1.8

227 46 99
                                    

"aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. lütfen daha sonra tekrar deneyiniz"

daha sabah görüştüğü ve sonrasında masada bırakıp gittiği alfayı defalarca kez aramasına rağmen bir kez daha ulaşamamanın verdiği sinirle gözlerini yumdu omega. bir kaç saat önce oğluna söz vermemişler gibi şimdi çıkış saatinde hala daha okula gelmemiş olması oldukça sinirlendirmiş ve sunoo için de endişelendirmişti. bir kez daha küçük olanı hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu zira söylediği kelimeler yine sabahtan beri zihninde dönüp duruyordu. bu yüzden son bir kez daha tuşladı hayatına aldığına her zerresiyle pişman olduğu adamı. ve sonuç yine aynı...

"sana güvenende zaten kabahat." diye söylendi sessizce. telefonunu bir hışımla cebine yerleştirip kollarını göğsünde bağladı ve zilin çalmasını beklemeye başladı bahçedeki diğer veliler gibi.

o sırada üzerinde hissettiği rahatsız edici bakışların farkına varmıştı. gözlerini hemen çaprazında kendisine bakarak birbirlerine fısıldayan iki omegayı gördüğünde ise neden ona baktıklarını anlayamamıştı ilk başta. ancak hemen ardından fazla uzak olmadıkları için seslerini duyabildiği bir grup omeganın hakkında konuşmasıyla düşmüştü jeton.

"boynundaki de ne? bir bandaj mı?" dedi bir tanesi.

"bunu biliyorum. bizim eski mahallede de vardı böyle bir tip. ahlaksızlar. " diye devam etti öteki.

"ne ki o?" diye sordu başka biri de.

"ne olacak! alfaların altına girip girip kendilerini mühürletiyorlar. sonra paralarını yiyip ortadan kayboluyorlar. mühürlerini de sildiriyorlar böyle. aman alflarınıza dikkat edin. o diğer ahlaksız da bizim komşunun eşini kapmıştı. bütün varını yoğunu yiyip ortadan kayboldu. ah, omega da dayanamadı tabii. alfa iki çocuğuyla dımdızlak kaldı bir başına."

konuşan omeganın sözleri bittiğinde ayni anda zil çalmış ve bahçeyi dolduran çocuk seslerinden dolayı devmını duyamamıştı jeongin. fakat anlamıştı kendisine yapılan ithamı. zaten buna hazırlıklı olduğu için içinden "cahiller." diye geçirdi yalnızca. cahillik maalesef sadece okumakla bitmiyordu. her şey kafa yapısındaydı.

"baba!" kendisine doğru koşan oğlunu görünce bir anda kendisi hakkında duyduğu her şeyi unutuverdi omega. zaten önemsemiyordu da. sadece oğlunun ne düşündüğü önemliydi onun için.

sunoo kucağına atlayınca düşmesin diye sıkıca tuttu onu. "gelmişsin" diye de şakıdı resmen. 

"seni hiç bırakır mıyım ben bir tanem? söz vermiştim bak tuttum sözümü."

"dünyanın 2 numaralı babasısın!" dedi yanaklarına öpücükler kondururken. jeongin ise yalancıktan kızmış gibi yapıp "1 numarası kimmiş?" diye sordu.

"chan babam!" dedi neşeyle ve ona sarılmak için gözlerini etrafta gezdirdi. fakat onu görememişti.

"chan babam nerede?" diye sordu bu sefer. bariz bir şekilde hayal kırıklığına uğramıştı. oysa bütün gün birlikte yiyecekleri pizzayı düşünmüştü. belki sonra eve de giderlerdi? 

"ah, chan baban da buradaydı fakat çok çok önemli bir işi çıktı. gitmek zorunda kaldı o yüzden." her seferinde aynı yalan diye geçirdi içinden. çocuk demez miydi "neden babam bu kadar meşgul" diye. sonuçta bir saat yemek yiyip döneceklerdi o kadar bile vakti yok muydu oğluna?

"anladım" dedi sunoo. şaşırmamıştı bile çünkü babası hep böyle yapmaya başlamıştı. eskisi gibi değildi artık fark ediyordu sunoo.

"ama olsun, ikimiz gideriz pizza yemeye. olmaz mı?"

treat u betterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin