Ben duzen insani degilim arkadaslar oncelikle bu konuda hemfikiriz oyle degil mi? Bolum atmayali yillar olmus gibi sanki
Neysoş iyi okumalarrr muah😙
_______________________________
Sabah kahvaltıda masaya gergin bir hava hakimdi. Hyunjin okulu arayıp bir iki gün izin almıştı. Bazı meseleler hallolana kadar Jeongin'in yanında durmak istiyordu ki omega olan dün ağlayarak ona sığınmak istediğini söyledikten sonra buna kendini mecbur gibi de hissetmişti.
Şimdi ise üç alfa ve bir omega olmak üzere masada oturuyorlar ve kimseden çıt çıkmıyordu.
Minho dün hakkında kardeşinden nasıl özür dileyeceğini düşünüyordu. Aslında buraya öyle bir endişe içinde gelmişti ki düşündüğü tek şey kardeşinin ne durumda olduğuydu. Bir kaç şey üst üste geldiğinde ise sinirleri bozulmuş ve istemeden kardeşine patlamıştı.
Jeongin ise arada kaçamak bakışlar atıyordu karşısında oturan abisine. Yine dünkü olaylar yüzünden abisinin burada olduğunu kavrayamamıştı ama dün gece kafasını yastığa koyduğu anda abisini 7 yıldır görmemiş olmasına rağmen bir kere bile sarılamadığını fark ettiğinde bir tur da bunun için ağlamış, küçükken hep yaptığı gibi onun yanına gidip koynunda uyumamak için kendini zor tutmuştu.
İkilinin birbirine kaçamak bakışlar atıp atıp önlerine geri döndüğünü fark eden Jisung ise çatalını tabağına bırakıp Hyunjin'e seslendi. "Duş alsam sorun olur mu? Uçaktan indiğimiz gibi buraya geldik ve bir temizlenme ihtiyacı hissediyorum."
Onun aslında ikiliyi yalnız bırakmak istediğini anlayan alfa hızla kafasını sallayıp gerçekten banyoya kadar diğerine eşlik etmek için ayağa kalkmıştı. Böylelikle abi kardeş sonunda başbaşa kalabilmişti.
Bir süre yine konuşmadılar. Jeongin her saniye gergin havadan boğulduğunu hissediyordu. Tüm dertlerinin arasında bir de abisi ile küs kalmak en son isteyeceği şey bile değildi ama yine de tüm o sözlerini de öylece sindirip yine özür dileyen taraf olmayı istemiyordu. Bugüne kadar kendisine takılan hiçbir sıfat bu kadar canını yakmamıştı ama bizzat kendi abisinden bunları duymak kalbini hiç olmadığı kadar kırmıştı.
Onun ne düşündüğünü sanki anlamış gibi "Jeongin." diye seslendi Minho. Haksız olan taraf olarak konuşmayı o başlatmalıydı.
"hm?" diye mırıldandı omega alttan alttan abisine bakarken.
"Özür dilerim." ve başını tamamen kaldırdı. Şimdi net olarak abisinin suratını inceliyor, aradan geçen 7 yılda hem ne kadar değiştiğini hem de bir o kadar da aynı kaldığını düşünüyordu.
Dile kolaydı gerçekten. Tam 7 yıl. Ne birbirlerini aramışlar ne de sormuşlardı. Jeongin evlendikten sonra abisinin aramasını beklemişti günlerce. Bir tebrik mesaji ya da bir arama... Hiçbiri gelmedi. O böyle yapınca Jeongin hayal kırıklığına uğradı. Her anında yanında olacağına inandığı abisi tarafindan yüzüstü bırakılmış gibi hissetti. Bu yüzden o da hiç aramaya çalışmadı abisini. Kalbi çok kırılmıştı.
Abisi o gece Malezya'ya giderken 28 yaşına henüz yeni girmişti. O zamanlar çok daha genç görünen abisinin yerine şimdi karşısında 35 yaşında gerçekten tam bir yetişkin gibi duran bir adam vardı. Onun bu zamana kadar olan hiçbir anında eşlik edememiş olmanın eksikliği oturdu bir anda göğsüne. Abisinin kutlayamadığı tam 7 doğum gününü düşündü.
Onun aksineyse Minho gittiği günden beri yalnızca annesi ile iletişimde kalmış ve 7 yıl boyunca Jeongin'in nasıl güzelce büyüyüp yetişkin bir omega olmasını izlemişti. Şimdi ise Jeongin onun gittiği yaşta, 28 yaşındaydı. Annesinin ona attığı yer fotoğrafta o bilmese de yanında olmuştu aslında Minho. Sadece o da kırgındı kendince.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat u better
Fanfiction[hyunin, omegaverse] Hyunjin, üniversite aşkı olan ve eşinden boşanmak isteyen Jeongin'e evini ve kalbini açar. ❝sadece bunu yalnız yapmak zorunda olmadığını bil. elimi tut, iyi olacağız. söz veriyorum, asla düşmene izin vermeyeceğim.❞ NOT: Hikaye a...