🐺20.Bölüm🐺

551 34 5
                                    

𐰇𐰲𐰇𐰤: 𐰋𐰃𐰕𐰭𐰀: 𐰖𐰭𐰞𐰑𐰸𐰃𐰤: 𐰇𐰲𐰇𐰤: 𐰴𐰍𐰣𐰃: 𐰇𐰠𐱅𐰃: 𐰉𐰆𐰖𐰺𐰸𐰃: 𐰋𐰏𐰠𐰼𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐰇𐰠𐱅𐰃: 𐰆𐰣: 𐰸: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰢𐰏𐰚: 𐰚𐰇𐰼𐱅𐰃: 𐰲𐰇𐰢𐰕: 𐰯𐰀𐰢𐰕: 𐱃𐰆𐱃𐰢𐰾: 𐰘𐰃𐰼: 𐰽𐰆𐰉: 𐰃𐰓𐰾𐰕: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰕𐰆𐰣: 𐱅𐰃𐰘𐰤: 𐰕: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰍: 𐰃𐱅𐰯: 𐰖𐰺𐱃𐰯: [...]:

~Türgiş Kağanı bizim gibi Türk'tü ve bizim halkımızdandı. Ancak bize karşı hata ettiği için Kağan öldü ( öldürdük). Kumandanları ve beyleri de öldü.Ve halkı, On-ok halkı da eziyet gördü. Atalarımızın dedelerimizin tuttuğu vatan sahipsiz olmasın diyerek Az halkını düzene sokup örgütleyerek...~

Bu paragraf yarım,burada bitiyor. Okunamayan kısımlardan sanırım.☺️

Fark ettiyseniz 'öldü' kelimesi kullanılmış. Sizlere daha önce Türkler'in kendi ölülerine asla ölü demediklerinden, ölü kelimesi geçiyorsa da öldürdükleri bir kişiyi kast ettiklerinden bahsetmiştim.☺️

Bu arada 2K olmuş ve #tarihikurgu etiketinde de 1.sıraya yerleşmişiz. Sizler sayesinde. Çok ama çok teşekkür ederim. 

Sizler için 2K özel bölümüyle geldim. Oldukça uzun bir bölüm oldu. İyi okumalar.💙

🏹

Kaderin kitabı elimdeydi. Onu sıkı sıkıya kucaklamış, anahtarı da yeniden boynuma asmıştım. Barlas'ın yanında, ön taraflarda yürüyordum. Sessizdik. Sadece arada bir birbirimize bakarak gülümsüyor, utanıp bakışlarımızı kaçırıyorduk.

Yaklaşık 2 saatlik bir yürüyüşün ardından tünelin sonuna gelebildik. Herkes çok yorulmuştu. Ancak buradan çıkmalıydık.

Merdiven gibi taştan basamaklar yapılmıştı yukarıya doğru. Buranın,yani özgürlük savaşçılarının komutanı Tomris gibiydi. Her konuda da en önde kendisini o ortaya atıyordu.

Taştan basamakları ilk çıkan ve basamakların sonunda, üzerindeki ağırlığı tek başına kaldıran yine Tomris oldu. Ikınarak kayayı başka bir tarafa kollarıyla itti. Gün ışığı içeri girdi. Hepimizin gözleri bayağı kötü oldu. Gözlerimizin gün ışığına alışması bir hayli uzun sürdü.

Biz Barlas ve alpler ile beraber en arkada kaldık. Önceliğimiz halkı ve yorgun düşmüş özgürlük savaşçılarını tahliye etmekti. Herkes bir bir basamakları çıktıktan sonra Tomris'in önderliğinde ilerlemeye devam ettiler.

Sonunda bizler de çıkmaya başladık. Aralarında kalan tek kız olduğum için  alplerden önce ben çıktım. Barlas hemen arkamdan geldi. Sonrasında atları çıkarmak için uğraştık. Çünkü taştan basamaklar dardı. Yukarı doğru çıkmaları çok zor oldu. Allah'tan tünelin ağzı genişti de çıkabildiler. Aksi takdirde alpler atlarını almadan hiçbir yere gitmez, burada taş üstünde taş bırakmazlardı.

Hepimiz yukarı çıktık. Tomris'in önderliğinde kurulan düzen harikaydı. Özgürlük savaşçıları halkı âdeta bir daire içine almışlardı. Tabii bu daire daha çok elips şeklindeydi. Onların güvenliğini kendi canlarının üzerinde tutuyorlardı.

Biz alplerle yine arkada kalıp arkadaki güvenliği sağlamaya çalıştık. Barlas atının üzerine atladı. Hemen ardından yine bana elini uzattı.

"Gel bakalım."

Yine eline uzandım. Beni atın üzerine doğru çekti. Ben de ona kolaylık sağlayıp atladım. Kitabı da onun heybesine iyice yerleştirdim. Yine arkasındaydım.

Ancak bu sefer onu kıyafetinden tutmak yerine gülümseyerek  kollarımı beline doladım. Yüzümün sol tarafını da onun sırtına yerleştirdim. Başını hafif sağa çevirip bana baktı. O da gülümsüyordu.

Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin