hayalet okuyucularim oy vermek ister mi acaba sadece soruyorum???
__________________________"ama ağlama artık sunoo. gitmek istersen gidebileceğini söyledim."
"ama ben birlikte gidelim istiyorum!" diyerek gözyaşları eşliğinde agresifçe bağırdı küçük çocuk. bir eliyle kapı eşiğinde duran chan'ın bir eliyle de içeride kalan jeongin'in elini tutmuş resmen arada köprü görevi görürcesine bırakmıyordu bir türlü. ne alfa babasından ayrılabiliyordu ne de omega babasından.
"hadi gidelim artık baba, n'olur!"
aslında sunoo bu kadar şımarık ve inatçı tavırlar sergileyen bir çocuk olmamıştı bugüne kadar. babaları ne isterse yapmış; uslu, sakin ve uyumlu olmuştu ama son zamanlarda sanki gittikçe daha da huysuzlaşıyor, bir şeyleri kabullenmek istemiyor gibi davranıyordu.
"sunoo, bak bakalım bir bana." iki tarafın da yine elleri kolları bağlanmış bir halde kaldığını fark edince tekrar ve tekrar araya girme ihtiyacı hissetti hyunjin. kendini bir anda bir aile dramı içinde neredeyse başrole yakın bir yerde bulmuştu fakat pek şikayetçi de değildi. zaten bu hikayede çocuklarla iyi anlaşan, sunoo'yu idare edecek biri de lazımdı.
"sen şimdi pazartesi okula başlayacaksın ya." diyerek söze girdi küçük omeganın önünde boylarını eşitlerken. bir yandan da çoktan gitmek için giydiği montunun fermuarını çekmişti.
"okula giderken sana lazım olacak birkaç tane şey var. mesela," biraz düşünüyormuş gibi yaptı işaret parmağını çenesine hafif hafif dokundururken.
"hah! mesela kalemler, defterler... belki bir tane de okula başlama hediyesi olabilir."
hediye lafını duyduğu anda suratı asık olan çocuğun bir anda gözleri parlamıştı. zaten kim hediyelere hayır diyebilirdi ki?
"ne hediyesi ne hediyesi?" diye sordu bu sefer heyecanla.
"bu bir sürpriz." diyerek burnuna vurdu hafifçe hyunjin de. dikkatini dağıtabildiği için mutluydu.
"o yüzden sen şimdi Chan babanla birlikte eve git, güzelce onunla vakit geçir, biz de Jeongin babanla senin alışverişini yapalım ve hediyeni seçelim. olur mu?"
sunoo bir anda amacını unutup babalarının elini bıraktığında sevinçle yerinde zıplamaya başladı. "olur olur!" dedikten sonra babasının hazırladığı minik sırt çantasını omuzlarına takıp kapıya yöneldi.
"o zaman biz hemen eve gidelim baba. Jeongin babam ve hyunjin hyung da bana hediyemi alsınlar hemen!" modu anında değişen çocuk neşeyle chan'ın elini tutmuş ve jeongin, oğlunun ayakkabılarını giydirdikten sonra ikisini yolcu etmişti.
apartmandan seke seke dışarı çıktıktan sonra Chan, sunoo'yu arka koltuğa oturup kemerini takmıştı. "bir hediyeye tav olduğuna inanamıyorum sunoo." diyerek oğlunun saçlarını karıştırdı.
"tav olmak ne demek?" diye sordu sunoo anlamayarak. şimdi bakınca çok masum ve sakin duruyordu. ama az önce yukarıda kıyameti koparmıştı.
"yani... hemen ikna oldun demek istedim." diyerek kendini açıkladı ve arka tarafın kapısını kapatıp sürücü koltuğuna geçti.
"ama babam bana hediyemi aldıktan sonra eve geri gelecektir değil mi baba?" diye sordu bu sefer de. çocuklar bazen gerçekten öyle sorular soruyorlardı ki insanın dili tutuluyordu.
chan da şu an aynı durumdaydı ne söylerse söylesin işin içinden çıkamayacak bir şekilde köşeye sıkışmış hissetti. "evet, gelecek." dese bile Jeongin gelmeyecekti ve sunoo büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktı. üstelik babasının yalan söylediğini düşünecek, güveni sarsılaraktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/338462469-288-k539913.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat u better
Fanfic[hyunin, omegaverse] Hyunjin, üniversite aşkı olan ve eşinden boşanmak isteyen Jeongin'e evini ve kalbini açar. ❝sadece bunu yalnız yapmak zorunda olmadığını bil. elimi tut, iyi olacağız. söz veriyorum, asla düşmene izin vermeyeceğim.❞ NOT: Hikaye a...