biliyorum 3 5 kişi anca okuyor zaten ama bir iki yorum yapabilir misiniz yorumlarınızı çok merak ediyorum ve kimse bir şey demeyince bölüm atasım da gelmiyor açıkçası ☹️ teşekkür ederim şimdiden 🤍
_______________________
"Jeongin, Hyunjin'i hatırlıyor musun?"
Jeongin herkes için fincanlara yeşil çay doldururken Changbin'in sorusu ile ona doğru dönmüş ve kocaman gülümseyerek "hatırlamaz olur muyum hiç? okulda az yardımı dokunmadı bana." demiş ve fincanları da aynı anda masaya koymuştu.
"oh, o zamanlar da sürekli sana yardım ediyordu değil mi?" dedi alfa olan gülerek. hyunjin gerçekten de iyilik meleği gibiydi. tabii daha çok Jeongin'e karşı.
"evet, bir keresinde projemi yetiştiremediğim için benimle birlikte kütüphanede sabahlamıştı. üstelik kendi bölümüyle alakası bile yoktu!" Jeongin üniversite anılarını hatırladıkça yüzündeki gülümseme genişledi. "o günü asla unutmuyorum. resmen yetişmeyecek diye tutuşmuştum ve bir anda bir mucize gibi çıkagelmişti."
Felix, arkadaşının anlattığı anıyla kendini gülmemek için zor tutuyordu. o zamanlar Hyunjin'in, Jeongin'den hoşlandığını o da biliyordu ve o gün de Jeongin'in ödev için yardıma ihtiyacı olduğunu ona Felix söylemişti. Hyunjin'in aceleyle yanlarından ayrılışına dakikalarca gülmüşlerdi.
"o zaman şimdi de bir mucize gibi çıkagelse senin için beklenmedik olmaz herhalde."
Jeongin tek kaşını havaya kaldırdı yerine otururken. "o ne demek hyung?"
"ben senin ev aradığını Hyunjin'e anlattım. o da uygun bir ev bulana kadar benimle kalabilirler dedi." diyerek hızlıca söyledi Changbin. daha fazla lafı dolandırabileceğini zannetmiyordu çünkü.
"ah, harika bir fikir! hem hyunjin sınıf öğretmeni değil mi? evinin yakınındaki bir okulda çalıştığını biliyorum." dedi Felix heyecanla. anlaşılan çöpçatanlık yeteneğini henüz kaybetmemişti.
"öyle mi?" diye sordu Jeongin de ilgisini çeken konuyla. Hyunjin'in sınıf öğretmenliği okuduğunu zaten biliyordu fakat tahmin edilebileceği gibi buralarda bir yerde çalıştığından heberi yoktu.
"evet." diyerek onayladı Changbin. "hem evi de tam senin istediğin gibi bir yerde. genelde aileler oturduğu için sessiz sakin, güvenli bir yer."
"anladım..." diye mırıldandı omega olan. gözleri kahvaltı masasında gezinirken Felix onun kararsızlığını fark etmişti.
"bence gayet mantıklı bir fikir Jeongin. kendine göre bir düzen oluşturabileceğin zamana kadar orada kalırsınız. sunoo'yu da hyunjin'in okuluna yazdırırsın ve gözün arkada kalmaz."
"orası öyle evet ama..."
"hyunjin günlerdir kafamın etini yiyor sana bunu sormam için. size yardım etmek için can atıyor resmen. bence bunu değerlendirmelisin." changbin son yemini de attıktan sonra geri çekildi ve göz ucuyla eşine baktı. Felix de otuz iki diş gülerek alfasına bakıyordu.
"biraz düşünmeme izin verin. mantıklı evet ama bilemiyorum." sessizce konuşup ağzına bir parça ekmek attı. şu an bedenen burada olsa da aklı çok başka yerlerdeydi.
"istediğin kadar düşün. karar verdiğinde Hyunjin'e de haber verelim."
kahvaltıdan sonra kalan bir kaç ev ilanına daha bakmak için tekrar yola çıktılar fakat akşam üzerine kadar gezmelerine rağmen sonuç yine hüsrandı.
"kafayı yiyeceğim gerçekten kocaman seul'de nasıl doğru düzgün bir ev olmaz ya?" Jeongin sinirle konuştuğunda Felix ve changbin göz göze geldiler. alfa olan kafasını aşağı yukarı sallayıp Felix'e işaret verdiğinde Felix hemen olaya dahil oldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat u better
Fanfiction[hyunin, omegaverse] Hyunjin, üniversite aşkı olan ve eşinden boşanmak isteyen Jeongin'e evini ve kalbini açar. ❝sadece bunu yalnız yapmak zorunda olmadığını bil. elimi tut, iyi olacağız. söz veriyorum, asla düşmene izin vermeyeceğim.❞ NOT: Hikaye a...