treat u better

2.0

tw: bu bölümde rahatsız edici sahneler bulunmaktadır!!!
________________________

"Jeongin, şu dosyaları genel müdüre götürebilir misin?"

Bay Jeon elinde tuttuğu dosyaları omegaya doğru uzattığında Jeongin nazik bir şekilde gülümsemiş ve "Tabii, Bay Jeon."diyerek dosyaları kendi eline almıştı.

İşe başlayalı 2, annesine her şeyi anlatalı ise neredeyse 1 hafta olmuştu. Bu kadar süre içinde ne annesinden tek bir telefon gelmiş ne de hala babasının sinir krizi geçirdiğine dair bir haber almıştı. İşi de gayet iyi gidiyordu. Güzel bir şirkette genel olarak getir götür işleri yapan, çay kahve servisleriyle uğraşan basit bir gorevi vardı. Sonuçta üniversiteyi bile bitirmemiş haliyle ona zaten mükemmel bir iş vermelerini beklemiyordu Jeongin. O nedenle rahattı her türlü. En azından artık para kazanabiliyordu.

Evdeki durumlar da oldukça iyiydi. Hayatı bazen zorlaşıyordu belki ama bir şekilde her şey atlatılıyordu.

Yine de içine dert olmaya başlayan küçük bir mesele de vardı elbette. Kızgınlığı.

Tam 8 yıldır tüm kızgınlıklarını eşiyle birlikte geçirmiş olduğunu var sayarsak bu seferkinin ona fazlasıyla acı vereceğini biliyordu. Üstelik bu bir haftalık süreçte kalacak bir yere ihtiyacı vardı ki Hyunjin'i de etkilemesin.

"Nasıl her seferinde kafama takacak bir sorun bulabiliyorum." diyerek kendi kendine söyledi genel müdürün odasının önünde dururken. Kapıyı çalmak için elini kaldırdığı sırada aniden açılan kapı ile hem şaşırmış hem de korkmuştu.

"Ah, Bay Yang. Orada olduğunuz bilmiyordum." diye mahcup bir şekilde konuştu karşısındaki alfa.

"Sorun değil Bay Oh. Size bu dosyaları vermek için gelmiştim ben de zaten." elindeki dosyaları görüş hizasına kaldırırken konuştu omega.

Alfa olan adam gülümseyip, "Anladım. Sen onları benim masama koy. Ben az sonra gelip bakarım." derken hafiften hissettiği feromon kokusu ile anlık duraksamış fakat hemen kendini toparlamıştı da.

"Tabii." Jeongin odaya girip dosyaları masaya yerleştirirken bu süre zarfında alfa da onu izlemişti. Jeongin geri dönüp odadan çıktığında ise üstü olan adama saygıyla eğilip mutfak bölümüne doğru ilerlemeye başlamıştı ama hala alfanın gözlerinin kendi üzerinde olduğunu fark etmemişti.

Mutfak bölümüne geldiğinde kendine kahve yapmak için ısıtıcıyı çalıştırdı. Tam o sırada yanına gelen Felix ile de kocaman gülümsedi arkadaşına.

"Selam, kahve yapıyorum ister misin?" diye sordu ikinci bir bardak çıkarırken.

"Süper olur. Bugün yoğun bir gündü baya yoruldum." Masai saatinin bitmesine az kalmıştı. Son düzenlemeleri yapıp çıkacaktı muhtemelen.

"Her şey yolunda değil mi? Son zamanlarda pek konuşamadık." Felix yeni reklam anlaşması ile o kadar meşguldü ki kimseye vakit ayıramıyordu. Buna kendi eşi de dahildi.

"Evet her şey harika gidiyor. Hatta itiraf etmek gerekirse korkutucu dercede iyi. Yani sanki her an kötü bir şey patlak verecekmiş gibi de hissettiriyor." Jeongin suyu kahvelerin üzerine boşaltırken konuştu. Bununla birlikte Felix kaşlarını çatmış ve "Deme söyle şeyler. Kötüyü çağırırsın." diyerek arkadaşını azarlamıştı.

"Aslında bir sorun var." dedi Jeongin aklına gelenle.

"Dinliyorum" der gibi baktı Felix de kahvesinden bir yudum alırken.

"Kızgınlığım yaklaşıyor ve kaldığım evde bekar bir alfa olduğunu hatırlatmak isterim."

"Oh, bu ciddi bir sorun." dedi düşünceli bir şekilde.