.
ertesi sabah birlikte güzel bir kahvaltı yapmışlar, saat öğlene doğru gelirken de sunoo'yu yine parka gönderip eşyaları yerleştirmeye başlamışlardı.
jeongin yine kendinden önce oğlunun bavulunu boşaltırken hyunjin de jeongin'in ıvır zıvırlarla doldurduğu çantayı almıştı. içinde genel olarak bir kaç bakım malzemesi olduğu için yönünü otomatik olarak banyoya çevirmişti.
içindeki kremleri, maskeleri ve benzeri şeyleri aynanın bir tarafındaki dolaba güzelce yerleştirdikten sonra diş fırçaları ve macunları da öteki tarafta bulunan kendi fırçasının da içinde olduğu kaba koymuştu güzelce.
yıllarca orada tek başına duran fırçasının yanına iki tane daha eklendiğinde içini garip bir his kapladı Hyunjin'in. gülümsemesine engel olamazken kendini gerçek bir aile kurmuş gibi hissediyordu.
eşi Jeongin ve minik oğulları sunoo.
hayali bile Hyunjin'in kalbinin deli gibi atmasına sebep oluyordu.
yanağını hafifçe tokatlayıp "kendine gel hyunjin." dedi aynadaki gülümseyen suratını görünce. hayal dünyasından acilen çıkması gerekiyordu çünkü gerçek dünyada bunun belki de asla gerçek olamama ihtimali vardı.
sonunda banyodan çıkabildiğinde tekrar yatak odasına girdi. hâlâ kıyafetlerle boğuşan bir adet jeongin gördüğünde kıkırdadı.
"ne durumdasın?"
Jeongin gelen sesle kapının yanında dikilen alfaya çevirdi bakışkarını. "ah, az kaldı. sunoo'nunkileri bitirdim en azından." dedi kendi tişörtünü katlayıp dolaba yerleştirirken.
"dur, yardım edeyim de bitsin hemen." hyunjin de eline gelen kıyafetleri teker teker alıp katlarken burnuna sürekli Jeongin'in kendi kokusu geliyordu. zaten eve geldikleri andan beri nergis kokusu bütün evi kaplamıştı ama şu an çok daha baskındı bu koku. bir gecede resmen bütün eve sinmişti.
Jeongin ise çok fazla feromon salgıladığının farkında bile değildi. zaten omega ve alfalar kendi kokularını alıştıkları için çok sık duyumsayamazlardı bu yüzden jeongin de farkında değildi her yerin nergis koktuğunu. zaten genel olarak eski evi de hep yoğun bir şekilde nergis kokardı. sanırım omegasının kendini güvende hissetme yöntemi buydu. her yere kendi kokusunu bırakmak.
"oh, bitirdik sonunda." diyerek geri çekildi omega. dolabın da kapağını kapattı ve hyunjin'e döndü. "teşekkürler yardımın için."
"ne demek canım, pek bir şey yapmadım bile." sanki en büyük iyiliği yapmamış gibi konuşması Jeongin'i güldürdü.
"bir yorgunluk kahvesi içelim mi?" Hyunjin'in teklifini onayladıktan sonra ikisi de adımlarını mutfağa doğru yönlendirmişti.
kahvelerden birini jeongin'in önüne koyup kendisi de hemen karşısında oturduktan sonra jeongin ellerini kupanın etrafına sarmış ve sıcaklığın avuç içlerine geçmesine izin vermişti. sabahtan beri aklında olan konuyu sormak için bakışlarını karşısında kendi kahvesini yudumlayan alfaya çevirdi.
"hyunjin," ona seslenerek dikkatini üzerine çektiğinde devam etti "sunoo bu yıl birinci sınıfa başlayacak." dedi.
"hm, ben de sana onu soracaktım. bir an önce kaydını yaptırmamız gerek."
Jeongin kafasını salladı "evet, senin çalıştığın okul olması daha iyi diye düşündüm. orada senin olduğunu bilirse okula alışmakta daha az zorluk çeker."
"aslında bu iyi fikir ama yine de sunoo'yu kendi sınıfıma alamam biliyorsun değil mi?" Jeongin anlayamadığı için kaşlarını çattı. aslında hyunjin'e tam olarak oğlunu kendi sınıfına alıp alamayacağını soracaktı.
"neden ki?"
"çünkü ben onun günlük hayatta tanıdığı biriyim Jeongin. onun için aynı anda hem babasının arkadaşı hem de öğretmeni olamam. bu onun kafasını karıştırır ve bazı sorunlara neden olur."
"ne gibi sorunlar?" diyerek daha da açmasını istedi.
"en basitinden okulda öğretmeni olacağım için günlük hayatta bana karşı olan tavırlarında sürekli kendini kontrol etme çabası gösterebilir. bilirsin çocuklar genelde anne ve babalarından çok öğretmenlerinden korkarlar ve onlara daha çok saygı gösterirler. ya da tam tersi olarak evde onunla gülüp eğlendiğim için okulda büründüğüm öğretmen rolünü benimseyemez ve sınıf ortamında da benimle evdeki gibi bir ilişki içinde olacağını zannedebilir. bu da bir yerden sonra sınıfın düzenini bozacak bir davranış." hyunjin'in uzun açıklamasından sonra anladığını belirtmek için kafasını salladı düşünceli bir şekilde. alfa olanın dediklerini doğruydu. sonuçta bu sunoo için de hyunjin için de iyi olmazdı.
"ama ben yine de onu güvendiğim bir meslektaşıma emanet edeceğim bundan emin olabilirsin."
bir süre sessizlik oldu aralarında. ikisi de sakince kahveleri içtiler ve hiç konuşmadılar. hyunjin içinde bulunduğu andan mutlu olduğu için sessizken Jeongin ise kafasının içi çok fazla dolu olduğu için sessizdi. uzun bir süre de kafasının boşalacağını zannetmiyordu.
______________________________
simdi ben normalde bi 10 bölüm falan ilerde yazdığım için bu bölümleri yayınlarken o kadar kafam karisiyo ki anlatamam yani ne ne zaman olmuş falan her şey sıfırlandı beynimde ben de sizle birlikte ogreniyorum snkwneidns
neyse gecis bölümü(?) olmuş bu biraz sonraki bölümde ne vardı unuttum umarim bi olay oluyodur öyle yani goruşuruzzz 😻

ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat u better
Fanfiction[hyunin, omegaverse] Hyunjin, üniversite aşkı olan ve eşinden boşanmak isteyen Jeongin'e evini ve kalbini açar. ❝sadece bunu yalnız yapmak zorunda olmadığını bil. elimi tut, iyi olacağız. söz veriyorum, asla düşmene izin vermeyeceğim.❞ NOT: Hikaye a...