1.1

196 37 46
                                    

uykusunun arasında bir anda hissettiği ani sızlama ile gözlerini açtı Jeongin. yine bir anda giren ağrılardan biri gelmişti ve iki gündür olduğu gibi onu uykusundan uyandırmıştı. tek eliyle mühür bölgesini tutarken yatakta biraz doğrulup önce başucundaki sehpanın üzerindeki telefonunun ekranını açıp saate bakmıştı.

saat daha sabahın dördüydü.

oflayarak telefonu geri bırakıp bu sefer de sunoo'yu kontrol etmek için oğluna döndü. üzerini yine açmıştı ve üşüdüğü için iki büklüm olmuştu yatağın içinde.

küçük omeganın üzerini örtüp sonra da saçları arasına öpücük kondurduktan sonra yataktan kalktı. mührü hâlâ acıyordu ve geçecek gibi de durmuyordu. bu yüzden önce elini yüzünü bir yıkayıp sonra da biraz olsun etki eder umuduyla ağrı kesici içmeye karar verdi.

yatak odasından çıkıp banyoya girdi ve yüzüne biraz soğuk su çarptı. tam biraz daha iyi hissettiğini düşünüyordu ki yine aniden saplanan acı ve aynı anda anlık olarak gözlerinin kararması ile neye uğradığını şaşırıp düşmemek için lavabo tezgahına tutundu. fakat bu boşa bir çaba olmuştu çünkü ağrı sanki her saniye artıyordu ve jeongin'in bacakları bedenini taşımaya dermanı yokmuş gibi bir anda bütün gücünü kaybetmişti.

kendini bir anda soğuk fayansların üzerinde bulduğunda hâlâ daha gözleri etrafı tam seçemiyordu. nefesi de kesilmeye başlamıştı ve nefes alamadığını hissediyordu. yardım istemek için hyunjin'e seslenmek istedi fakat ağzını açtığında çıkan tek ses acı dolu bir inleme olmuştu.

tüm bu gürültüyle birlikte zaten uykusu hafif olan hyunjin elbette uyanmıştı ve ne olduğunu anlayamasa da hemen odadan çıkıp önce kapalı olan yatak odasının kapısına bakmış daha sonra da ışığının açık olduğunu fark ettiği banyoyu gördüğünde içini bir panik kaplamıştı.

hemen koridorda ilerleyip hafif aralık olan banyonun kapısını tamamen açtığında görmeyi beklediği en son şey yerde bayılmak üzere olan bir jeongin'di.

"Jeongin!" diyerek endişeyle yere çömeldi ve elleriyle önce yanaklarını tutup kendisine bakmasını sağladı fakat bu bir işe yaramıyordu çünkü yavaş yavaş bilincini kaybettiğini hissediyordu omega olan.

son gücüyle önce Hyunjin'in pijama üstüne tutunmuş sonra da kendisini bile düşünemeden aklına gelen oğluyla "sunoo..." diye mırıldanıp kendini karanlığa bırakmıştı.

henüz ne olduğunu idrak edemeyen alfa da bayılan Jeongin ile birlikte tamamen eli ayağına dolaşmış bir şekilde önce omegayı kucağına aldı. hızlıca onu salondaki koltuğa yatırıp kaldığı odaya gidip telefonunu eline almış ve ilk önce ambulansı aramak istese de zaman kaybı olacağını düşünüp changbin'in numarasını tuşlamıştı.

panik ve acele içinde kısaca olanları arkadaşına anlatıp en kısa sürede eve gelmesini söyledi. kendi de o sırada üzerini değiştirmiş ve arabasının anahtarını cebine koyup Jeongin için de bir hırka aldıktan sonra tekrar omegayı kucakladığı gibi arabaya bindirmiş ve vakit kaybetmeden hastaneye sürmüştü arabayı.

acil kapısının önüne park edip dışarıda molada olan hemşirelere seslenip bir sedye getirmelerini istedi hemen alfa. hemşireler de sedyeyi getirene kadar hyunjin tekrar Jeongin'i kucaklayıp arabadan çıkarmış ve gelen sedyeye yatırmaştı dikkat ederek.

acilin içine girdiklerinde hemen bir doktor yanlarına gelip ne olduğunu sorduğunda hyunjin de ne diyeceğini bilememişti çünkü o da ne olduğunu tam olarak bilmiyordu.

onu bayılmak üzereyken gördüğünü hemen sonra da bayıldığını anlatabilmişti sadece. doktor bunun üzerine hızlıca birkaç kontrol yapıp daha sonra omeganın mühür bölgesinde fark ettiği anormal morarma ile kaşlarını çattı.

treat u betterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin