1.0

270 40 21
                                    

Jeongin, önünde hyunjin'e ait olan tabletin ekranını sinirle kapatıp başını elleri arasına alıp derin ve sıkıntılı bir nefes aldı. son bir kaç gündür gerçekten kafayı yiyecek gibi hissediyordu. bunun sebebi ise günlerdir baktığı iş ilanlarıydı. kendi bölümü dahil her türlü işe bakmıştı elbette ama saçma sapan bir yer için bile en az üniversite diploması istiyorlardı ve Jeongin'de eksik olan şeylerden biri buydu.

gençken verdiği aptal kararlardan biri ve en çok pişmanlık duyduğu mesele de buydu zaten. evlendikten sonra üniversitenin 3. yılının başında kaydını dondurmak. aslında tamamen kendi tercihi olduğu da söylenemezdi. evlendikten kısa bir süre sonra daha okula gitmişti ve daha sonrasında babası artık evli bir omega olduğu için okuluna devam etmesinin anlamsız olduğunu, mezun olsa bile chan'ın maddi durumu çok iyi olduğu için çalışmasına gerek olmadığını söylemişti. aslında biraz üzerinde baskı kurmaya da çalışmıştı. zaten Jeongin kendini bildi bileli babası onun okumasına sıcak bakmıyordu. ona göre omegalar evlenene kadar baba evinde durmalı daha sonra da alfalarının tabiri caizse dizinin dibinde oturmalıydı. biraz eski kafalı bir düşünce yapısıydı bu fakat kendisi de böyle bir düşünce yapısıyla yetişmiş ve yine böyle bir evlilik yapmıştı. bu yüzden Jeongin onun neden bu tarz düşüncelere sahip olduğunu anlayabiliyordu.

yine de bu okulu bırakması için bir bahane ya da gerekçe değildi. Genç omega diplomasını eline alıp güzel bir yerde mesleğini yapmak istemişti hep. Chan da bu konuda bir fikir belirtmemiş, istediğini yapabileceğini söylemişti. fakat planlar jeongin'in tahmin ettiği gibi ilerlemedi. evliliklerinden kısa bir süre sonra hamile kaldığını öğrendiğinde babasının baskıları daha da artmıştı. sürekli okulu bırakması gerektiğini, karnında bir bebekle okumanın zor olacahini söyleyip duruyordu.

omega da hem babasına dayanamadığı için hem de doktorun dediğine göre biraz riskli bir hamilelik dönemi geçireceği için kaydını dondurmuştu. ve işte şimdi buradaydı. belki doğumdan sonra kendini toparlayıp en azından diplomasını eline alabilseydi şu an kendi bölümü olmasa bile onları idare edebilecek bir işte çalışabilirdi. fakat şimdi bu imkansız görünüyordu.

dış kapının açılıp kapanma sesi ile dikkatini mutfağın kapısına verdi. yaklaşık bir saat önce sunoo çok ısrar ettiği için hyunjin ile birlikte parka gitmişlerdi ve şimdi dönmüş olmalılardı.

"baba!" diyerek koşa koşa gelen oğlu da bunu gösteriyordu zaten.

"bebeğim," dedi jeongin oğlunu kolları arasına alırken. "eğlendin mi hyunjin hyungunla hm?"

"evet! hyung çok komik birisi baba beni çok güldürdü." sunoo aklına gelenle kıkır kıkır güldüğünde Jeongin iki kaşını birden havaya kaldırıp oğluna baktı. "bir şey mi oldu parkta?" diyerek sorduğunda alfa olan da mutfağa yeni girmişti.

"sakın!" dedi bir anda elini havaya kaldırıp. "sunoo, anlaşma yaptık. hani anlatmak yoktu!"

"ama çok komiktin hyung."

"ya, bana da anlatın. ne oldu ki?" Jeongin ikilinin konuşmasından bir şey anlayamayarak merakla alfaya baktı. tanrım... gerçekten bu omega hyunjin'in sınavı falan olmalıydı.

"hyunjin hyung-"

"sunoo!" hyunjin tekrar panikle bağırdığında sunoo alfayı pek takmayarak babasının kulağına doğru eğilmiş ve fısır fısır bir şeyler söyledikten sonra jeongin gür bir kahkaha atmıştı.

"ya! sunoo-"

sunoo aniden babasının kucağından inip kaldıkları odaya kaçtığında hyunjin de sanki onu kovalıyormuş gibi peşinden gitmişti ama küçük omega hemen kapıyı kapatıp "söyledim ki." diyerek dalga geçmişti hyungu ile.

treat u betterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin