𐰃𐰓𐰃: 𐰆𐰴𐰽𐰕: 𐰰𐰇𐰚: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰨𐰀: 𐰆𐰞𐰺𐰆𐰺: 𐰼𐰢𐰾: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐰴𐰍𐰣: 𐰼𐰢𐰾: 𐰞𐰯: 𐰴𐰍𐰣: 𐰼𐰢𐰾: 𐰉𐰆𐰖𐰺𐰸𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐰼𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰞𐰯: 𐰼𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰋𐰏𐰠𐰼𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐱅𐰇𐰕: 𐰼𐰢𐰾: 𐰣𐰃: 𐰇𐰲𐰇𐰤: 𐰃𐰠𐰏: 𐰨𐰀: 𐱃𐰆𐱃𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰃𐰠𐰏: 𐱃𐰆𐱃𐰯: 𐱅𐰇𐰼𐰇𐰏: 𐰃𐱅𐰢𐰾: 𐰇𐰕𐰃 : 𐰨𐰀 :
~Çok örgütsüz,kabilesiz(düzensiz) yaşayan Göktürkleri düzenleyerek böylece tahta oturmuş. Akıllı,bilgili Kağan imiş. Cesur Kağan imiş. Buyruğundaki(emirleri altındaki kumandanları) de bilge, akıllı imiş şüphesiz. Beyleri de halkı da düz imiş(dosdoğruymuş). Onun için devleti öylece tutmuş(yönetmiş) şüphesiz. Devleti tutup(yönetip), yasayı düzenlemiş.~
🏹
"Ben... Tang Hanedanlığı'ndan Wu Yifan. Bu yaptığın cesur hareketin bedelini ödeyeceğini bilmiyor musun güzellik?"
Ne diyor bu?! Bir dakika! Çin tarihinin tek kadın imparatoru Wu Zetian...
Kapgan Kağan döneminde Tang Hanedanı'nın imparatorunu ve başa geçen nice kişiyi, hatta öz oğlunu bile öldürterek başa geçen tek kadın imparator Wu Zetian ile bu ukalanın bir alâkası olabilir mi?
Kahretsin!
O zaman bu da... Doğru ya, Wu Yifan. Acımasız,gaddar, zalim, kana doymayan Prens.
Gözlerimi yumdum.
Şimdi ayvayı yedin Asena.
"Ne o? Sustun."
Yummuş olduğum gözlerimi hemen açtım. Zafer kazanmış edayla sırıtan bu ukala prense ölümcül bakışlarımı gönderdim.
Çin tarihinde böyle ünlenmiş bir şahsiyet kanlı canlı karşımda duruyor. İnkâr etmeyeceğim. Oldukça yakışıklı da. Ama karakteri...
"Elimden geldiğince samimi ve sevecen bir şekilde yaklaşmaya çalıştım. Ama olmadı. Senin yüzünden sinirlendim. Ne olacak şimdi? Ben sinirlenince sinirim geçene kadar kan akıtırım. Şimdi... Şimdi de bunu mu yapmalıyım?"
Benim vicdanlı biri olduğumu düşünerek vicdanımdan vurmaya çalışıyor. Sanırım kendi canımdan çok masumların canını düşündüğümü tahmin edebiliyor. Öyle de. Ama ona, bunun tam tersini göstermeli ve umursamamazlık maskesini takmalıyım.
"Umurumda değil. Ne yaparsan yap."dedim.
Biraz daha yaklaştı. Dibime girmişti. Ama korkmadığımı ona göstermek için yerimden gram kımıldamadım.
"Üzerindekiler... Arkandaki kılıç... Yere serdiğin askerlerim... Asker misin diyeceğim ama bugüne kadar orduda kız görmedim. Ayrıca saray emrinde olsaydın kuzu gibi onları dinler ve sözlerinden çıkmazdın. Dolayısıyla bana karşı gelecek cesareti de kendinde bulamazdın. Peki... Nesin sen? Kimsin? "
Sırıttım. Çince konuştuğum için benim Tang Hanedanlığı emrindeki askerlerden biri olduğumu düşünmüş. Alaya alarak cevap verdim.
"Sanane? Bunun seni ilgilendireceğini zannetmiyorum."
Moralinin bozulmadığını göstermek için sürekli sırıtıyordu ama bozulduğunu gayet iyi anlayabiliyordum.
"Cesaretin beni oldukça etkilemeye devam etse de giderek sinirleniyorum bilmiş ol."
Gülüşümü artırdım. Onunla bayağı bir dalga geçerek konuştum.
"Çok korktum prensim. Lütfen beni affedin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)
Historical FictionKaderin Kitabının Efsanesi kitabının ilk yayınlandığı düzensiz hâlidir.