1.4

211 37 43
                                    

"kapat gözlerini." jeongin elleri arkasında koltukta oturan oğlunun yanına ilerlediğinde sunoo hemen küçük ellerini gözlerinin üzerine koymuş babasının ve hyunjin hyungunun vereceği hediyeyi beklemeye başlamıştı.

dün gece Chan, seungmin'i sonunda evine gönderdikten sonra sunoo Chan babası ile uyumak istediğini söylediği için birlikte yatmışlardı. aslında o zamana kadar hiçbir sıkıntı yoktu fakat sunoo normalde doğru düzgün hiç ayrı kalmadığı omega babasını özlediğini söyleyince chan onu sabah geri bırakabileceğini söylemiş ve dediği gibi de sabah olur olmaz sunoo'nun ısrarı üzerine onu Hyunjin'in evine geri götürmek zorunda kalmıştı. küçük omega her ne kadar Chan giderken yine biraz sorun çıkartmış olsa da iki babası arasından seçim yaparak Jeongin ile kalmıştı. chan babasını gerçekten çok seviyordu ama jeongin'den ayrı kalmak onun için çok daha zordu.

sonunda Chan gittikten sonra da dün hyunjin ve jeongin'in birlikte seçtiği hediyeyi almak üzere salona geçip oturmuştu ve heyecanla beklemeye başlamıştı. aslında küçücük yaşına rağmen her şeye sahip olan bir çocuğa ne hediye edilir diye ilk başta kararsız kalmıştı ikili fakat Hyunjin'in aklına gelen fikir ile onu mutlu olacağına neredeyse eminlerdi.

sunoo sonunda kucağında hissettiği ağırlık ve babasının "aç bakalım gözlerini." demesi ile anında ellerini gözlerinden çekmiş ve kucağındaki hediye paketini beklemeden açmaya başlamıştı.

kutuyu sonunda açabildiğinde içinde gördüğü renk renk boya kalemleri, fırça ve boyalarla gözleri kocaman oldu.

"minik ressama lazım olabilecek her şey." diyerek jeongin'in yanına geldi hyunjin de. onun resim yapmaya olan ilgisinin normal bir çocuktan daha fazla olduğu aşikardı. bu yüzden de onun için en uygun hediyenin bu olabileceğini düşünmüştü.

"vay canına! bunlar çok güzel baba! teşekkür ederim!" sunoo kucağındakileri koltuğa koyup hızla babasının kucağına atlamış ve boynuna sıkı sıkı sarılmıştı.

"bana değil, hyunjin abine teşekkür etmelisin. o seçti hediyeni."

"teşekkür ederim hyung!" sunoo babasının kucağından inmeden yanlarında duran alfayı kendine çekip tek koluyla ona da sarılınca ikili mecburen çok fazla yaklaşmıştı birbirlerine. jeongin her ne kadar bu durumu garip karşılamasa da hyunjin daha da yakından aldığı nergis kokusu ile heyecandan ölmek üzereydi.

"rica ederim sunoo." daha fazla bu şekilde kalıp canından olmamak için sunoo'yu omeganın kollarından alıp kendi kucağına geçmesini sağladı. "birlikte yeni boyalarını kullanalım mı?" diyerek kendi dikkatini dağıtmaya çalışıyordu.

"evet!" ikili salondaki orta sehpanın üzerine bütün malzemeleri döküp işe koyulurken jeongin'in telefonu çaldı. arayanın avukat olduğunu görünce rahatça konuşmak için mutfaktan balkona çıkmıştı.

avukatla kısa bir görüşme yaptıktan sonra anlaşmalı boşanma dilekçesini chan'ın adresine gönderilmesini söylemiş ve kendisinin de gün içinde büroya gelip imzalayacağını söylemişti. bir de velayet için chan'la konuşması gerekiyordu. tek dileği şu anda chan'ın bu konu hakkında sorun çıkartmamasıydı.

telefon konuşması bittikten sonra chan'ı da bilgilendirmek için onu aramaya karar verdi. büyük ihtimalle yine sinirlerine engel olamayıp chan'a kızacaktı fakat bir şekilde bunu yapması gerekiyordu.

bu yüzden derin bir nefes aldı ve chan'ın numarasını tuşladı. telefon açılana kadar aldığı nefesi tutmuştu.

"jeongin? bir sorun mu var?" diyerek açtı Chan telefonu. zira yaklaşık bir saat önce ayrılmıştı "onların" evinden.

treat u betterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin