𐰚𐰇𐰼𐰢𐰾: 𐰠𐰏: 𐰘𐰃𐰞: 𐰃𐰾𐰏: 𐰚𐰇𐰲𐰏: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰰𐰇𐰤: 𐱃𐰆𐰍𐰽𐰴𐰑𐰀: 𐰋𐰇𐰚𐰠𐰃: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰘𐰇: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐰸𐰆𐰺𐰍𐰺𐰆: 𐱅𐰢𐰼𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰘𐰇: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀: 𐰃𐰠𐰃𐰤: 𐱅𐰇𐰼𐰇𐰾𐰃𐰤: 𐰞𐰃: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰴𐰺𐰀: 𐰴𐰢𐰍:
~Çin hakanına...hizmet etmişler. 50 yıl Çin'e hizmet etmişler. Doğuda, gün doğusunda Bükli Kağan'a kadar ordu sevk edivermişler(sefer düzenlemişler). Batıda Demir Kapı'ya kadar ordu sevk edivermişler. Çin Kağanı için (böylece) fetihler yapmış; devletini, yasasını( Türk töresi) alıvermişler. Türk sıradan halkı şöyle demiş: ...~
Reklam😂Devamı sonraki paragrafta.😂 Cidden çok iyi yerlerde kesmişler.
🏹
"Resmen yem olmaya gidiyoruz. Ben hâlâ niye seninle geliyorum anlamadım ki? Güveniyorum ama bu güvenin nereden kaynaklandığını bilmiyorum. Ahhh! Durmayacak mıyız? Gerçekten ciddi ciddi gidecek miyiz? Ne kadar olumlu düşünürsem düşüneyim olmuyor. Hey! Sen beni dinliyor musun? Asena! Hey, Asena!"
Atımın üzerinde ilerlerken hemen yanımda ilerleyen Aybars'a gözlerimi devirerek baktım. Derin bir iç çektikten sonra konuştum.
"2 saattir aynı şeyleri tekrar edip duruyorsun Aybars. Sadece güven bana. Burnumuz bile kanamayacak. Elimizi dahi kıpırdatmayacağız."
"Nereden geliyor bu güven? Neye güveniyoruz kızım biz? Söyle de ona göre rahatlayayım."
Onu iyice gıcık edebilmek için gülümsedim ve;
"Orada söyleyince rahatlarsın."dedim. Hemen bağırdı.
"Asena!"
"Of Aybars. İstemezsen gelme. Ama orada bu görevi kabul etmeseydin alplerin gözünde korkak biri olarak görünecektin. Hangi seçmesine gidersen git seni direkt 'Aaa,bu o korkak' diyerek eleyeceklerdi. Hem belki de seni bu şekilde test ettiler. 'Acaba gidecek mi, gitmeyecek mi, bu kadar cesarete sahip mi...?' Bir düşün."
Düşündü. Hatta hak dahi verdi.
"Sanırım haklısın."
Ama bunu der demez suratı yine o ağlamaklı hâli aldı. İsyan etmeye başladı.
"Ama sonuçta gidiyoruuuz. Ölüme gidiyoruz Asenaaa."
"Bebek misin Aybars? Azıcık cesaretli ol. Oraya gittiğimizde de korkak bir bebek gibi görünme sakın. Cesaretli dur,dik dur. Alp olmak istediğine emin misin sen cidden? Bu kırık ve zayıf cesaretle ne kadar yetenekli olursan ol hayatta alp olamazsın söyleyeyim. Neyse, tarif edilen yer buralarda bir yerde olmalı."
Aybars çevresine bakındı.
"Evet, buralarda bir yerlerde olmaları lâzım. Ah,baksana. Şuradan dumanlar yükseliyor. Ateş yakılıyor belli. Orada olmalılar."
İşaret ettiği yere baktım. Evet, doğru söylüyordu.
"Hadi,hızlanalım. Bir an önce şu işi hâlledelim."
🏹
Birliğe geldik ama karşılanmamız pek hoş olmadı tabii. Birlikte resmen satanist tipler var be. Ellerinde baltalar,satırlar, gürzler... Yüzlerinde iğrenç sırıtışlar... Davul çalıp eğlenen şamanlar ve kan içen pislikler...
Birimdeki rütbeli kişiyle çok önemli bir mevzu hakkında konuşmak istediğimi söyleyince birkaç kişi ellerindeki mızraklarla kontrollü bir şekilde bizi oraya yönlendirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)
Ficción históricaKaderin Kitabının Efsanesi kitabının ilk yayınlandığı düzensiz hâlidir.